“Bursa'yı sadece yaparak değil yıkarak da güzelleştireceğiz.”
Cümlesi artık Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş için bir slogan haline geldi.
Bu cümleyi her duyduğumda Alinur Aktaş’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na atandığı ilk günler aklıma gelir.
O dönemle sayfa editörü olarak görev yaptığım gazetede de o sözünü manşet yapmıştık. “Elimde sihirli değnek olsa Bursa’yı sil baştan yaratırım” cümlesini çok beğenmiştim. Ve gerçekten bazı şeylerin değişeceğine inanmaya başlamıştım. (Çok safmışım.)
Fakat, şehrin yöneticisi bile olsanız aşamadığınız konular ortaya çıkıyor.
Kimsenin elinde sihirli değnek yok!.. Ama yine de Başkan Alinur Aktaş, göreve geldiğinden beri yapmaktan çok yıkarak gündeme geliyor!..
Ve bu yıkımlara da kimse karşı çıkmıyor, çıkamıyor. (Doğruluğu aşikar…)
Neye karşı çıkılıyor?
1-Yıkılış şekline.
2-İnsanların ve kurumların kayırılmasına.
3-Hak ve hukuk gözetilmemesine…
Hani bir laf vardır… “Halka rağmen halk için” derler…
Buna sonuna kadar katılıyorum fakat, yine de insanların mağdur olması kötü bir algı yaratıyor.
***
Yıkım esnasında en çok tartışılardan biri de Hanlar Bölgesi.
Boyner Binası yıkılacak mı yıkılmayacak mı tartışmaları 2022 yılının en önemli gündem maddelerinden biriydi hatırlarsanız.
Yıkımlar tek tek gerçekleştirilirken ortaya çıkan bu tartışma Torunlar’a bir ayrıcalık mı kazandırıyor sorusunu her defasında yöneltti Alinur Aktaş’a…
Yıkılacak bina kalmadığında sıra Boyner Binası’na gelmişti. Ve yıkımlar başladı.
Artı puanları tek tek hanesine kazandırdı. Tabi…
Taviz vermemek önemliydi çünkü!..
Fakat bu sefer de kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklar gündeme geldi. Torunlar ne istedi, Büyükşehir Belediyesi ne verdi?
Bunların hiçbiri açıklanmadı. Şeffaf olmayan pazarlık aşaması ne yazık ki başta biz gazeteciler olmak üzere hemen hemen her kesimin senaryo yazmasına neden oldu.
***
Hanlar Bölgesi’nin gün yüzüne çıkan bölümünde meydan çalışması başlatıldı.
Hatta burası için bir yarışma düzenlenmiş ve kabul edilen projenin yapımına başlanmıştı.
Projeler, yarışmalar muhteşem tabi!.. Ama ne kadar uygulanabiliyor?
Uygulama noktasına gelindiğinde devreye yine pazarlıklar mı giriyor?
Neden mi soruyorum bunu?
TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu’nun, “Bursa Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Yarışması ile çelişen imalat raporu”nu gördüğüm için soruyorum.
TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi 24 Temmuz 2020 tarihinde Hanlar Bölgesi İşbirliği Protokolü imzaladı.
Protokole göre ‘Hanlar Komisyonu’ oluşturuldu. 25 Kasım 2022 tarihinde bir inceleme gezisi yapıldı.
Yapılan incelemede çok açık ve net bir şekilde ortaya çıktı ki, tarih resmen bir çelik konstrüksiyon doğurmuş!
Herkesin gözü önünde projeye aykırı bir şekilde yapımına başlanan yapının neden ortaya çıktığı tartışmanın ilk fitilini ateşler nitelikte!..
Yani hem tarih ön plana çıksın hem de tarihi başka bir yapıyla kapatalım demek için mi bu yapı?
TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi raporda, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki çelik konstrüksiyon ve bu yapıya yakın konumda zemin üzerindeki betorname inşaat ile eklerin aykırı durumuna dikkat çekerek bu yapıların özellikle incelendiğini belirtiyor.
Bu raporu acil olarak hazırlamalarının sebebini ise şu cümlelerle özetliyorlar:
“Bölgenin geneli ile ilgili ayrıntılı görüş raporu hazırlamakla beraber özellikle yıkılan Boyner Binası ile ilgili olarak Zafer Plaza AVM’ye ait olan giriş yapısı ve yangın merdiveni betonarmesine saplanan, işlevi belirsiz ve kaçak yapıldığı anlaşılan çelik imalatları uygunsuzluğu dikkat çekmiş ve söz konusu imalatlara ait projenin Koruma Bölge Kurulu’na müracaatı olduğu öğrenildiğinden ivedi olarak ön rapor hazırlama gerekliliği doğmuştur.”
Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin hazırladığı raporda özellikle şu maddeye dikkat çekmek isterim:
“Çelik konstrüksiyon giriş kapısı ve yangın merdiveni ile merdivene bitişik yapılan imalatlar; Bursa Hanlar, Reyhan Koruma Amaçlı İmar Planı kapsamında kentsel sit alanında kalması ve Pirinç Han, İpek Han, Bakırcılar Çarşısı gibi anıt tescilli binalara cephe veren konumda olması ayrıca UNESCO dünya Miras Alanı Yönetim alanı sınırları içerisinde bulunması sebepleriyle Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı ile inşa faaliyet yürütülebilecekken, herhangi bir izin olmadan inşaata başlanması ciddi bir ihlaldir.”
Peki bu ihlal her şeye rağmen devam edecek mi?
Her şeye rağmen burada bu ucubeyi görecek miyiz?
Tarihe ellerimizle hançer mi saplayacağız?
Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu buna ‘DUR’ diyecek mi?
Aklımızdaki sorular gün geçtikçe artacak mı, yoksa artık bir noktada süreci şeffaf yürütme kararı alınacak mı?
***
Son Not!
“Halka rağmen halk için” cümlesini bu kez değiştirmek istiyorum… “Ranta rağmen, halk için” olsun!..
Bu rant kapısı öyle bir kapatılsın ki, bir daha kimsenin açmaya gücü olmasın.
Yorumlar
Kalan Karakter: