Bursa denilince ilk akla gelenlerden biridir tahanlı pide. Tahin demeyiz ille de tahanlıdır o. Tahanlı’yı da her yerde yemek zevk vermez ama.
En güzel Abdal meydanında yenir. Otantik bir ortamdır. Tarih kokar. Meydana ismini veren Abdal türbesi de oradadır. Çok kişinin yolu düşer oraya. Hatta her oturduğunuzda en az bir iki tanıdığa rastlamakta oldukça olası bir durumdur. Mis gibi demli çay, dumanı üstünde sohbetler ve tahanlı daha ne olsun.
Aslında bu meydan sadece bunlardan ibaret değildi. Geçen yıla kadar antik kafe diye bir mekan da vardı. Meydanın atmosferine uygun bu mekanın içinde neler yoktu ki. Antika bakırlarda sunulan ikramlar, kök boyalı kilimlerle bezenmiş bu yerde yine antika berjerlerde oturur, gramafondan gelen ince nağmelerle, incecik porselen fincanlardan kahvemizi yudumlardık.
Buranın özelliği öylesine iki antikayla yeni binaya yamalanmış bazı yerler gibi değildi. Tarihi eski bir Bursa eviydi. Üstelik işletmecisi de antikacılar dernek başkanıydı. Yani bu işten anlayan değerini bilen biriydi.
Fakat ilginç bir şekilde geçen yıl yan tarafında yapılan inşaat sebebiyle önce bir duvarı yıkıldı. Ama bununla kalmadı. Üç gün sonra da ansızın bir yangın çıktı ve kül oldu.
Bir süre sonra ise külleri çarçabuk temizlenen antik kafenin yerine koskoca bir bina yapıldı.
Aslına bakılırsa bu tarihi binanın başına üst üste gelen bu felaketler herkesin kafasında şaibelere sebep olsa da olay kapandı ve bitti.
Geçenlerde tesadüfi bir şekilde Karaman’da girdiğim küçük sevimli bir kafede tanıdık bir sima görünce şaşırdım. Bu kişi yanan antik kafeyi yıllarca işleten Murat beydi.
Konu haliyle darmaduman olan ekmek kapısına geldi. Olayın aslını sorduğumda Murat bey;
"İlk olaya sebep, yan taraftaki inşaatın bilinçli bir saldırısıydı. Üstelik yıkıldığı sırada arsalarına devrilen antika eşyalarımıza da alelacele el koydular. Hala kendilerinden alamadık. O yetmedi üç gün sonra çıkardıklarından emin olduğum yangında da hem tarihi bina, hem de içindeki 3 milyarlık antika eşyamız kül oldu. Sonradan öğreniyoruz ki, Ankara’da yaşayan mülk sahipleriyle yan taraftaki Suriyeli arsa sahibi ve ortağı Mehmet B., tarihi binanın yerine yapmayı düşündükleri bina için kat karşılığı anlaşmışlar. Zaten kamera kayıtlarına baktığımızda yangından bir gün önce kafemizin yanında bulunan arsalarındaki eşyalarını toparladıklarını ve gece de 15 yaşında ki bir gencin binanın arkasında molotofla yangını başlattığını da gördük. Bu arada 3 yıllığını peşin verdiğim kira bedelini de yine mal sahibi vermedi maalesef" diyor.
Gerçekten ben olayı sorduğumda bu kadar organize bir durumun olacağını tahmin etmemiştim. Peki de tarihi sit alanı olarak bildiğimiz bu bölgeye nasıl olmuştu da vakit kaybetmeden böyle bir bina dikebilmişlerdi.
Murat bey bu konuda da;
"Gerçekten bu da oldukça ilginç. Çünkü daha önce Mustafa Dündar’a bu bölgede ki boş alanda sanatsal kermes yapalım diye proje sunduğumda buranın UNESCO tarafından tarihi miras olarak kabul edildiğini, bu etkinliklerin dahi yapılamayacağını belirtmişti. Fakat sonrasında tarihi alanda bu binaya yapı izni verilmesi ve otopark ruhsatı almadan yapımına izin verilmesi sizce ne kadar doğru olabilir? Ayrıca kafenin hemen karşısındaki alana Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın özellikle “oraya bir şey yapılamaz .Görünümü bozuyor” dediği halde Tuz Pazarı Muhtarı da orada şu an kafe açtı ve işletiyor. Kaldı ki orası da sit alanı içinde görünüyor" açıklamasında bulunuyor.
Yani tabii ki bu anlatılanlara baktığımızda doğru demenin imkanı var mı?
"Bu durumda hukuki süreç nasıl işliyor" diye sorduğumda ise, işte buna da verdiği yanıt:
"Avukatım o bölge de yaşayan tecrübeli bir avukattı. Hatta kendisi de bu davada ki haksızlıklara çok üzülmüş ve inanarak davayı almıştı. Fakat bir süre önce kendisine yapılan baskılar nedeniyle davadan el çekti. Açıkçası ben de artık ne yapacağımı bilmiyorum. Hukuka güveniyorum ama ruhsatı bile usulsüzce aldıklarından dolayı adaleti yanıltmalarından korkuyorum."
Evet bizim o çok sevdiğimiz yıllarca Abdal meydanına renk katan Antik kafe de belli ki ranta ve ahbap çavuş ilişkisine kurban gitmişti. Olan yine küçük esnafa ve uygun fiyatla kahve içen müşterilerine olmuştu.
Yorumlar 2
Kalan Karakter: