Ülkemizde yaşanmakta olan ekonomik krizin etkileri her alanda olduğu gibi eğitim sektöründe de yansımalarını ağır bir şekilde göstermekte.
Türkiye'de orta sınıfın yaşadığı sorunlara paralel olarak eğitimin her kademesinde (ilk, orta, lise, üniversite) özel ya da devlet okulu fark etmeksizin eğitimcilerimiz çok ağır ve ciddi maddi zorluklar yaşamaktadır.
Tarihte böyle bir dönemin pek olmadığını özellikle eklemem gerek.
Belirli bir tercih ve ekonomik politikanın sonucu olsa da artık yaşanan sorunlar ertelenemez bir noktaya gelmiştir.
Eğitim gibi bir ülkenin gelişmesi ve ilerlemesi için kritik olan bir konu derhal önceliklendirilmeli ve var olan ekonomik sorunlara çözüm aranmalıdır.
Ülkemizde eğitim düzeyi hiç bir zaman mükemmel bir noktada olmadı, ancak son bir kaç yıldır yaşananlar uzun vadede çok ciddi bir 'toplumsal sorun' yaratma riski taşımaktadır.
Aslında istekler basit ve net.
Bir eğitimcinin asgari insani standartlarda yaşamasını sağlayacak ekonomik koşullar oluşturulması talep edilmektedir. Bir kaç sene öncesine kadar alınan ücretler asgari ücretin bir kaç misli iken şu anda o rakamın (asgari ücret) biraz üzerindedir.
Bir eğitimcinin kendini geliştirmesi, belirli standartlarda ailesiyle bir yaşam sürmesi, eğitim alanında dünyada meydana gelen gelişmeleri izlemesi için bu hak en kısa zamanda sağlanmalıdır.
Ekonomik olarak huzursuz olan bir öğretmen- herkes gibi- sağlıklı ve verimli olamayacaktır.
Temennimiz tabii ki asgari ücret alan insanlarımızın da refahıdır, buna paralel olarak diğer çalışan gruplarının da ücretleri aynı oranda artmalıdır.
Bu rakam bugünkü şartlarda 3-4 asgari ücrete denk olursa eğitimci rahat bir nefes alacaktır.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için bu durum çok kritiktir.
Kiralar, sabit giderler, mutfak masrafı, ısınma...vb. giderler ortadayken var olan durumun sürdürülemeyeceği açıktır.
Toplumsal refah ve ilerlemenin ana unsuru eğitimdir. Bir ülkenin her alanda ilerlemesini sağlayacak olan eğitimdir.
Bilimsel ve çağdaş bir eğitim ülkenin geleceği ve bağımsızlığı için vazgeçilmezdir.
Bu yolu açacak olan eğitimcilerimizin de her anlamda teşvik edilmesi ve el üstünde tutulması gereklidir.
Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti ilan ettikten sonra en büyük seferberliği eğitim alanında yapmıştır.
Çünkü dünyada bu yolun dışında ilerleyebilen bir toplum/ülke yoktur.
Onun dediği gibi;
'Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır'.
Çağrımız bu eseri heba etmemektir.
Bu eseri yaratacak olan eğitimcilerimize gerekli ve hak ettikleri değerin verilmesi en büyük temennimizdir.
Eğitime ayrılacak bütçe uzun vadede daha nitelikli insan kaynağı olarak geri dönecektir. Bu durum da ülkenin genel ekonomik düzeyine olumlu yansıyacaktır. Bu anlayışın hakim olduğu bir ülke hayalimiz hiçbir zaman bitmeyecek.
Bu vesile ile tüm okurların bayramını kutlarım.
Yorumlar
Kalan Karakter: