Asıl zafer iyi insan olmak, olabilmekten geçer. Hele ki, günümüzde kötülükle iyilik kavramlarının birbirine karıştığını düşünürsek!
Ve buna rağmen yine de sapla samanı birbirinden ayırarak, insani değerlerini koruyabilenlere ne mutlu...
Yazımın girişine yağmurlu bir hafta sonu, gönülleri biraz ferahlatma niyetiyle başlasam da,
Devamında yine siyasetten bahsedeceğim.
Ama merak etmeyin!
Hafta sonu keyfinizi bozmaya niyetim yok, hatta keyifle okuyacağınızı umut ediyorum.
Kahveniz, çayınız hazırsa başlayalım...
...
ÜMİT ÖZDAĞ’DAN DOLU DOLU MESAJLAR!
Dünkü yazımda da bahsettiğim gibi Ümit Özdağ 3 günlük bir program için Bursa’ya geldi.
Bugün de basınla yapacağı söyleşi için davet edilmiştik.
Özdağ’ın birçok basın toplantısına katılmışımdır.
En sevdiğim tarafı; lafı evirip çevirmeden, net ve öz cümlelerle, anlatacaklarını anlatması ve sonrasında soru cevap şeklinde toplantıyı tamamlamasıdır.
Belki de bunun nedeni; çoğumuz bilmesek de, Özdağ’ın Tokyo'da dünyaya gelmesinden kaynaklıdır. Malum Japonlar için zaman nakitse, o topraklarda bir bağın olması da belki etkiliyordur bu anlamda!
Şaka bir yana deyip, toplantıya geçecek olursak; Ümit Özdağ’ın çok önemli mesajlar verdiğini söyleyebilirim;
Öncelikle seçim sürecini dün itibariyle Yalova ve Bursa’dan başlattıklarını,
“Kars ve Iğdır’da HEDEP karşısında aday olan vatansever bir kardeşimize destek verirken, 79 il’de kendi adaylarımızı çıkaracağız”dedi.
Devamında ise,“İktidarı değiştirmek için muhalefeti değiştireceğiz” seçim sloganıyla yola çıktıklarını, çünkü Sarı Muhalefet olarak adlandırdığı muhalefetin yanlış stratejileriyle, iktidarı kazandırmayı başardıklarını ve artık buna izin vermeyeceklerini,
“AK Partiden kurtulmak için önce sarı muhalefetten kurtulmamız lazım” sözleriyle vurgu yaptı. Ve;
“Eğer Zafer Partisi ATA ittifakıyla üçüncü bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmasaydı, Erdoğan parlamentoda olduğu gibi ilk turda Cumhurbaşkanlığını da kazanacaktı”diyerek devam etti sözlerine.
Ayrıca gazeteci arkadaşımız Esra Kurak Can’ın sorusu üzerine "Filistin’den sığınmacıların kabul edilmesinin Gazze’yi boşaltarak bu insanların vatansız kalmalarına sebebiyet vereceğini ve Erdoğan’ın razı gelmesi halinde siyonizme hizmet etmiş olacağı” yorumlarını yaptı.
Haliyle konu sığınmacılardan açılınca, partinin kurulduğundan beri “Zafer Partisi gelecek, sığınmacılar gidecek” diyerek, parti sloganı olarak da ısrarla vurguladıkları sığınmacı politikalarından da bahsederken;
“Bursa’da 1 değil, 2 değil daha fazla belediye kazanacağımızı düşünüyoruz. Ve eğer kazanırsak, Nilüfer Belediyesi sığınmacılara yardım etmeyecek. Birden fazla ailenin bir apartmanda oturmalarına, iş yeri açmalarına izin verilmeyecek. Onlar için sadece bir park açılacak. Ve diğer parkları kullanamayacaklar. Buna ayrımcılık diyorlarsa, evet bu Türkiye için pozitif ayrımcılıktır” diyerek düşüncelerini sert sözlerle ifade etti.
Bu arada yeri gelmişken şunu da ifade edeyim; Zafer Partisi’nin Büyükşehir adayı için eski Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şenol Şimşek’le sıkı temas içinde oldukları ve kuvvetle muhtemel bu isimde karar kılacakları da yine edindiğim kulis bilgilerinden.
...
SORUMA KARŞILIK ÖZDAĞ’DAN İLGİNÇ YANIT!
Konuşmasını tamamladıktan sonra soruları alan Özdağ’a bende şu soruları yönelttim.
İlk sorum: Seçim sonrası gerek Kemal Kılıçdaroğlu gerek Meral Akşener’le ilgili gündeme oturan açıklamalarınız oldu.
Bunlara muhataplardan yanıt gelmezken, sonraki gelişmelere baktığımızda genel başkanı oldukları partilerinde sanki bir güvensizliğe sebebiyet vermiş gibi,
Kılıçdaroğlu’nun beklemediğimiz şekilde parti içinde kendisine karşı bir muhalefetin oluşması akabinde genel başkanlığı kaybetmesi, Akşener’in yine parti içinde benzer durumlarla karşılaşması, İYİ Parti’de yine beklenmedik şekilde bir kaosun oluşması ve halk nezdinde gitgide ivme kaybetmesi;
Ve yine eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili yaptığınız açıklamalar ve daha sonrasında onun da parti içinde bir düşüşe geçmesi vesaire gibi durumlara baktığımızda;
Bu gelişmeler tesadüf mü yoksa yaptığınız açıklamaların ve tepkilerin bir etkisi olabilir mi? Eğer öyle ise yeni isimler de sizden duyacak mıyız?
İkinci sorum ise; Yaşanan istifalar ve tartışmalar nedeniyle gitgide düşüşe geçen İYİ Partiden size gelen isimler olacak mı ve temaslarınız var mı?”
Özdağ özellikle ilk sorumu çok beğenmiş olacak ki, orada bulunan muhabir arkadaşlarımıza dönerek “Bu soruyu mutlaka kameraya alın. Tüm siyasilere yollayacağım” diye rica etti.
Sorularıma yanıtı ise; “Hayata hep şöyle baktım. Hiç bir şeyi kesin bidiğimi düşünmeden, ölçülmüş belirsizlikler içerisinde hayatı şekillendirmeye çalıştım. Ölçülmüş belirsizliklerde etrafınızdaki gelişmelerin en az 3 senaryoyla gerçekleşebileceğini kabul etmek ve ona göre tavır almaktır. Olayların akışı hangi senaryoya doğru yöneliyorsa sizde olayların o tarafa geçtiğini görürsünüz. Senaryolu çalışmak olağanüstü yararlıdır. 1909’da Mustafa Kemal’in bir harita üzerinde çalıştığını gören Talat Paşa ne yaptığını sorar. Mustafa Kemal’de bu küçük balkan ülkeleri birleşip bize karşı ani bir savaş başlatabilir. Ona karşı nasıl bir tedbir alacağımızı inceliyorum.Talat Paşa içinden ‘bizim deli neler düşünüyor’diye geçiyor. Ve 2 sene sonra savaş çıkıyor. Yani senaryolu çalışmak olmadan olacakmış gibi davranmak ve tedbirleri ona göre almak.
Bakın ben 6 ay önce Akşener’in masadan kalkacağını Kayseri’de ifade etmiştim. Kılıçdaroğlu’nun iktidara payendelik yaptığını ve sahte muhalif olduğunu da belirtmiştim.Muhalefet halkın gerçek sorunlarını dile getirir. Ama ne mutfaktaki yangın, ne mahalledeki güvensizlik onların gündeminde değil. Ve sonuç ortada...
İkinci sorunuza gelince; Biz Akşener’le birlikte siyaset yaptık. Kendisini iyi tanıyorum. Ve öncesinde de ‘Eğer seçimi Erdoğan kazanırsa Akşener, Erdoğan’ın yanına geçer’ demiştim. Netice itibariyle öyle de olmuştur. Fakat İYİ Partili arkadaşlarımıza kapımız sonuna kadar açıktır. Orada daha fazla suistimal edilmelerine izin vermemelidirler. Hepsini partimize davet ediyorum” şeklinde oldu.
...
İzlenimlerime gelirsem; Ümit Özdağ’ın çoğumuza bazı hususlarda çok sert gelen açıklamaları olsa da, bazı konularda haklılığını da belirtmek gerek. Özdağ’ın 3 isimle ilgili sorduğum soruya verdiği yanıt aslında oldukça manidardı.
Söylediklerini laf olsun diye söylemediğini, öncesinde yaptığı araştırmalar neticesinde tamamiyle emin olduktan sonra kamuoyuna açıkladığını ve karşı tarafın vereceği yanıt olmamasıyla zaten sonucun malumun ilanı şeklinde neticelendiğini vurguluyordu aslında.
Ayrıca İYİ Parti için konuşacak olursak; partiden ayrılanların büyük bir kesiminin gideceği yerin Zafer Partisi olması şaşırtmayacaktır.
Kaldı ki, dün de yazdığım gibi aldığım kulis bilgilerine göre, Özdağ’ın Bursa için bazı temasları olmuş. Ve bu görüşmeler Yalova’da gerçekleşmiş.
Ve görüşmelere aracı olan siyasinin ismini bir süre sonra köşeme taşıyacağım başka bir yazımda açıklayacak olsam da;
Önceki dönem İYİ Parti milletvekillerinden ve ana kademede görev almış etkin bir isim olduğunu söyleyebilirim. Ve bu isim sadece Bursa için değil, Türkiye genelinde Zafer Partisi ve CHP arasında bir ittifak sağlama ve yine İYİ Partinin mevcut durumundan bunalmış bazı mühim isimleri Zafer Partisine transferleri adına gönüllü bir aracı görevini de üstlendiğini ifade edebilirim.
Özdağ’ın dünkü görüşmesindeki isimlerden biri, kimilerine göre ilginç kimilerine göre beklenilen isimlerden olup, Bursa İYİ Parti kurucu il teşkilat başkanı ve kurucular kurulu üyesi Yüksel Yılmaz’dı.
Yılmaz daha öncesinde de il teşkilatı, temayüller ve listelerle ilgili şikayetlerini Akşener’e iletmiş ama anladığımız kadarıyla pek dikkate alınmamış. Haliyle de bu durum Yılmaz’ı partisinden iyiden iyiye soğutmuş.
Ki Yılmaz’ın partinin kurulduğu günden beri maddi olarak kesenin ağzını sonuna kadar açtığı yetmiyormuş gibi çalışmalarda da oldukça emek sarf ettiği söylenmekte.
Özdağ’ın görüştüğü ikinci isim ise Yine İYİ Parti’de GİK üyeliği yapmış, milletvekili adaylığında da tanıdığımız ve yine partiye maddi manevi emek vermiş sanayici Zafer Milli...
Ve aldığım kulis bilgilerine göre,Özdağ’la görüşmeler oldukça verimli geçmiş. Hem de dolu dizgin!
Bu durumda yakın zamanda Yılmaz ve Milli’yi ekipleriyle beraber Zafer Partisinde rozetlerini taktıklarını görürsek şaşırmayalım. Ve belki de bir çok İYİ Partiliyi de...
Bu arada Zafer Partisinin, CHP ile de muhtemel bir ittifak veya işbirliği olma ihtimalini de yabana atmamak gerek.
Çünkü durum itibariyle üye sayıları 26 binlerden 80 binlere çıkan ve büyükşehirlerde oy potansiyelinin yüzde 6.8’lere yükseldiği belirtilen Zafer Partisi, eğer bu süreçte İYİ Partiden geleceğini düşündükleri transferler gerçekleşirse,
Ve yüzde10 hedeflerine ulaşırlarsa, CHP’nin artık İYİ Parti ile ittifak düşüncesi Zafer Partisine evrilebilir.
Ve belki de Akşener’in kaprislerinden bunalan CHP, Zafer Partisi’nin kapısını da çalabilir!
Yorumlar
Kalan Karakter: