Seçimlerin bitmesiyle beraber ertelenen bazı mevzular da, yavaş yavaş gündeme gelmeye başladı.
Hatırlarsanız, bir önceki seçimlerde de, seçimin kaybedilmesinden sonra CHP’nin artık yeni bir Genel Başkana ve değişime ihtiyacı olduğu konuşulmuş,
Hatta bunu destekleyenlerin karşılık bulmaması sebebiyle birçok kopuşlar, ayrılıklar yaşanmıştı.
Bursa özelinde de bu anlamda, yönetim kademesinden ve partiden ayrılacağına hiç ihtimal vermediğimiz, aktif olarak çalışan bazı kişilerin tepki olarak Memleket Partisine geçtiğine de şahit olmuştuk.
Yine bir seçim dönemi ve Cumhurbaşkanlığında ikinci turun bitmesinin üstünden daha birkaç gün geçer geçmez, gene bazı istifalar ve bu istifaların artacağı haberleri gelmeye başladı.
Kimilerine göre Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi sebebiyle bu durumun baş gösterdiği yorumları yapılsa da,
Durum öyle değil!
Çünkü seçim sürecinden çok önce çoğu partililer kurultay istemiş, hiç olmadı il ve ilçe kongrelerinin yapılmasını talep etmişti.
Fakat “Önümüzde bir seçim var, sonrasında” denilerek, Genel Merkez tarafından reddedilmişti.
Sıra seçim sürecine ve son aşamaya gelip, milletvekili aday listeleri belirlemeye başladığında;
Daha önceden de defalarca dile getirdikleri, hatta imza toplayarak Kılıçdaroğlu’na elleriyle verdikleri dosyayla da,
Ön seçim veya temayül yoklaması istediklerini ısrarla belirtmelerine rağmen yine kabul görmedi.
Ama ısrarların tepkiye dönüşmesinden endişelenince, Genel Merkezden İlçe örgütlerine haber salındı ve;
“Yönetim kademesinde ki başkanların aday tercihlerini yazıp, İl Başkanlıklarına kapalı zarf halinde teslim etmelerini ve devamında bu isimlerin Genel Merkezde incelenerek karar verileceği” belirtildi.
O dönem konu hakkında konuştuğum bazı ilçe başkanları ise;
Bu sistemi tatmin edici bulmadıklarını ve genel merkeze değil de, İl Başkanlığına bu tercih zarflarını teslim etmenin iyi bir fikir olmadığını düşünerek, liste vermediklerini söylemişler ve bende bu konuyu detaylarıyla köşe yazıma taşımıştım o günlerde...
Neticede; gerek kurultay, gerek kongre ve gerekse ön seçim ile ilgili talepleri geri çevirilmesi canlarını çok sıksa da;
“ Şimdilik çalışma zamanı, seçime odaklanalım” denilerek, partililer bu konuları kenara bırakmışlardı.
Seçim sürecinde de Kemal Kılıçdaroğlu’nun performansı, çabası ise hepsini umutlandırmış ve büyük bir motivasyonla ellerinden geleni yapmaya devam etmişlerdi.
...
KILIÇDAROĞLU’NA RAKİP İSİMLER!
Fakat seçimin bitmesi ve sonuçların hayal kırıklığı yaşatması sebebiyle, kenara bırakılan meseleler tekrar ortaya konularak, CHP’de bir değişimin olması gerektiği haliyle yine gündeme gelmeye başladı.
Peki bu değişim fikri hakkında Kılıçdaroğlu ne düşünüyor acaba?
Seçim sonrası Kılıçdaroğlu’nun seçmene hitaben yaptığı kısa konuşmasında söylediği;
“Buradayım, burada olacağım” sözleri, muhtemelen Kılıçdaroğlu’nun yine aday olabileceğinin mesajlarını veriyor gibiydi...
Eh, karşısında da başka adaylar olacağı muhakkak!
Zaten kulislerde de şimdiden farklı isimler zikredilmeye başladı bile...
Mesela bazı sözleriyle gündem yaratan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın ismi çokça konuşulmakta;
Yine bildik isimlerden Gürsel Tekin ve kamuoyunun desteğini arkasına alan Ekrem İmamoğlu da en çok konuşulan isimlerden...
Ayrıca Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın da bir sürpriz çıkış yapabileceği söyleniyor.
Bilmeyen okuyucularım için kısa bir hatırlatma yapacak olursam;
Salıcı, özellikle seçim süreciyle CHP’de yıldızı parlayan isimlerden olup,CHP teşkilatlarının desteğini aldığı da söyleniyor.
Milletvekili listelerinin hazırlanmasında da oldukça etkin olduğu hatta Bursa listelerinde;
“Yine mi” dedirten adayın listelere alınmasında da, yine Salıcı’nın çokça etkisi olduğu iddia edilmişti.
...
Mesele şu ki; CHP’ de bir değişim rüzgarı eser mi esmez mi diye konuşmalar yapılırken;
Acaba “Ne olur ne olmaz, şimdilik bir kaos yaratmayalım” denilerek, kurultay için yerel seçimler beklenir mi?
Ki aksi halde, muhtemelen İmamoğlu ile İstanbul için devam deneceği için böylesi bir durumda, o bu yarışta olmayacaktır.
Bu arada tüm bunların yanında; şu noktayı da kaçırmamak gerekir:
CHP’de yıllar sonra ilk kez Genel Başkan TBMM’de olmayacak.
Tıpkı altılı masanın diğer parti liderleri gibi...
Fakat ana muhalefet partisi liderinin meclis çatısında bulunmaması CHP için çok daha sıkıntılı olabilir.
Mesela, yasama faaliyetlerinde meclis kürsüsünde artık olamayacağı gibi haliyle dokunulmazlığı da bulunmayacak.
Bu durumun CHP için kolay olmayacağı ve belki de düşünülen değişim rüzgarında bu hassas konu oldukça etkili bile olacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: