Bugün umudun gerçek anlamda filizlendiği bir gün...
Eski püskü bir vapurla, yepyeni umutlara yelken açıldığı ve bu sayede tüm fırtınalara karşı bağımsızlığımıza demir atabilenlerin hikayesidir 19 Mayıs...
Ve 19 Mayıs 1919, Kurtuluş'a giden yolda atılan ilk adım ve mazlum bir milletin kararlaştırılmış ölümüne karşı, dimdik duruşudur.
Ve bu kutlu mücadele sadece dışardan ülkemizin üstünde dolaşıp tamamen ölmemizi bekleyen akbabalara karşı olmamıştır.
104 yıl önce Atatürk’ün başlattığı bu kurtuluş mücadelesi;
Aslında yıllarca süren savaşlarda halkın canıyla ve vergileriyle,
İnsanları kara buğday tanesine mahkum ederken, saltanatlarını devam etme derdinde olanlara karşı bir mücadeledir.
Onlarca medeniyetin beşiği olmuş, binlerce yıllık bir tarihin üzerine oturup, tüm bu zengin geçmişimizi unutarak,
Kulları dediği halkına, Allah’ın yeryüzündeki gölgesiyim (Zıllullah-ı fi’l-âlem) diyerek manevi duygularıyla susturan, sorgulamasını büyük günahlardan saydıran,
Ne vatanı, ne şanlı tarihi, ne muhteşem ataları ne de gariban halkını düşünmeyen saltanatın sahiplerine karşı;
Henüz bıyıkları yeni yeni terlerken, askeri okul sıralarında özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet fikrinin hayallerini süslediği yetim bir çocuğun;
Yıllar sonra kendisi gibi zor şartlarda büyümüş vatanperver arkadaşlarıyla, vatanı için başlattığı bir kurtuluş mücadelesinin adıdır 19 Mayıs...
Tabii ki kolay olmamış bu süreç;
Bir tarafta düşmana karşı mücadele verirken;
Diğer taraftan özgürlük ve haklarına yabancı, birilerine kul olmayı ilahi bir emir görmek zorunda bırakılan insanları,
Öyle ha deyince ikna etmeyi düşünmek bile hayal görünse de;
Bunları başarabilmenin de hikayesidir aslında...
Fakat öngörülerinin doğruluğunu gerek katıldığı savaşlarda gerek Cumhuriyetin kuruluş aşamasında çokça kanıtlamış Atatürk;
Gençlere hediye ettiği bu kurtuluş gününü ve emanet ettiği vatanı, Cumhuriyeti ve bağımsızlığını korumanın da,;
Kurmak kadar önemli olduğuna çok kez değinmiştir.
Hatta Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet Halk Fırkasının II. Büyük Kongresi'nde, Nutuk adlı eserini meydana getiren konuşmasının sonunda;
Türk gençliğine hususi yer vererek,gençliğe verdiği önemi bir kez daha görüyoruz.
Gençliğe hitabede;
Geçmişte yaşanılan sıkıntıların bir daha tekrar etmemesi için Türk milletinin istikbali olan gençlere hayati öğütlerde bulunmuş, öncelikle “Türk istiklâli"ve "Türk Cumhuriyeti" üzerinde dururken;
Yine iç ve dış düşmanlara karşı tedbirin öneminden ve Cumhuriyeti korumayı vasiyet olarak gençlere bıraktığını gözleri yaşarır halde duygusal bir ruh haliyle okumuştur.
Evet kısa sayılabilecek yaşamının çoğu vatanı korumak için mücadele içinde geçerken, geri kalan hayatında cehaletle savaşan Atatürk’ün gençlere ve bizlere hediye ettiği;
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun...
Anmayı ihmal etmesek de; amacımız özünü yaşayabilmek de olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: