Büyük bir afetti!
Birçok hayatın, enkazın altında kaldığı!
Evet,çok büyük bir depremdi hem de.
Ama asrın felaketi haline getiren;
İşin ehli olmayan ve Türkiye’de otobüs bileti gibi dağıtılan müteahhit belgeli işgüzarlar,uyarıları dinlemeyenler ve bunlara çanak tutanlardı…
Üstelik 2023’te!
Evet, asrın depremi denilebilir.
Fakat asrın felaketi diyerek;
Kimse almadığı tedbirlere, yapamadığı güçlendirmelere, kontrollere, kaçak binalara kılıf uydurup, kendini masum göstermeye çalışmasın!
Çünkü bu aslında asrın ihmaller zinciriydi!
…
Evet; afet haline dönüşmesinde, deprem öncesi alınmayan tedbirler öncelikli olurken;
Deprem sonrası arama-kurtarma ve yardımlardaki koordinasyonsuzluk, başı boşluk da, yine felakete dönüşmesinin sebeplerinden…
Yine de, şimdi ileriye bakma zamanı dedik!
Üstelik depremzedelerin barınma konusuna odaklanmalıydık!
Sağ olsunlar!
Güzel ülkemin, güzel insanları;
Evini açanlar, fazla evi olanlar, bazı belediyeler, kurumlar hemen organize oldular!
İnanmazsınız ama Malatya’da Kızılay’a ait konteyner fabrikasından bile güzel haber geldi!
Hem de videoya çekmiş başkan;
“Üretim yapıyoruz” diye !
İzlerken gözlerim doldu,
Yalnız böylesi bir depremde, böylesi bir fabrika;
Ve bu fabrika, deprem bölgesinde bulunuyorken, elini daha çabuk tutsaydı ne güzel olurdu!
Üstelik çadıra bile muhtaç o günlerde!
Yine neyse diyelim;
Umarız bu kez buharı üstünde, sıcacık ve çarçabuk servis ederler.
…
Barınma diyorduk!
En önemli ihtiyaçlarımızdan;
Hele ki, depremzedeler için yiyecek içecek kadar önemli!
Ama biz güçlü bir ülkeyiz,
Ve böyle zor günlerde, yardım talebini geri çevirmeyecek kadar da birbirimize kenetliyiz!
O yüzden bu konunun tez zamanında çözümleneceğinden hiç kuşkumuz yoktu!
Hem sezonun açılmasına aylar var, dünya kadar otel bomboş duruyor öylece.
Ve sahibi “tanıdık” olan, beş yıldızlı binlerce kapasiteye sahip oteller de, yine bunların içinde!
Ayrıca misafirhaneler, vakıf binaları var da var, çok şükür…
…
Yine öğrenim gören gençler için de; duyarlı insanlardan, işin ehli uzmanlardan, çözümler düşünülmeye başlandı!
Tıpkı depremzede çocuklara Milli Eğitim Bakanlığının uygulaması gibi;
“Üniversitelere de aynı uygulama yapılır” diye tahmin ettik.
Yani afet bölgesinde öğrenim gören üniversitelilere; diğer bölgelerde yer açılır, yurtların kapasitesi de arttırılır;
Hem öğrenimleri aksamamış, hem de hayatın rutinleri ve devamlılığı sağlanırdı.
Üstelik diğer illerde sürecek üniversite eğitiminden, onlar da mahrum kalmayacaktı!
Ve çok ilginç bir kararla, şoke olduk!
Biz 10 ilde ki gençlere eğitimlerinden geri kalmamaları için çareler düşünürken;
Türkiye’deki tüm üniversiteler; ikinci yarıyıl boyunca online!
Yani yok!
Yani üniversiteler işleme kapalı,
Yani üniversitelerin kapıları kilitleniyor!
Sebep; KYK öğrenci yurtlarının, depremzedelerin barınma ihtiyacı için kullanılmasına karar verilmesiydi!
…
Gerçekten bulunan, düşünülen ilk çözüm, tek çare, tek yer üniversiteler miydi!
Bulunan ilk çözüm örgün eğitimin iptali miydi!
Halbuki; her ne kadar deprem öncesi tedbirlerin alınmayışı,
Devamında; alabildiğine hayal kırıklığı, hüzün , kızgınlık yaşasak da, barınma konusunda umutluyduk!
Bu yapılan mağdur olmuş insanlara ve depremi yaşayan gençlere çözüm değil;
Binlerce daha yeni mağdur yaratmaktır!
Bu geleceğimiz gençlerine; eğitim hayatlarına, kesilen bir ceza gibidir!
Üstelik, pandeminin sebep olduğu 2 yıllık süreçte psikolojik ve sosyolojik etkiler hala devam ederken;
Ve uygulamalı eğitimin çok önemli olduğu; tıp, mimarlık ,mühendislik gibi branşlar için özellikle çok riskli bir kararken!
Hiç ama hiç düşünülmeden verilen bir karar maalesef!
Ve enkaz altında kalan onlarca canlarımız gibi,
Gençlerin istikbalini de göz göre göre enkaza gömmek gibi…
Ve merak ediyorum!
“Özgür eğitim yuvaları!” dediğimiz üniversitelerde;
Onlarla ilgili alınan kararlarda;
Nadir de olsa fikirleri “HİÇ” soruluyor mu!
Yorumlar 1
Kalan Karakter: