Bursa’daki tüm il başkanlıklarına seslenerek başlamak istiyorum.
Doluyuz…
Hem de çok doluyuz…
Gazeteciler Bursa’da aç!
***
Habere açız.
İletişime açız.
Genel Başkanların söyleyeceklerine açız.
Genel başkanlara soru sormaya açız.
Ayrıca öfkeliyiz.
****
Bursalı gazetecilere 2.ci sınıf muamelesi yapılmasına öfkeliyiz.
Rahatça istediğimiz soruların cevaplarını alamadığımız için öfkeliyiz.
Bizi dinlemediğiniz için öfkeliyiz.
Sürekli ötekileştirildiğimiz için öfkeliyiz!..
****
İşte bu yüzdendir ki, üst düzey bir siyasetçi geldiğinde, hatta bu gelen genel başkanlık düzeyindeyse üstüne bir de mecliste grubu olan bir genel başkansa, akbaba gibi üzerine uçuşuyoruz…
Tabi ki, istediğimiz hiçbir şey, istediğimiz gibi gitmiyor.
Geçen aylarda İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener gelmişti. İş insanlarına güven vermek için yapmıştı bu ziyareti. Ama biz yerel basın, bir anda organize bir şekilde, organizasyonu eleştirmiştik. Genel Başkan Akşener’in de organizasyondan memnun kalmış olmaması resmen ekmeğimize yağ sürmüştü.
Dün akşam da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi Bursa’ya…
Tüm iş insanlarıyla bir araya gelip, onlara güven vermek istiyordu.
İl Başkanı İsmet Karaca önderliğinde muhteşem bir organizasyon yapıldı.
Evet…
Muhteşem bir organizasyondu.
Kimin nerede oturacağını bildiği, dakika dakika hesaplanmış bir organizasyon.
En güzel organizasyonda bile aksaklıklar olur.
Mesela, birileri o programa davet alamaz.
Mesela birileri o programa girerken incik cıncık arandığını anlatır.
Mesela birileri çok uzaklarda oturtulmuştur, sahneyi iyi göremiyordur.
Mesela birileri yemek yiyememiştir, ya da yemeği beğenmemiştir…
****
Şunu bir türlü anlamak istemiyoruz.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da, Genel Başkan Meral Akşener de Bursa’ya gazeteciler için gelmedi. İş insanları için geldi.
Hatta onlara “Merak etmeyin kazanmaya devam edeceksiniz” demek için geldiler.
Keşke İl Başkanları sadece biz gazeteciler için getirseler Genel Başkanları…
Mesela onlara, basın özgürlüğünü nasıl sağlayacaksınız diye sorsak.
Mesela, gazetecilerin yok pahasına çalışmasını nasıl engelleyeceklerini sorsak.
Mesela gazetecilerin dertlerini birebir anlatabilsek ve bu toplantı yine basına kapalı olsa ve basın haricindeki herkes dışarı çıkarılsa…
Ama yok!..
Yapmıyorlar.
Bunun yerine kiminle görüşürlerse görüşsünler bizi sadece PR (reklam) yapmak için çağırıyorlar.
Herkesin dertlerini dinliyorlar da bizi görmüyorlar.
***
Kılıçdaroğlu’nun programına dönecek olursak, bence İl Başkanlığı gayet güzel bir program hazırlamış.
Hatta programın büyük bölümünü İYİ Parti’nin organizasyonuyla aynı.
Onların hatalarından kendilerine ders çıkarmışlar sadece.
Ama diyorum ya…
Biz aç gazetecilere beğendiremiyorlar.
****
Programda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu yeni bir şey dedi mi?
Hayır!..
Her yerde konuştuğu şeyleri, bir kez de Bursa’da anlattı.
Öylesine sıkıcı bir konuşmaydı ki… Anlatamam…
Not almaya bile tenezzül etmedim yani!..
Hatta bu sıkıcı konuşmayı baya uzattı.
***
Son Not!
Tabi ki, basın mensuplarına karşı uygulanan sözler uygun olmayabilir ama 1600 kişinin olduğu toplantıyı tam anlamıyla sorunsuz atlatmak daha büyük bir başarıdır.
Sadece bizim biraz da kendimize bakmamız lazım…
Başlangıç menüsüyle, ara sıcakları mideye indirdikten sonra sırf ana yemek ve tatlı gelmedi diye; “CHP’nin organizasyonunda aç kaldık” demek nedir yahu!..
Ben günde 18 saat çalıştığım muhabirlik günlerimde bazen yemek yemeyi bile unuturdum. Ama bir kez bile olsun aç kaldık demedim!..
Sonra ‘Aç gazeteciler’i bir türlü doyuramadık laflarına maruz kalmaya mahkum oluyoruz!
Yorumlar
Kalan Karakter: