Siyasette ehil isimlerle konuşmak her zaman keyif verir. Her ne kadar siyasetçi dediğin,
“Net cevap vermeyen, yanıtı dünyayı üç tur attırmayı başarandır” diye söylense de, böyle olduğunu düşünmüyorum.
Madem siyasetin kelime anlamı yönetmek, o zaman her yönetici gibi tüm planlarından bahsetmese de sorulan sorulara donanımıyla yanıtta verebilendir.
Ama tabii zamanın akışıyla birçok kelimenin anlamı da beklentiler ve eklentilerle değişti!
…
İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Erozan da bu netliğe sahip siyasetçilerimizden. Erozan bürokrasiden geldiği için kimilerine göre henüz siyasetçi sayılmıyor.
İlginç değil mi?
Devletin işleyişinden bihaber insanlar hop diye kendini siyasette bulurken, en azından büyükelçilik yapmış, dış politikayla içli dışlı olmuş birinin siyasete yabancı olduğu düşünülemez.
Bilindiği üzere İYİ Parti ilçe kongreleri devam ediyor. Yıldırım hariç tek adayla kongreye giden ilçelerde durum belli.
Fakat delege seçimleri biraz olaylı geçen Yıldırım bu kez sakinliğini koruyabilecek mi bilemiyoruz. Genel olarak biraz yine sesler yükselebilir yorumu yapılsa da, şahsi görüşüm bu defa daha olumlu geçecek kanısındayım.
Sebebine gelince, ikinci kez bu şekilde gündeme gelmek istemeyeceklerini düşünüyorum.
Umalım öyle olsun…
…
Kongreleri takip etmek için Bursa’da bulunan İYİ Parti Milletvekili Ahmet Erozan, dün ziyaretimize geldi. Hazır gelmişken merak ettiklerimizi de sohbet sırasında sormuş olduk.
Söylediğim gibi hiçbir sorumuzu da havada bırakmadı sağolsun!
Siyasete giriş hikayesini anlatırken,
“Siyasete, yeni kurulan bir siyasi partinin ilk günlerinde kadro yapısının dış politika ayağını tamamlamak için genel başkanımızın isteğiyle girdim. Çıktığımız yol hem bir demokrasi mücadelesidir, ki bu bana babamdan yadigardır. Hem de bir kurtuluş mücadelesidir ona da dedemden yadigar olarak devam ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sohbetin devamında önümüzdeki seçimlerde Akşener’in isteği doğrultusunda tekrar aday olabileceğini de anlıyoruz.
…
Erozan’ın söyledikleri arasında ilgi çeken konulardan biri İnegöl’ün il olmasıyla alakalıydı. Erozan:
“ İnegöl insanının gönlünde yıllardır il olma isteği var ama AK Parti buna asla izin vermez. Çünkü il olduğu an Bursa’yı kaybeder. ‘O yüzden İnegöllüler neden il olmuyoruz’ sorusunu AK Parti’ye sormalılar” dedi.
…
AK PARTİ REFERANDUMLA OYLARI DEVŞİRMEYE ÇALIŞIYOR
Seçimlerle ilgili söylediği bir şey vardı ki, bu gerçekten de bana göre sohbetin en ilgimi çeken tarafıydı. Erozan önümüzdeki genel seçimlerle ilgili şunları söyledi:
“ AK Parti seçmeninin içinde de sıdkı sıyrılmış, fakat başka partiye de oy verme konusunda kararsız, yüzde 15 civarında bir seçmen kitlesi var. AK Parti bu insanları yeniden kazanmak için fikirler üretiyor.
Örneğin, başörtüsü üzerinden referandum yapmak gibi. Bu tipik Macaristan başbakanı Orban örneğidir. Orban son iki seçimde de bir 3. sandık koydurdu. 1 'incisi Cumhurbaşkanlığı, 2'incisi parlamento ve 3'üncüsü referandum sandığıydı.
AK Parti’nin yapmak istediği de bu. Referandum sandığı üzerinden, vatandaşın 1. ve 2. sandıktaki oylarını devşirmeye çalışıyor. AK Partili olsa da bıkmış olan bu seçmenlerin yine de başörtüsü üzerinden koyulan bir sandığa, evet diyeceği neredeyse kesindir. Bu durumda 3. sandığa evet diyen bir seçmenin 1. ve 2. sandıkta farklı oy kullanması zor!
Dolayısıyla bu sandıkları 3. sandık üzerinden kontrol etmeye çalışıyorlar. Yani vatandaş ne yiyip içeceğini düşünürken, amaç bunları sorgulatmadan 3. sandıkla vatandaşın zihnini zorlayan bir sistemle seçime gitmektir.”
Erozan’ın verdiği bu örnek aslında hiç de yabana atılır cinsten değildi. Kaldı ki, AK Parti seçmeninin başörtüsü konusu çözümlenmiş olsa da, bu konuda yine de hassas olduklarını biliyoruz.
Bu noktada Erozan’ın belirttiği gibi kafaları karışacak mı, yoksa muhalefetin sağlam adımları değişime götürecek mi göreceğiz.
Erozan, Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili ise; altılı masayı bir şirket ortaklığına benzeterek, her birinin farklı hissesi olduğunu, bu yüzden yönetim kurulu başkanı kim olursa olsun, kararların ortak alınacağına vurgu yaptı.
Bu durumda kafamda beliren şu oldu. Eğer şirket ve hissedar örneğinden gidersek, doğal olarak en çok hisseye sahip olanın, yönetim kurulu başkanı olacağını düşünebilir miyiz acaba…
Yorumlar
Kalan Karakter: