Downtown ile ilgili yazdığım en önemli yeriydi. Şehrin kaçış noktasının olmaması. Yazıma bir önceki yazının devamı olarak başlamak istedim.
Gerçekten de şehrin ne bir kaçış planı var, ne de kaçabilecek bir yolu!..
Hayatta her şey olabilir.
Mesela uyuyan bir volkanik dağ olan Uludağ, bir gün uyanabilir… (En kötü senaryodur.)
Ama imkansız değildir. Deprem hattı üzerinde değil miyiz… Mutlaka bir gün bir hat kırılacak ve o dağ patlayacak. Belki yarın olacak bu patlama belki de bin yıl sonra!.. Ama biz bunu hiç düşünmüyoruz.
Bursa’yı ‘büyütüyoruz’ diyoruz. Evet, Bursa öyle çok büyüyor ki, başı göğe değecek
neredeyse…
50 kişinin oturabileceği bölgeye 300 kişi yerleştiriyoruz. Bunu yapabilmek için de dere
yataklarını, yeşil alanları, yolları, yaşam alanımıza katmaya çalışıyoruz.
****
Deprem gerçeği var!
Kentsel dönüşümü çok yanlış anlamış bazı müteahhit arkadaşlarımız.
Zannediyorlar ki, kentsel dönüşüm sadece bina dönüşümü. Depremin yıkamayacağı bina
yoktur!.. İnsanı en kolay şekilde dışarı çıkartabilen, zararı en aza indirebilecek bina vardır. Eğer kentsel dönüşümü sadece sağlam bina üzerine kurarsak bu sefer farklı sorunlar ortaya çıkar, çıkacaktır da…
Alt ve üst yapı kentsel dönüşümün olmazsa olmazıdır. Bir insanının yaşam kalitesini yaşattığınız yer belirler. Öte yandan kentsel dönüşüm bahanesiyle, daha büyük binalar yapmak hem şehrin mimarisini hem de altını bozacaktır.
****
Her şeyi geçtim!.. Bursa’nın hangi yolunda emniyet şeridi var? Bir noktasını gösterin bana
sadece!..
Tüm şeritler ana yola katılmış durumda. Ama trafik hala sıkışık, hala durgun… Yangın
olduğunda, hastalandığınızda, çatışma olduğunda, yol önceliği olan ambulans, itfaiye ve polis arabalarının hızla olay yerine gidebilmesi için bir yolumuz bile yok!..
Ben bir sürücü olarak, arkamdan ambulans geldiğinde nereye gideceğimi bile bilmiyorum. Tüm dünyada ambulansa yol verme işlemiş şöyle yapılır:
Siren sesini duyduğunuz anda sağa geçin ve durun. Soldan ambulans geçene kadar
arabanızı ilerletmeyin. Sol şerittekiler de duran aracın önüne geçerek dursun. Bu şekilde
ambulans hızla olay yerine gidecektir.
Peki biz ne yapıyoruz…
Siren sesini duyduğumuz gibi sol şeride geçiyoruz. “Nasıl olsa ambulansa yol verecekler,
bende onun sayesinde hızlı giderek trafikten kurtulurum” diyoruz. Ambulansın arkasındaysak zaten direkt olarak sol şeride geçip ambulansı takip etmeye çalışıyoruz. Zaten keşmekeş içerisinde olan trafik daha da keşmekeşe dönüşüyor.
Zamanında ulaşılamadığı için kaç orman, kaç ağaç yandı?
Zamanında yetişilemediği için kaç suçlu olay yerinden kaçtı?
*****
Günübirlik politikalarla gelecek belirlenemez.
Bir partinin mutfağında hazırlanan rant planlarıyla bırakın önümüzdeki 50 yılı, 50 günü bile belirleyemezsiniz.
Bana hangi siyasi partinin hangi yetkilisi, herhangi bir doğal afet veya savaş durumunda
insanların doğru bir şekilde, panik yapmadan hızlı bir şekilde şehri boşaltabileceğini
açıklayabilir?
Böyle bir durumda sadece evimize tıkılıp kalacağız.
Sığınağımız bile yok!..
Çünkü hepsini ya dükkan yaptık, ya da ev!..
Yorumlar
Kalan Karakter: