Zerrin Özgüle, Tülin Günbatımı, Melek Üyük, Fatma Çil Yılmaz…
Her birini 2015 yılında Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı’ndan (HASVAK) tanıyorum.
Zerrin Özgüle’nin başkanlığındaki HASVAK’ta etkili ve güzel çalışmalara imza attılar her biri.
Ben de o dönem Bursa VIP Dergisi’nde çalışıyordum ve kendileriyle birebir röportaj yapma fırsatım oldu.
O günden bugüne dek değişmeyen tek düşüncem gerçekten Bursa’nın bu güzel iyi yürekli insanlara ihtiyacı olduğudur.
Tabi Bursa VIP Dergisi’nden ayrıldıktan sonra çok fazla ilgilenemedim kendileriyle.
***
Yakın zamanda öğrendim ki; Zerrin Özgüle önderliğinde Bileşik Uluslararası Sağlık ve Eğitim Gönüllüleri Derneği (BUSADER) kurulmuş.
Bence harika bir karar almışlar.
Bitmek tükenmek bilmeyen enerjilerini doğru tarafa yöneltmişler…
Mesela 5 yılda ülkenin farklı illerinde 5 farklı dernek daha kurabilmişler.
BUSADER, İstanbul BUSADER, Genç BUSADER, ANSEDER, Veteran BUSADER…
5 dernekle 5 yılda 5 milyon lira maddi yardım gerçekleştirebildiler.
Sağlık ve eğitim alanında en çok ihtiyacı olan alanlara yardımda bulundular.
Mesela birçok hastaneye tıbbi cihaz bağışladılar, binlerce öğrenciye burs desteği, toplumsal fayda sağlayacak birçok proje yaptılar.
Şimdi ise tek bir çatı altında birleşiyorlar.
Amaç; BUSADER’i tüm Türkiye’ye ve dünyaya duyurmak. Aynı zamanda daha fazla ihtiyaç sahibinin bu faaliyetlerden yararlanmasını sağlamak.
Kendilerini bir iyilik hareketi olarak görüyorlar.
***
Toplantı boyunca, kaçırdığım 5 yılı düşünüp durdum.
Ve sonunda da dayanamayıp sordum!..
Geçen 5 yılda ne oldu…
Zerrin Hanım’ı dinliyoruz.
“Biz HASVAK’tan kurumsal yapı nedeniyle ayrıldık. Biz ayrılınca bütün arkadaşlar da ayrıldı. HASVAK’ın genel merkezi ve yönetimiyle bizim vakfa bakış tarzımız oldukça farklıydı. Ben devretmek üzere bırakmak istedim. Ama bir anda arkadaşlarımız da gelecek kişilerle de anlaşamayacaklarını düşünerek çıktılar ama bizim dernek kurma gibi bir derdimiz de yoktu. Fakat böyle bir oluşum kendiliğinden gelişince beni biraz zorladılar.”
Zerrin Özgüle, yerinde duramayan her zaman aktif bir hayata sahip olan biri. Zaten kesinlikle boş durması veya geri çekilmesi beklenemezdi. Bu enerji bir şekilde faydaya dönüşmeliydi. Ve işte böyle bir zamanda da ortaya BUSADER çıktı.
Kendisinden dinleyelim:
“Pek çok kıymetli bilgi, yapılanma uluslararasındaki yapacaklarımız gibi çok farklı bir kimlikle eğitim vermek isterken arkadaşlarımız da çok ricacı olunca ben de onları kıramadım. O başlangıç büyüdü büyüdü, 5 derneğin bir federasyonuna dönüştü. Fikir ve zikir belli olunca tutamıyorsunuz kendinizi, yanlış bir şey de yapmak istemiyorsunuz… İletişimimizi hiçbir zaman kaybetmedik arkadaşlarımızla. En doğru adresleri yine eski arkadaşlarımız gösteriyor. HASVAK’tan hemen hemen herkes istifa etti. Enteresan bir dönem yaşandı.”
Peki ya bu ayrımın fitil noktası neresiydi, yani ne olmuş olabilirdi ki?
“Biz engelsiz park yapmak istemiştik. Bunun için Nilüfer Belediyesi’yle bir protokol imzalamıştık. Burada bir yetki karmaşası yaşanınca ben affımı istedim. O sırada da Genel Merkez başka bir oluşum yapınca, arkadaşlarımızın da yeni oluşumla alakaları olmayınca hepsi ayrılmak istedi.”
Her kötü ayrılık yeni başlangıçlar doğurur derler. Zerrin Özgüle ve ekibinin de durumu aynen buydu. Aslında çok daha güzel işlerin ortaya çıkmasına olanak sağladı.
Mesela Bursa merkezli bir dernek oluştu. Kökünün Bursa’nın oluşturduğu BUSADER doğdu.
5 ilde BUSADER adı altında dernek var. Federasyonun adı bile BUSADER…
BUSADER’in hayalleri çok geniş, yapmak istedikleri şeyler çok fazla… Topluma bir şekilde fayda sağlamak istiyorlar ve sağlayacaklarına da eminim.
Son Not!..
Zerrin Özgüle’nin enerjisi yıllar önce olduğu gibi hala daha aynı. Harekete geçmeyen hiçbir eylem eylem değildir. Zerrin Hanım ise önce harekete geçiyor sonra eyleme… İşte hem Bursa’nın hem de Türkiye’nin böyle insanlara ihtiyacı var diye düşünüyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: