Seçime 3 gün var ve seçim çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
Eh, siyasette 24 saatin bile önemli olduğu düşünüldüğünde, oldukça normal.
Sosyal medyayı takip ettiğimizde ise, çok daha süratli gittiğini görüyoruz.
Ve çoğu zaman çok daha üslupsuz, çok daha teyite muhtaç ve bazen çok daha aşağılayıcı bir dile şahit oluyoruz.
Üstelik teknolojinin en kötü halini, fazlaca suistimal edildiğini şaşkınlıkla izlediğimiz de ne çok oluyor!
Yani demem o ki, teknolojinin nimetleri inkar edilemez ama birebir iletişimden alınan lezzetin, nezaketin ve duygunun yerini alması zor.
Bugün de “yüz yüze diyalog” ve objektif olma anlamında bir toplantıya katıldık.
Saadet Partisi Osmangazi İlçe Başkanlığının düzenlediği ve milletvekili adayı Mehmet Atmaca’nın katıldığı programdaydık.
Basına özel programda; Altılı Masanın Bursa temsilcileri, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Engin Er, İMSİAD Başkanı Şerif Demir gibi isimlerin de katıldığı toplantıda;
Açılış konuşmasını yapan Osmangazi İlçe Başkanı Kerim Bulut ; ortak aklın öneminden bahsederken;
Sonrasında söz alan İl Başkanı Ali Osman Karahanlı ise;
İktidarın seçimden ziyade sanki savaşa gidiyoruz gibi ve kaybettikleri halinde beka sorunu çıkacağı yönünde bir algı yaratmaya çalıştığından bahsetti.
Ayrıca gerek sosyal medyada gerek sokaklarda, bir kısım insanın tahrik etmeye çalıştığını belirtip, ama bizler güllerle sevgiyle karşılık vermeye devam edeceğiz dese de;
“Seçim günü kazandığımız takdirde sevincimizi çok abartmayalım!” uyarısını da yaptı.
Bu uyarı ne kadar çok yapılıyor farkında mıyız?
Kılıçdaroğlu sırf bu uyarıyı yapmak için video bile yayınladı hatta!
Daha önce hiçbir seçimde, hiçbir genel başkandan böyle bir uyarı duymamıştık.
Halbuki, taşkınlık olmadığı sürece sevinçleri, zaferleri kutlamak kadar doğal bir şey olabilir mi?
Kaldı ki, her seçim dönemi yaşanır ve kazanan partinin seçmeni meydanlarda sevinirken,
Ya balkonlardan ya caddelerde izlenir,
Sonra herkes evlerine dağılır ve hayat devam etmez miydi?
Bu kez farkı ne?
Yoksa bir süredir duyduğumuz söylentilere karşı vatandaşı korumak adına önlem mi?
İyi de kimi, kimden koruyoruz!
EROL GÜLMEZ’ DEN TUHAF SORU!
Toplantı devam ederken; son olarak CHP 1. Bölge 3. Sıra adayı olan eski Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Atmaca açıklamalarını yaptı. Atmaca:
Yaşanılan tüm sorunların yanlış yönetim anlayışından kaynaklandığını, kamu adına görevli olan herkesin şeffaf olması gerektiğini, halkın hesap sorma hakkının olduğunu ve iktidarın toplumu iki gruba ayırmak istediğinden bahsetti.
Ayrıca altılı masanın, toplumun her kesimini temsil ettiği için Cumhuriyet tarihinin en büyük ve önemli siyasi oluşumu olduğunu ifade etti.
Programın devamında sorulara geçildiğinde ise; NOSAB Başkanı CHP’li Erol Gülmez’den Mehmet Atmaca’ya ilginç bir soru geldi. Gülmez:
“Karşı mahalleden bir arkadaşınız olarak merak ediyorum; yıllarca CHP’ye karşı olan bir yapı olarak sizin bize tutumunuz nasıl olacak” diye bir soru yöneltti.
Ayrıca Saadet Partisi oylarının da kayda değer olmadığını ima eden sözler de kullanınca;
Aslında her ne kadar gülerek yanıtlamaya çalışsa bile Atmaca da oldukça şaşırmıştı:
“Biz CHP ve diğer partilerle ortak bir amaç için yola çıktık. Bizim tabandan kaygımız yok!” sözleriyle cevapladı Gülmez'in sorusunu.
Hatırlarsanız Erol Gülmez kısa süre önce de DSP’li Murat Özbilge’nin cenaze töreninde Önder Aksakal’a:
“Üç koltuğa partiyi sattınız” diye bağırmış ve cenazede yaşanan bu gerginliğe sebep olduğu için de eleştirilmişti, burası yeri değil diye...
Şimdi Gülmez’in bir CHP’li olarak Saadet Partisi için de eleştirel bir dil kullanması, hatta oy potansiyellerinin azlığını da imalı bir şekilde dile getirmesini kimse anlayamadı.
Acaba siyasi anlamda; önceki dönem il başkanlığına aday olup kazanamayışı, bu dönem de yine milletvekili aday adayı olup listeye alınmayışının kırgınlığı mı?
Veya
Bazı şeyleri içinde tutmayı sevmiyor mu anlayamadık...
...
Bu arada bende şu soruyu yönelttim Mehmet Atmaca’ya:
“ Milli görüş oylarında özellikle Yeniden Refah Partisine bir kayma olacağını düşünüyor musunuz. Yoksa AK Parti çatısı altına girmesi, sizin için avantaj mı oldu?”
Atmaca’nın yanıtı:
“ Bizim CHP veya diğer partilerle ittifak olmamız onların fikirlerini savunmak için değil milletimiz için ortak payda da birleşmekti. Tabii ki her parti gibi bizden de kopmalar olabilir. Fakat Yeniden Refah’ın AK Parti yanında yer alması sebebiyle,asıl onlardan bize çokça üye geçişi oldu. Bursa özelinde konuşursak özellikle son zamanlarda Gürsu ilçesinden, Yeniden Refah Partisine üye olan birçok kişi, bizim partimize gelmiştir.”
Aslında bu durum bir çoğumuzun tahminiydi. Hatta Fatih Erbakan’ın bu kararı partisine zarar verdiği gibi AK Parti içinde bir getirisi olmayacağı kuvvetle muhtemel olarak yorumlanıyor.
Bu noktada Cumhur İttifakı ve Millet İttifakını kıyasladığımızda;
Cumhur ittifakını kazandıracak tek parti AK Parti olarak görünürken, diğerleri faydadan çok yük olacak gibi görünüyor.
Millet ittifakı, içindeki partilerin durumu düşünüldüğünde, ittifak anlamında daha şanslı olduğu söylenebilir.
Ya da daha “ittifak” gibi durduğu söylenebilir desek sanırım daha yerinde olur.
Bu arada toplantının sonunda CHP Adayı Mehmet Atmaca’da yine aynı uyarıyı yaptı:
"Seçim sonrası kazandığımızda, sokaklarda kutlamalar yapmayalım.Evlerimizde sakince sevinelim!”
Yorumlar
Kalan Karakter: