Bugün 24 Kasım Öğretmenler günü…
Öncelikle tüm öğretmenlerimizin, öğretmen adaylarımızın ve emektar öğretmenlerimizin gününü kutluyorum.
Kadrolusu, sözleşmelisi, ücretlisi, uzmanı ve başöğretmenlerimizin de tabii…
Farklı branşlar gibi, ne çok çeşitlendi değil mi?
Ekonomik, özlük akabinde psikolojik farklılıklar diyebiliriz aslında tüm bu çeşitlemelere ve güzellemelere…
Şöyle ki;
Eğitim fakültelerinden mezun olup, KPSS sınavına giren ve ‘kısmetse’ öğretmen olarak görev yapmaya hak kazananlar önce sözleşmeli oluyor.
Neden?
Hele önce bakalım sözünün erimisin diye…
Belirlenen yerde mecbur olduğun kadar kalabilirsen, seni kadrolu yaparız şartı konuluyor.
Bu süreci alnının akıyla geçersen ve okul müdürünün gözüne de girersen, o da sana kefil olursa mülakatı geçersin. Kadroyu da hak edersin.
Sonrasında ise aslan gibi tescilli öğretmen olursun. Tebrikler…
…
Ücretli öğretmenlik nedir derseniz,
Onların kamudaki statüleri hakkında, MEB dahil aslında kimsenin çokta bir bilgisi yok.
İlle de eğitim fakültelerinden mezun olma şartı aranmıyor. Öğretmen açığını kapatmak için 4 yıllık veya 2 yıllık ön lisans mezunu olman yeterli sayılır. Süreklilik söz konusu değil. Genelde bir eğitim dönemi boyunca görevlendirilirler. Bu arada KPSS zorunluluğu yok. Diğerlerinden en büyük farkı ise maaşları oldukça düşük diyebiliriz.
Peki neden bu kadar eğitim fakültesi mezunu varken ve mezun vermeye devam ederken, hala öğretmen açığı olabiliyor diye düşünülebilir.
Şöyle ki; Malum, habire açılan fakültelerin haliyle mezun verme potansiyeli de gittikçe arttı.
Hatta ihtiyacın çok fazlası diyebiliriz. Hal böyle olunca hepsini kadroya almanın da mümkünatı yok. Zaten kadrodan önce sözleşmeli pozisyonlarda, biraz bu durumun getirilerinden. Ama sözleşmeli pozisyonun da belli bir kontenjanı olduğunu düşündüğümüzde, oluşan öğretmen açığı ücretli öğretmenlerle giderilmeye çalışılıyor.
Şimdi akıllara şu soru da gelebilir:
Madem öğretmen açığı oluşuyor. Neden sözleşmeli ve kadrolu öğretmen kontenjanları bu durumda açığa göre oluşturulmuyor?
Ahh arkadaşım!
Ücretli öğretmenle kadrolu veya sözleşmeli öğretmen maaşı arasında dünya kadar fark var. Öyle al demek kolay!
Nerden verilecek o kadar maaş!
O da yetmezmiş gibi yok özlük hakkı, olmadı benlik hakkı. Ne de israfçı insanlar olduk. Az biraz tasarruf öğrenemedik gittik…
Eğitimden tasarruf olmaz demeyin!
Olur. Ama beğenmiyorsan,
Buyurun! Özeller ne güne duruyor. Alternatifler yok değil!
…
Bu arada uzman öğretmenliği de unutmayalım!
Süper öğretmenlik gibi bir şey diyebiliriz. 10 yılını doldurmuş öğretmenlere verilmiş bir hak. Bu öğretmenlerimiz hem derece alır hem de maaşlarında artış olur. Ayrıca sınava girip başarılı olurlarsa Başöğretmen unvanıyla görev yapabilirler. Böylece maaşlarında daha ciddi bir artış olur. Yani her öğretmenin hayali. Tabi öncelikle öğretmen kimliği kazanabilenlerin…
…
Yeminle yazarken yoruldum. Ne çok aşamalardan geçiyor öğretmenler, mesleğini hakkıyla yapabilmek için…
Hakkıyla emeğinin karşılığını alabilmek için…
Peki bu durum daha kolaylaştırılabilir mi?
Daha nitelikli okullar amaçlanarak, öğrenci kapasitesi düşürülen daha fazla derslik sağlanabilir. Böylelikle yeni okullar inşa edilebilir. Dolayısıyla daha fazla öğretmen istihdam edilebilir. Tabii bu biraz ek maliyet getirebilir.
Tüm öğretmenleri kadrolu hale getirmenin de maliyeti az değil!
Başka ne yapılabilir peki!
Bu durumda fakültelerden çözüm bulabiliriz belki. Yani neredeyse her köşe başında açılan ve talebin çok üstünde mezun veren fakültelerin bazıları birleştirilerek, talebe göre kontenjan ve mezun vermesi sağlanabilir. Bu şekilde öğrenciler de tercihlerini ona göre yapabilir. Tabii iş anlamında yine de sorun yaşayamaz denilebilir mi? Onun cevabını vermek sanırım zor…
Aslında bu sadece eğitim fakültelerinin değil, birçok fakülteden mezun olan gençlerimizin sorunu. Talep azlığından kaynaklı talep fazlası mezun ve birçok üniversiteli işsiz…
…
Bugün öğretmenler günü ve eğitim öğretimin yapıtaşları olarak bir ülkenin geleceğini inşa eden öğretmenlerimize minnettarız…
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Yorumlar
Kalan Karakter: