Sosyal belediyecilik diye bir kavram var…
Devletten özenilen bu kavramda size balık tutmayı değil, balığı pişirip yedirmeyi tercih ederler.
Şu anda tüm belediyeler, sosyal devlet anlayışına göre sosyal belediyecilikte yarış içerisine girdiler.
Biri beşikten-mezara size bakarız diyor, diğeri zeytin yağ, çiçek yağı dağıtıyor, bir öbürü burs veriyor, bir başkası başka bir şey yapıyor.
Hatta öyle oldu ki, sosyal belediyecilik için yarışan belediyeler kendi rutin hizmetlerini yapmayı unuturlar.
***
Bursa’da bir belediye var ki, bence en doğru sosyal belediyeciliği o yapıyor!..
Kestel Belediyesi…
Haberlerden görmüşsünüzdür, halen daha Türkiye’nin en ucuz ekmeği Kestel Belediyesi’nin büfelerinde 1 TL’ye satılıyor.
Ama asıl duyurmak istediğim o değil!..
Kestel’de ikamet eden ve başka ilçelerde lisede okuyan ne kadar öğrenci varsa, gelir seviyesine bakılmaksızın, BURULAŞ abonman kartları Kestel Belediyesi tarafından ödenecek.
Keşke tüm öğrencilere ücretsiz yapılsa bu ulaşım hakkı.
Ama maalesef öyle bir kültüre sahip değiliz.
Cumhuriyet’in en güzel kazanımlarından biri olan öğrenci biletinin tam biletin yarısı kadar olması… Ama onu bile başaramıyoruz.
Kestel Belediyesi ise öğrencilerin harçlıklarının ceplerinde kalmasını sağlayarak güzel bir sosyal belediyecilik faaliyetine imza atmış oluyor…
Belediye Başkanı Önder Tanır’ı bu hizmetinden dolayı, direkt olarak kutladım, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilerle buluşmasında.
***
Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi.
Hem günümüzü kutladı. Hem de Kestel’deki çalışmaları anlattı.
Her ne kadar güzel hizmetler yapılıyor olsa da Kestel’in gündemi hava kirliliği ve kaçak yapılar…
Kestel’in bir sanayi yuvasına dönmesini engellemek isteyen Başkan Tanır’ın, ilçedeki 4 sanayi bölgesinden şikayetini şu sözlerle duyduk…
“Kestel’e istihdam sağlayan, ülkemize katma değer sağlayan yaklaşık 500 çeşit iş kolunda sanayiye sahibiz. Sanayilerin bacalarına filtreler takıldı. Hemen hemen büyük çoğunluğun bacasında filtreler mevcut. Buradan sanayicilere tekrar seslenmek istiyorum. Lütfen filtrelerinizi çalıştırın. Şu anda yaşadığımız hava kirliliğinin en önemli nedeni baca filtrelerinin çalıştırılmıyor olması ve ikinci olarak da bu filtrelerinin bakımının zamanında yapılmaması.”
Yıllardır bu sorun böyle devam ediyor.
Ancak şöyle bir şehir efsanesi olmuş bir gerçek var!...
Baca filtrelerinin çalıştırılması, ödenecek cezadan daha pahalıya denk geliyor.
Her ne kadar Başkan Önder Tanır, “Milyonlarca insanın temiz hava almasını engelleyerek kul hakkına giriyorsunuz” dese de sanayici her şeyi kar-zarar olarak gördüğü için kul hakkını çok düşüneceğini sanmıyorum.
Bursa Hakimiyet gazetesi köşe yazarı Namık Göz, tam da bu noktada Başkan Tanır’a ‘sizin denetleme yetkiniz yok mu?’ diye sordu…
“Bunun tespitinin ve cezalandırılması noktasında tüm yetki bakanlık ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün bünyesinde gerçekleşiyor” cevabını verdi.
***
Kestel’e sanki 4 sanayi bölgesi yetmiyormuş gibi bir de Soğuksu’ya yapılması planlanan bir OSB’nin daha gündeme gelmesi bu şehrin savunucularını kızdırmış durumda…
Soğuksu’da bir sanayi istiyor muydu Kestelliler ve Başkan Tanır…
“Bizler sanayiye ve sanayiciye karşı değiliz. Öncelikle mevcut sanayilerin rehabilite edilmesini düşünüyoruz. Bulundukları noktada tesislerin modernleştirilmesini istiyoruz. Bizim canımızı yakan hava kirliliğine en fazla neden olan 1 NO’lu Organize Sanayi Bölgesi var. İlçemizdeki 1 NO’lu Organize Sanayi Bölgesi’nin kentsel dönüşüm adına derlenip, toparlanıp buradan taşınması… Soğuksu Bölgesi’nde planlama süreci var. Gönlümüz rahat katılabilmek için şart olarak bunu öne sürdük.”
Dedik ki; 1 NO’lu Organize Sanayi Bölgesi’nin buradan alınıp Soğuksu Bölgesi’ne taşınmak suretiyle ilçemiz ve ilimiz için boşaltılan bölgede yeni nefes alabilecek rekreatif alanların çıkması adına çok önemli bir konu. Ama biz ilçe olarak 5.ci bir sanayi bölgesinde olmayacağımızı ifade ettik.”
***
Kestel’de en önemli sorunlardan biri de Çataltepe!..
Yıllardır çözülemeyen sorunlardan biriydi Çataltepe… Aslında Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır da Çataltepe’nin çözüme kavuşturulmasından yana… Ama daha yıllarca bu sorun çözülmeyecek.
“Çataltepe Sanayi Bölgesi (Küçük Sanayi Bölgesi) 10 yıla aşkın bir serüveni olan 3 bin 500 esnafımızın dükkanına ulaşmayı beklediği bir proje. Göreve gelir gelmez, Arif Tak ile yapmış olduğumuz toplantıda birkaç önerimiz olmuştu. Bir kısmının konuta çevrilmesi ve projenin hızlandırılması adına bölgede oluşacak olan yoğunluğun karşılanması adına TOKİ ve BESOB’u bir masada buluşturduk. O tarihte gelişim sağlanamadı. Fahrettin Bilgit’e tekrar bu konuyu ilettiğimizde bugüne kadar bir paydaş olarak giremedik. Beklentimiz elbette esnafımızın orada işe başlamış olması. Bakan Kurum, Bursa’ya geldiğinde yine konuyu kendisine ilettik. İncelemelerde bulundu. Çalışmaların sona yaklaştığı bilgisini verebilirim. Yakın zamanda Bakanlık veya TOKİ üzerinden yeni bir hareketin olacağını söyleyebilirim.”
Şimdi burada oturup bir düşünelim…
Kestel Belediyesi de bu işin bir ayağı olmalı olması gerekiyor.
Var sayalım proje bitti ve 3 bin 500 dükkan doldu.
Peki şehrin içinden taşınan dükkanların yerine ya yenileri gelirse?
Yani boşaltılan bir yer hemen doldurulursa…
Müşteri açısından bakıldığında Çataltepe merkeze neredeyse 30 KM daha yukarıda…
Ben neden gideyim ki?
İşte bu konuyu toplantıdan sonra Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’la konuştuk.
“Gerek Bursa'mızda gerek Türkiye'deki değişik yerlerdeki örneklere baktığınız zaman bu iyi niyetle yola çıkılıp şehrin içindeki buraları yıkmadığınız sürece, bir kentsel dönüşüme tabii tutmadığınız sürece buradaki esnaf arkadaşlar ya bir şube şeklinde devam ettiriyorlar. Ya da buradaki arkadaşlar sözünü yerine getirip yeni yere geçiyor terk ettikleri yere bir başka esnaf arkadaş dükkan açıyor. Tecrübeyle sabit olan bir durum bu. Benim düşüncem de bu” dedi.
Peki ya buradan taşınan esnafın yeri dolmasın diye belediye çalışma ruhsatı vermezse? Bu aynı zamanda teşvik olmaz mı?
“Hukuksal olarak boşaltılan bir yer özel bir kanun olmadığı sürece tekrar yeni bir iş yeri açılması önünde bir engel yok. Bu nedenle a kişisi gider yerine c kişisi gelir. Biz ona işletme ruhsatı vermek durumundayız. Vermeme şansımız yok. İşte bu sefer de oraya giden esnaf hiçbir iş yapamaz.”
Aslında görüldüğü gibi Çataltepe’nin Kestel’e çok da büyük bir katkısı olmayacak gibi duruyor…
Bir de kaçak ev konusu var ki… Hem tarım arazilerinin üzerine hem de ormanlık alanlara kaçak evler yapılıyor… Güncel bilgiler neler?
“Göreve geldiğimizden beri en fazla saçlarımızı ağartan konu bu. Kaçak yapıyla mücadele, çevre kirliliğinin bir parçası aslında. Şimdi bir imar barışı süreci oldu. 2017 öncesi onlar legal bir hale geldi. Geçtiğimiz aylarda da işte belli bir zaman aralığı yine tanımlandı. 2021’in sonu olması lazım yapılan yapılara geçici olarak elektrik, su bombanın diğer altyapı hizmetlerinin verilmesi şekliyle geldi. Bu da açıkçası kısmen yeni kaçak yapıların önünde hızlandırıcı bir etken oldu. Aynı kararlılıkla mücadelemiz devam ediyor. Netice itibariyle biz belediye olarak hukuk dışında hareket etme şansımız yok. Bu yönetmeliklerin kapsamadığı herhangi bir legal hak kazanmayanlara aynı yıkım aynı kararlılıkla devam ediyor. Bu biraz da bilinçle alakalı insanlarımızın yarın öbür gün çocuklarımızın ne yiyeceği, bizlerin ne yiyeceğiyle alakalı birazcık bilinçlenmesi lazım. Bir de özellikle ormanla alakalı çok ciddi ağaç katliamı var. Bunların önüne geçmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: