Ücretli öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kabul etmediği; ancak öğretmen açığını gidermek amacıyla gayri resmi süreklilik arz eden (5, 10, 15…. 25… yıl gibi) öğretmenlik vasıflarına haiz ve liyakat sahibi öğretmenler arasından ek ders ücreti karşılığı öğretmen esasına dayanan bir uygulamadır.
Daha sade bir dille anlatayım, örnek vererek anlatayım.
Fabrikadaki bir işçinin sadece mesai ücreti almasını, ana parasını almamasını düşünün mesela. Hatta çalıştığı mesai kadar sigortasının yattığını… Hiçbir sosyal hakkı olmamasını düşünün. İşte ücretli öğretmenlik de budur!..
Haftada 40 saat derse girse bile asgari ücreti ancak yakalayabilecek kadar bir maaş alıyor, ücretli öğretmenler. Ve hiçbir ücretli öğretmen haftada 40 saat derse giremiyor. Öyle bir imkân bile olmuyor.
*****
Peki işçi olarak sizin istemediğiniz bir şeyin çocuğunuzun öğretmenine yapılmasına neden göz yumuyorsunuz…
Geçim derdi yaşayan öğretmenin sizin çocuğunuza ne kadar fayda sağlayacağınızı düşünüyorsunuz ki.
Sonra dişinizden, tırnağınızdan artırarak özel okulda okutmaya çalışıyorsunuz evladınızı.
Peki özel okul öğretmenleri çok mu farklı?
Onlar da devlete özenerek sözleşmeli öğretmen çalıştırıyor.
Girdiği ders ücreti kadar para alıyorlar. Aldıkları para mutfak masrafına yetmiyor. Ama siz çocuğum özel okulda okuyor diyerek havanızı atarken komşunuza, öğretmeninizin neler yaşadığını, derse hangi düşüncelerle girdiğini bile bilmiyorsunuz.
Her şeyi geçelim…
Şu anda en fazla parayı devlet okullarında çalışan öğretmenlerin aldığını düşünelim… Ki öyle de!..
Ama öğretmenlerin maaşları enflasyon karşısında o kadar eridi ki, önceden asgari ücretin 3-4 katı olan maaşlar şimdi ancak 2 katına tekabül ediyor.
Hatta yeni başlayan öğretmen için asgari ücretin 2 katı bile değil!..
10 yıllık öğretmenin aldığı maaş şu anda 10 bin lira!.. Fakat eline geçen para 10 bin lira değil!..
Çünkü ülkemizde büyük bir vergi soygunu var!
Öğretmenin direkt olarak emeğine göz dikilmiş durumda. Kazandığı para henüz cebine girmeden bin 500 lirasını devlete ödemek zorunda!..
Ek derse girerse eğer en fazla 2 bin 500 TL ek ders ücreti alabiliyor. Ve sadece 1000 lira kırtasiye yardımı alıyor. (Öğretmen maaşı 2500 lira iken 500 lira kırtasiye yardımı alıyordu. Yani maaşının 5’te 1’ini alıyordu. Şimdi ise maaşının 9’da 1’ini alabiliyor.)
Mesela önceden öğretmenler öğlen arasında lahmacun pide yerdi, çorbacıya giderdi. Şimdi ise sefer tasları çıktı ortaya.
Tüm öğretmenler şu anda banka promosyonu bekliyor.
Neden biliyor musunuz? Kredi kartı borcunun tamamını ödeyebilmek için!..
****
Gerçekten geçim derdi yok mu şimdi bu ülkede…
Evet öğretmenler arasında belki de en şanslılarıydı devletin kadrolu öğretmeni ama artık değil. Hemen hemen aynı ücretlere çalışır oldular.
Hepimiz yoksul olalım, hatta hepimiz açlık sınırının altında maaş alalım fakat, öğretmenler en yüksek maaşı alsın.
Onlar bizim geleceğimize şekil verecek olanlar. Geleceğimizi, geçim derdine giren öğretmenlerin eline bırakırsak, çocuklarımızı kuşaklara ayırır, genelleme yapar ve en sonunda da ‘sizden bir şey olmaz’ dedir.
****
Son Not!..
Öğretmenlerimizi hatırladığımız 24 Kasım ve haftasını bitirdik. Umarım sadece bu hafta değil, tüm hayatımız boyunca hatırlarız öğretmenlerimizi. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman veya başöğretmen ayrımı yapmadığımız nice güzel günleriniz olsun sevgili öğretmenlerimiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: