Seçime sayılı günler var ve siyasette işler iyice kızıştı...
Kim ne kadar oy alacak, kimden alacak, nasıl almalı ,neler yapmalı derken;
Haliyle en çok gençlere yoğunlaşıldı.
Haksız da sayılmazlar!
Y ve Z kuşağı seçimleri etkileyecek öneme sahip bir seçmen kitlesine sahip.
Z kuşağından 13 milyon genç oy kullanacak.
Y kuşağından ise 19.7 milyon gencin oy kullanacağı düşünüldüğünde;
64.1 milyonluk seçmenin yarısını bu genç kuşaklar oluşturuyor.
Durum bu kadar mühim olunca;
Gerek eğitimde, gerek sosyal hayatta, gerek istihdamda;
En görünmeyen kesim olarak, birden bire epey görünür oldular!
Vaatlerin çoğu onların üzerinden yapılıyor.
Hatta inanmazsınız!
Gençlerin ellerindeki telefonları bile habire israf malzemesi olarak eleştirenler;
Bugün; ucuz fiyatlarla istediği telefona kavuşma vaadi bile veriyor.
O da yetmiyor; üzerine bedava internette verdim gitti deniyor.
Eh değişen dünyada eğitim için gerekli diyorlar.
İlginç!
Seçimden önce ortaçağdaydık da birden teknoloji çağına mı girdik 2 ayda!
Muhtemelen elektrik de icat edilmemişti!
Belki de mağaralarda yaşıyorduk ve nihayet yaşasın uygarlık!
Bu arada vaatler bazen siyasi partiler arasında o kadar üst üste, kimi zaman kopyalama, bazen de açık artırma gibi yapılıyor ki, takip etmek veya önce kim yapmıştı bu söylemi diye incelemek gerekiyor...
...
İşin aslı gençlerin yitirdiği güvenin nasıl kazanılacağı ve liyakat belki de.
Onlarca üniversite açıldı, ne güzel!
Yetmedi yüzlerce özel okul ve çoğu niteliksiz olanından maalesef...
Yasalardan bihaber binlerce avukat,
İnsan anatomisine yabancı yüzlerce sağlıkçı,
Ve bitirdiği bölümden hiçbir şey anlamadan mezun olan sayısız genç...
Tabii bu böyle diye işsiz kalacaklar diye bir şey yok!
İşe girmek tamamiyle kader kısmet...
İstersen ODTÜ’nün harika bir bölümünü bitir, uğraş didin, koştur!
Ama kaderinde adam gibi bir işe girmek yoksa, tüm bunlar nafile olduğunu da çok gördük.
Ve öyle görünüyor ki seçimin asıl kaderini de;
Kader kısmetten nedense bir türlü nasiplenemeyen özellikle “o kısmetsiz!” gençler belirleyecek...
...
Bu arada gençlerin siyasetle çok ilgisinin olmadığını düşünenler de yanılıyorlar!
Bir üniversitemizin yaptığı araştırmaya göre:
Gençlerin yüzde 77’si oylarının ülkenin geleceğinin şekillenmesinde etkili olduğunu düşünüyor.
Yüzde 85’e yakını; siyaseti sosyal medyadan ve internetten takip ettiklerini belirtiyorlar yani söylendiği gibi siyasete ilgisiz değiller.
Malum bunlar teknoloji çağının çocukları;
Ve bu kuşağı iki söz, üç mitingle kandırmak öyle kolay değil!
Onlar birçok şeyi çok daha net görebiliyorlar, yapılan herhangi bir haksızlığı da unutmayacak kadar da tazecik hafızaları ve verilen vaatleri de bir taraftan filitreden geçirip, üstüne hesapları yapıp inandırıcılığını anlayacak kadar zekiler.
Ve bu kuşak siyasetle ilgili görüşlerini de daha çok kolektif eylemlerden ziyade, dijital platformlarda ve bireysel olarak yapmayı tercih ediyorlar ve onlarca mitingden bazen daha etkili olabiliyorlar.
Tabii burada bahsettiğimiz; troller diye nitelendirdiğimiz, yasadışı provakatif eylem derdinde olanlar dışındaki duyarlı genç kitle...
...
Yine yapılan son anketlerde, gençlerin en temel probleminin iş ve geçim kaygısı...
Bunu eğitim ve özgürlük endişeleri takip ederken;
Birçok genç hak ettikleri refaha ve hayat kalitesine ulaşmalarını engelleyen kayırmacılık, torpil gibi konulardan şikayetçiler.
Ve gençlerin siyasete mesafeli durma sebepleri sorulduğunda;
Siyaseti kirli bir alan olarak gördüklerini, akıllarına kavga, çatışma, yalan, karmaşa ve rant gibi olumsuz kavramlar geldiğini söylüyor yüzde 80’i...
O yüzden belli ki, siyasetin içinde olmaktansa sosyal medyadan kendilerini ifade etmeyi daha dürüstçe buluyorlar.
Tüm bu sonuçlara baktığımızda; önümüzdeki seçimin sonuçlarını belirleyecek olan gençlerin ilk kriteri;
Liyakata riayet edeceğine inandığı siyasi parti olacağı ortada;
Ve tabii ki yalansız, dolansız ve kavgasız bir siyaset güdeceğine inandığı siyasiler öncelikleri olacak!
Çünkü bu gençler tıpkı seçim vaatlerinde hemen hemen tüm partilerin söylediği gibi;
Eşit şartlarda nitelikli eğitim,
İstihdam alanlarının genişletilmesini ve işe alımlarda liyakat,
Ve ekonomik özgürlüklerini, emeklerinin karşılığını alacakları bir sistem istiyorlar.
Aslında önceliklerine baktığımızda;
Biraz üzücü...
Dünyayı görmek, tanımak veya sosyal hayatlarıyla ilgili herhangi bir öncelikleri yok!
Talepleri zaten olması gereken ve sosyal devlet olarak yapılması gerekenler değil mi?
Ve bunu kavramak neden hep seçim öncesine kalır!
Yorumlar
Kalan Karakter: