Ağrı, Doğu Anadolu’nun en yoksul illerinden biri.
Hatta TÜİK verilerine göre; Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir dağılımında en düşük pay Ağrı’nın...
Özellikle son yıllarda tarım ve hayvancılığın bitme noktasına gelmesi, ekmeğini bu alanlarda kazanan halkın günden güne iyice fakirleşmesine neden olmuş.
İstihdam için özel sektörün de yok denecek kadar az oluşu, yöre halkı için göçü tek çare haline getirmiş.
Yoksa kimse yerinden, yurdundan, toprağından gurbete ve bir bilinmeyene gitme hevesinde değil!
Tıpkı benzeri durumları yaşayan birçok ilimiz gibi...
Hal böyleyken; 2019’da Ağrı Tekstil Kent Projesi kapsamında büyük bir projenin temeli atılmış.
Ağrı halkı için büyük bir umut doğmuş.
Üstelik 10 bin kişinin istihdam edileceği haberiyle, ilde neredeyse bir bayram havası esmeye başlamış.
Hatta uzun soluklu düşünülen bu yatırımın sloganı bile;
”3 yıl içinde 5 bin istihdam”ve devamında katbekat istihdam ve tabii ki yüksek ölçekli üretim...
En büyük yatırımcı ise Bursalının yakından bildiği Yeşim Tekstil olurken, ikinci büyük firma ise Alders firması olmuş.
2019 yılının başlarında temeli atılan bu proje, aynı yılın kasım ayında faaliyetlerine başlıyor.
Fakat 1 buçuk 2 yıl kadar önce, su arıtma tesisinin eksikliğini gerekçe göstererek baskı bölümünü kapatan Yeşim Tekstil, buna bağlı olarak önümüzdeki süreçte açılması ile birlikte yeni istihdam yaratacak olan tasnif ve kesimhane bölümlerini de kurmaktan vazgeçiyor.
Halbuki tam da o dönem arıtma fabrikası kurmak için Şenol Şankaya'nın 16 tır malzeme getirdiğini öğreniyoruz.
Ama haliyle ruhsat işlemleri için belediyeye giden Şankaya'dan; o sırada hala Ağrı belediye başkanı olan Savcı Sayan’ın ruhsat için 16 trilyon istediği, bunun üzerine Şenol Şankaya'nın malzemelerini toparlayıp yapmaktan vazgeçtiğini söylüyorlar, olaylara şahitlik edenler!
Yani tır başına belli ki 1 trilyon istenmiş.
Ve duruma bakıldığında böylesi bir parayı kimsenin vermeyeceği düşünüldüğünde, acaba bu şekilde amaç fabrikaya kilit mi vurmaktı!
Konu ile ilgili hala Ağrı’da ikamet eden ve 1,5 yıl önce işten çıkarılan işçilerle konuştuğumda ise; anlattıkları gerçekten yenilir yutulur şeyler değildi!
“Fabrikada çalışmaya başladıktan birkaç yıl sonra Bursa’da Yeşim Tekstil çalışanlarıyla da haliyle paslaşmalarımız oluyordu. Teksif sendikasına bağlı olduklarını ve oldukça iyi şartlarda çalıştıklarını öğrendik. Bizler de Teksif ile sendikalaşma sürecine girdik. Ve o andan itibaren başımıza gelmeyen kalmadı. Bazı fabrika çalışanlarının bir şekilde e-devlet şifrelerini çözüp HAK-İş sendikasına üyeliklerini bile yapmaya kalktılar ve HAK-İş sendikasına üye olmamız için ciddi baskılarla karşılaştık.
Düşünün, o dönem belediye başkanı olan Savcı Sayan, Belediye personeliyle fabrikanın duvarlarına;
“Sendikaya üye olma, fabrikana sahip çık” pankartları bile astırdı.
Hatta katıldığı bir televizyon programında bizi terörist bile ilan etti.
Bizler vazgeçmeyince bir gecede 60 kişi birden işten çıkarıldı.
Dahası davamızı kazanınca, 600 kişiden fazla işçinin işine son verildi.
49 kodla fabrikada isyan vs sebeplerle çıkarıldı çoğu arkadaşımız ve bu kodla çıkarılan kişilerin maalesef başka bir işe girmeleri de artık çok zor.
Biliyoruz ki bu, geride kalan 520 işçi için bir göz korkutma!
Bizlerin şu andaki mücadelesi; işe geri alınmak değil, kalan arkadaşlarımızın işten çıkarılmaması ve saflıklarından yararlanarak kurnazca imzalar attırarak işten çıkarılan ama oldukça mağdur olan bazı arkadaşlarımızın işe geri alınması!”
...
Ağrı’da yaşanan bu işten çıkarılmalarda aldığımız bazı duyumlar daha var;
Ağrı’da Millet ve Cumhur İttifakının yaptığı anket sonuçlarının da etkili olduğu hatta anket sonrası, istihdam için yapılan teşviklerin geri çekildiği ve bu yüzden Yeşim Tekstil ve 1-2 fabrikanın yakında kapanabileceği yönündeydi.
Konuyla ilgili konuştuğum Ağrı CHP il Başkanı Nihat Aslan:
“Anketlerin Cumhur İttifakı’nı oldukça etkilediği doğrudur. Evet bu mevzunun yansıması sebebiyle işçi kıyımı ihtimalini bizler de düşünüyoruz. Çünkü Ağrı’da bahsedilen anketlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi için seçmenin yüzde 80’inden fazlası Kemal Kılıçdaroğlu diyor. Ağrı olarak hedefimiz bu oranı daha da yükselterek bölge illeri arasında rekor kırmak”açıklamasında bulundu.
Aslında asıl mesele şu ki; Ekmeği için mücadele eden bu yoksul insanları her ne sebeple olursa olsun mağdur etmek ne kadar doğru veya vicdanla ne kadar örtüştüğü...
Yıllardır bölgede yaşanan terör olaylarından en çok etkilenen bu insanlar, sonrasında tarım ve hayvancılık politikalarındaki aksaklıklarla iyiden iyiye açlık sınırında yaşamak zorunda kaldılar.
Ve yaşanan göçlerle ne gittikleri yerde tutunabildiler ne de vatanlarına dönmeleri için sağlam adımlar atıldı...
Ve bir zamanlar terör yüzünden yapılamayan yatırımları, şimdi ise yapılan yatırımlara atılan çelmeler!
Tüm bunlar düşünüldüğünde;
Siyasetin bedeli ödetilen, tek suçları sendikal haklarını kullanmak olan bu insanlara düşen yine gurbetin yolları...
Yorumlar
Kalan Karakter: