İş ve işçi sendikalarının günlerce hükümetle yaptığı asgari ücret pazarlığı, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK ile anlaşmaya varılmasıyla, nihayete erdi ve son söz söylendi.
Fakat karar açıklandığında TÜRK-İŞ yoktu. Yani maaşı verecek olanların “al gülüm ver gülüm” kararlarına şahit olduk cümleten.
Peki asgari ücret pazarlıklarında işçiyi temsil eden TÜRK-İŞ neden yoktu?
Çünkü bir gün önce yaptıkları açıklamada “9 bin liradan aşağı olursa o masada oturmayız” demişti.
Yapmayın ya!
Sanki işçi adına sundukları rakam çok iyiymiş gibi…
Hele önce teklif ettiği rakamı hatırlayınca!
Neydi o rakam?
7 bin 800 85 lira, yani açlık sınırının altına düşülmezse kabulümüzdür demişlerdi.
Yani yoksulluk bile değil, açlık…
O yüzden neyin havası bu!
Üstelik sizin söylediğinizle, TİSK’ in önerdiği rakamın ortalamasının 8 bin 500 TL olacağını sizde çok iyi biliyordunuz. Bu yönüyle bakıldığında, işveren sendikaları sizden insaflı bile denilebilir.
Her ne kadar daha çok kurban pazarlığını andırsa da gördüklerimiz,
Kaldı ki kurban da asgari ücretliyken,
TÜRK-İŞ’ in asgari ücretliyi sözde temsil pazarlığında, reva gördüğü rakamın tam da ortalamasıyken, öyle küsmece, darılmaca tavırları gerçekten ilginç…
Belki sendika yöneticilerini de anlamak gerek!
Düşünsenize, günümüzde asgari ücretle yaşamanın ne demek olduğunu bilmeden, sefahat içinde yaşayıp, sefalet içindeki işçinin haklarını temsil etmek öyle kolay değil!
…
Tüm bunlar yaşandıktan ve asgari ücret netleştikten sonra “bir kısım medya” haberlerine baktığımızda ise;
Aman Allah'ım o da ne!
Ülkemizde bir bayram havası olduğunu,
Asgari ücretlilerin artık derdinin tasasının kalmadığını,
Refah içinde yaşayacağını,
Vur patlasın, çal oynasın bir hayat sürüleceğini öğreniyoruz.
Eh az değil 8 bin 500 TL.
Ha! Bir de 6 lirası var. Bir ekmek de hediyesi… Oynar tabii!
Bunları yazanlar keşke şunu da yanına ekleyebilselerdi;
2022 Kasım verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin 787 TL. Bunun anlamı, geliriniz bu rakamın altındaysa açsınız demektir.
Yoksulluk sınırı, yani açlığın bir tık üstü…
İçinde barınma, giyinme ve yaşamak için yapmak zorunda olduğumuz harcamaların toplamı ise;
25 bin 364 TL olarak yayınlanmıştı.
Eh bu durumda 8 bin 500 TL alacak olan asgari ücretli sevinmesin de ne yapsın!
Cüzdana giren para haliyle artacak, fakat orada ne kadar kalacak, asıl mesele o…
Belki de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının bir yerinde söylediği;
“Eğer başka gelişmeler olursa, tekrar değerlendirme yapmak zorunda kalabiliriz” cümlesidir, sözde yaşanan sevincin sebebi…
Üstelik seçime, pardon gelişmelere ne kaldı ki!
Hadi hayırlısı…
…
Son olarak sözüm siyasilere…
Hani mecliste devamlı tartışan hatta diğer partideki vekillerle, kafa göz yaracak kadar husumet içinde olan vekillerimiz!
İş; maaşlarınızı belirlemeye geldiğinde, size sorulması ve oy birliğiyle kendi maaşlarınızı belirlemeniz, daha ilginci sadece bu konuda fikir uyumu içinde olmanızı vatandaş olarak takdir ediyoruz.
Hal böyle iken, aynı durum neden işçi ve memurlarımız için de uygulanmıyor?
Neden bu konuda girişimleriniz olmuyor?
Baksanıza binlerce lira artırılan maaşlarınız iki dakikada “el kaldırarak” kabul edilirken,
İşçinin 3 kuruşluk maaş artışı için günlerce pazarlık yapılıyor.
Vallahi zaman kaybı!
Kabul edenler?..
Yorumlar 1
Kalan Karakter: