Uludağ Milli Park’ın Alan Başkanlığına verilmesi için meclise teklif sunulmasından sonra tepkiler günden güne büyüyor!
Bu telaşın sebebi nedir peki!
Neden bu kadar karşı çıkılıyor?
Alan Başkanlığı ile Milli Park arasında ne fark var?
Gerçekten Uludağ için bir tehlike mi?
…
Bu konuyu her iki taraf açısından ele alırsak;
Bildiğimiz üzere teklif verenler Bursa’nın AK Parti'li iki vekili.
Ben de bu doğrultuda Nöbetçi Gazete’yi ziyarete gelen Bursa AK Parti Milletvekili Mustafa Esgin’e konuyla ilgili düşüncelerini sordum.
Ayrıca şunu ifade edeyim, Mustafa bey sorduğumuz birçok konuya hakimdi. Yani Bursa milletvekili olarak konuları öyle Ankara’dan takip etmediğini, verdiği yanıtlarla belli ediyordu.
Konulara böylesine vakıf vekili görünce ben de günlerdir gerek eylemler, gerek açıklamalarla tepkilerin dile getirildiği Alan Başkanlığı ile ilgili;
"Sayın vekilim bu konuda görüşleriniz nedir. Neden böyle bir teklife gerek duyuldu. Bu teklifle Milli Parklar, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesine geçtiğinde turizme açılarak doğaya ciddi zararlar vermesinin önü açılmaz mı?" diye sordum.
Mustafa Esgin:
“Kesinlikle hayır. Uludağ’ı sizler kadar bizler de düşünüyoruz. Hele ki bir Bursalı olarak…
Alan Başkanlığı,Uludağ’ın korunması açısından çok daha yarar sağlayacak.”
"Ama Milli Parklar zaten yasayla korunuyor. Hatta bir maddesinde; 'Genel Kurmay güvenlik çerçevesinde veya çok zaruri haller dışında yapılaşmaya izin verilmez” diye de net bir şekilde ifade edilmiş’ dedim.
Bunun üzerine Esgin:
“Evet. Ama zaten Milli Park bölgesinin yüzde 3'lük bölümlük bir alanı için verilen bir teklif. Ayrıca Bursa’nın turizme açılması ve tanıtılması için birçok insan için yanlış algılansa da, aslında önemli bir girişim” açıklamasında bulundu.
Hah! zaten biz de onu diyorduk.
Milli Park’ın turizme açılması doğaya zarar verir. O bölgenin doğal sınırlar içinde kalması gerekir. Kaldı ki yaşanan iklim krizinde oradaki otellerin bile neredeyse işlevini kaybettiğini, bu yıl doluluk oranındaki düşüşle hepimiz şahit olduk. Çünkü kar yağmadı ve kayak merkezleri işletilemedi.
…
Olayın diğer taraflarına baktığımızda ise çevreciler ve doğa severlerin mücadelesi hız kesmeden devam ediyor.
Daha önceden de defalarca basın açıklaması ve eylemler yapan gruplar bu kez FSM Bulvarında; Alan Başkanlığına karşı, cumartesi günü büyük bir kalabalıkla yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Bursa Su Kolektifi önceliğinde gerçekleşen yürüyüşe çevreciler, doğa grupları ve birçok doğasever de katıldı.
Açıklamada:
“Alan Başkanlığı yasası ile Uludağ’ın milli park olmaktan çıkartılmak üzere girişimlerin başladığını böylece Uludağ’da yeni yapılaşmaların önünün açılıp, halkın temiz hava ve su kaynağı, eşsiz doğa güzelliği Uludağ’ın büyük tehlike altında olduğunu açıklamaya başladığımızda, anladık ki kamuoyu bilgilendirilmediğinden, halkın alan başkanlığından hiçbir şekilde haberi yoktu! Öğrendikten sonra yoğun protesto söylemleriyle karşılaştık. Mesele; milletin oyları ile milletvekili seçilen iktidar milletvekilleri yurttaşlarla, sivil toplum ve demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları ile tartışmadıkları, halkı bilgilendirmedikleri gerçeğiydi.” ifadeleri kullanıldı.
Bu arada dün saat 20.00 itibariyle Bursa Su Kolektifi:
“Uludağ alanı hakkındaki kanun teklifinin salı gününden sonra genel kurula geleceği konuşuluyor. AK Parti Bursa milletvekillerinin teklifi ile meclise gelen utanç yasasını geri çektirmek hala mümkün. Utanç yasasını çekmeleri için sesimizi 16 Ocak'ta Twitter’dan yükseltiyoruz” diyerek;
“Utanç yasasını geri çek! Uludağ’da (T)Alan başkanlığını istemiyoruz!” sloganıyla bir kampanya başlattı.
…
İklim krizini gitgide daha yakından hissettiğimiz şu günlerde, tek doğal kalan alanlarımızı ve yaşam alanlarımızı riske sokmak ne kadar mantıklı!
“Şimdi Bursa’nın başka sorunu yok gibi Alan Başkanlığı konusunu konuşuyorsunuz” diye söylenen Alan Başkanlığı destekçilerine şunu ifade etmek istiyorum:
Bursa’nın birçok sorunu var ve hepsi çözülmeye muhtaç haklısınız!
Plansız yapılaşma, ulaşım, Çarşamba, hastane, betonlaşma var da var!
Tek tesellimiz Uludağ…
Kimi zaman çam ağaçları arasında yürüyüp, nefes aldığımızı hissettiğimiz,
Kimi zaman buz gibi derelerinden su içtiğimiz,
Kimi zaman kar topu oynayıp, çocuk olduğumuz,
Veya;
“Orda bir dağ var uzakta, o dağ bizim dağımızdır” dediğimiz tek tesellimiz…
Evet sayın vekillerimiz haklısınız!
Sorunlarımız dağ gibi ama buna Uludağ dahil değil!
Ve olmasın da…
Yorumlar
Kalan Karakter: