Memlekette neler olmuyor ki!
Yeminle en maliyetli; aksiyon, gerilim ve dram filmlerine taş çıkartıyoruz.
Eh, zaman zaman komedi tarzına da şahit olmuyor değiliz!
Özellikle bazı hesap kitap işlerinde ve “yapmam asla” dediklerinin kralını yapıp, yetmezmiş gibi kraldan çok kralcılık yapmaları yok mu!
Evet bu filmlerin tamamında, neredeyse siyasiler başrolde olurken;
Nedense drama oyunlarının başrolü hep vatandaşa reva görülüyor ve hep gerçek hayat hikayelerinden oluşuyor...
Mesela; yoksulluk, işsizlik, deprem, sel ve kuraklık gibi tüm felaketlerde, altta kalan hep vatandaş!
Üstelik dediğim gibi, gerçek hayatın içinden tüm senaryolar...
Evet, memleketin hali böyle iken;
Muharrem İnce’nin “Memleket”inde de durum çok farklı sayılmaz!
Özellikle deprem süreci sonrası; öncesinde söylediği uyarı ve tedbir niteliğindeki sözlerle başlayan yükseliş süreci; deprem bölgesindeki ziyaretleri, devamında gençlerle olan dansları, söylemleri, ilgi ve karşılığında; yüzde 10 denilen bir yükseliş sağladı!
Sonrasında birkaç günlüğüne Zafer Partisi'yle ittifak mı, değil mi anlayamadığımız bir şeyler oldu.
Ama Ümit Özdağ’ın Cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş’ı destekleyeceklerini söylemesi üzerine; Muharrem İnce;
“Hop neler oluyor burada” deyip, bu tam olarak anlayamadığımız siyasi yakınlaşmaya anında son verdi.
O sırada yine yeni dans figürleriyle; yine gençlerle sohbetler, alkışlar derken;
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerekli 100 bin oyu da topladı ve aday da oldu helalinden!
Fakat bazı şeylerin kısmet olduğunu, eğer kısmette yoksa fazla zorlamamak gerektiğini, biz Muharrem İnce ile daha bir öğrenmeye başladık.
Bu adaylık süreciyle beraber yüzde 10 denilen oyları yine düşüşe geçmeye başladı ve yapılan son anketlerle yüzde 2’lere kadar gerilediğini gördük.
Ne oluyordu yine!
Neden bir türlü nasip olmuyordu, nasipsiz miydi yoksa...
Kaldı ki; ilkinde kenarından dönmüştü, şimdi ise uzağından döndü. Belki bu daha mantıklıydı...
Günlerdir Cumhurbaşkanlığı muhabbeti cümlemizin gündemini Muharrem İnce vesilesiyle doldurdu, hatta taşırdı desek yeridir.
Defalarca tavsiyeler verildi, kimi zaman eleştirildi!
“Gel etme eyleme, inat etme vazgeç bu sevdadan, kılıç çekeceğine Kılıçdar ol” dendi ama nafile...
“İkici tura bırakacağım ille , orada destek vereceğim” dedi her seferinde!
Niye ki diyenler oldu!
Madem eminsin hem ilk turda kazanamayacağından, hem ikinci tura bırakmaya sebep olacağından;
Yazık değil mi o vakit, onca partililerine , sana güvenenlere...
Bu arada şartları da oldu aslında, hafiften göz kırpar gibi oldu;
“Atın ittifakın ortaklarını talebim yok üstelik, çekilirim” dedi adaylıktan!
Geri dönüş olmadı haliyle, şurada ne kadar kalmıştı ki seçimlere...
Hem şart koyulur muydu, kurulu düzene!
Ve ne olduysa oldu, girmeyelim o meselelere;
Ama, iki dil altı sonrasında son verdi adaylık işlerine...
...
MEMLEKET PARTİSİ'NE GÜLE GÜLE, AK PARTİ'YE MERHABA DİYENLER!
Evet, Memleket Partisi kısa zamanda çok şey yaşadı, çoğu kez Muharrem İnce’nin amacının ne olduğunu bile anlamakta güçlük çektik.
Bu yüzden de, bir çok teori bile yürütüldü.
Hatta iktidara çalışıyor bile dendi.
Fakat ne İnce, ne partilileri bunu asla kabul etmediler.
Memleket Partisi Bursa İl Başkanı, şimdi ise milletvekili adayı Mesut Şahin’in gazetemize ziyareti sırasında da bu konularla ilgili fikirlerini sorduğumda,
Ki bana göre Şahin; gerek dürüst siyaseti, gerek çalışkanlığı ve halkın içinden gelen biri olarak samimi iletişimi siyaset anlamında bir kazanımdır.
Mesut Şahin konuşmasında; AK Parti ile ilgileri olmadığı gibi aslında AK Partiden bir çok üyenin Memleket Partisine geçtiğinden bahsederek, o yüzden genel başkanı İnce’nin de ikinci tura kalmasının Millet ittifakı için daha iyi olacağını kastetmişti.
'Peki bahsettiğiniz değişim isteyen AK Parti seçmeni, neden Kılıçdaroğlu’nu değil de, İnce’yi tercih ediyor. Çünkü baktığımızda ikisi de CHP temelli siyasetçiler’ diye bir soru yönelttim.
Şahin bu konuda da:
“CHP’nin şu anda ittifakta olduğu partilere baktıklarında, Memleket partisini daha Cumhuriyetçi ve daha milliyetçi olarak görüyorlar. Bu noktada AK Parti’ye artık oy vermek istemeyen seçmen ve CHP’ye de oy vermek istemediğinden, üçüncü yol dediğimiz Memleket partisine daha sıcak bakıyorlar” ifadesini kullandı.
Konuşmamız esnasında DSP’nin, AK Parti çatısı altına girdikten sonra partililerinin yaşadıkları kırgınlıktan bahsederken;
“Böyle bir durumda siz ne yapardınız” diye de sordum. Şahin’in buna da yorumu şöyle oldu:
“Gerçekten çok zor bir durum partililer açısından. Şahsen böyle bir durumda kalsam, hele ki, siyaseten taban tabana zıt AK Partiyle böyle bir durum yaşasam; orada bulunmaktansa istifa etmeyi tercih ederdim.”
Mesut Bey’i az çok tanıdığım kadarıyla samimiyetine ve söylediklerinin içtenliğine inanıyorum.
Amma velakin siyaset yapan veya yapıyor gibi görünen bir çok kişinin bu ilkelerden bihaber olduğuna da, hepimiz çokça şahit olduk.
Biz bu konuşmaları yaptığımızın sabahında; yani bugün, ilginç bir haber düştü sitelere...
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesinin ardından, Memleket Partisi Kırıkkale Gençlik Kolları ve 15 parti üyesi genç istifa ederek AK Parti’ye katıldı.
Devamı gelir mi bilemiyorum ama eğer devamı olursa; şu soru akıllara gelmez mi?
Muharrem İnce’nin “Bizim ikinci tura bırakmamız, Millet İttifakı için faydalı olacak” sözleri veya yine “Bize gelen oylar, AK Parti oylarından eksilecek” söylemlerini havada bırakmaz mı?
Acaba kendilerine geldiğini sandıkları bu oylar zaten AK Parti'ye ve Erdoğan’a gidecekti de farkına varamamışlar mıydı!
Kim bilir!
Yorumlar
Kalan Karakter: