“Bu aralar üst üste ne kadar da Osmangazi’yi yazdın” diyeceksiniz belki!
Haklısınız da...
Lakin her seçim döneminde öyle olmuyor mu?
Her seçim döneminde siyasilerin Osmangazi’yi yere göğe sığdıramadığını görmüyor muyuz?
Eh nedeni de çoğumuzun bildiği gibi;
Bursa’nın potansiyel oy deposu oluşu!
Öyle bir ilçe ki; bırakın Belediye Başkanlık seçimlerini,
Bu yarışa giren aynı partili adaylar arasında bile kıran kırana bir rekabet olur.
Ve o veya bu parti değil!
Neredeyse tümünde geçerli bir durumdur.
Mesela; mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı ve Osmangazi Belediye Başkanının birbirlerinden çok hoşnut olmadığını bilmeyen yoktur.
Sanki gizli bir iktidar mücadelesinde gibidirler.
Veya hadi biraz daha iddiasız partilerden örnek verelim.
Misal; DSP!
Tamam tarihine saygı duysak da, yıllardır ismini hala Bülent Ecevit’in icraatlarıyla hatırladığımız, bir arpa boyu yol gidemeyen bir siyasi partide de durum farklı değil!
DSP Bursa İl Başkanı H. Cahit Akıncı partisinin yanlış politikaları sebebiyle,
Elinden gelenin fazlasını yapsa da maalesef hep mağlubiyetle sonuçlanır çabaları...
Ve Akıncı kadar iyi tanıdığımız, hatta kimi zaman daha öne çıkmayı başaran Osmangazi DSP İlçe Başkanı Mehmet Seskır’la araları hep mesafelidir.
Kaldı ki, kısa süre önce Seskır’ın da içinde bulunduğu iddia edilen bazı olaylar yüzünden, İl Başkanı Akıncı tarafından memnuniyetle “Tedbirli uzaklaştırma kararı” ile ekibiyle beraber görevden alındı.
Ve detayları okuduğumda şaşırdım.
Eğer Seskır’ın alınma nedeni iddialardaki gibiyse;
Osmangazi oy potansiyeli yanısıra o potansiyelden yararlanamayan partiler için bile“Sözü geçen itibar ve yetkinlik kazandıran” bir basamak mıydı siyasiler için...
...
Evet CHP için de aynı durum, belki daha fazlası mevcut!
Malum yapacakları kurultay öncesi il, ilçe kongreleri sebebiyle şu an en çok yazıp çizdiğimiz siyasi parti...
Çoğu partinin sessiz sedasız gerçekleştirdiği bu olağan kurultaylar,
CHP’de Kılıçdaroğlu’nun gelgitleri veya gitmem’leri nedeniyle diğer parti liderlerinin bile yorumlama hakkı bulduğu bir hal aldı!
Eh partinin ana kademesinin bu durumu, haliyle tüm örgütlere de yansımış halde...
Kaldı ki, yukarıda öneminden bahsettiğim Osmangazi ilçe seçimleri de bu durumun en belirgin örneklerinden.
Delege seçimleri hayli olaylı geçen Osmangazi’de her ne kadar 3. bir adaydan bahsedilse de,
Değişimciler ve diğerleri olmak üzere iki kanada ayrılmış 2 aday görülüyor.
Değişime önce imza atıp sonra geri çeken İsmet Karaca’nın desteklediği fakat kendisinin kesinlikle değişimden yana olduğunu söyleyen Baran Güneş,
Ve yıllardır partide değişimin gerekliliği için mücadele eden değişimciler ekibinin desteklediği Cengiz Çelikten...
Dün Çelikten, yıllardır değişim için çırpınan ekibin bilinen isimlerinden İsmail Altay ve yine kendisine destek olan bazı arkadaşlarıyla gazetemizi ziyarete geldi.
Değişimcileri temsil eden mavi listenin delege seçimlerinde açık ara önde olması, belli ki Çelikten’i öylesine motive etmişti ki;
“Başkan olacağıma ve Osmangazi Belediye Başkanlığını da alacağımıza kesinlikle inanıyorum. Eğer Belediyeyi alamazsak, istifa edeceğimi de buradan net şekilde ifade ediyorum”diyecek kadar iddialıydı.
Bu arada başkan olduğunda yapacaklarına da değinen Çelikten’in vaatleri oldukça iyi ve yapılması imkansız şeyler değildi.
Tabii yapmak isteyenler için!
İlçede kadın komisyonu, uyuşturucuyla mücadele, sokak hayvanlarını koruma ve daha birçok mühim ama kulak ardı edilen başlıkla ilgili birimler açacağını, partili kadınlara, gençlere layık oldukları değeri vereceklerini, mahalle temsilciliklerini aktif hale getireceklerini, ilçe halkıyla diyaloglarını sağlamlaştıracaklarını ve Osmangazi’nin bir türlü çözülemeyen sorunlarını yılmadan gündemde tutacaklarını belirtiyordu.
Ve artık Karaca’nın belirlediği ne il, ne ilçe gölge başkanlarına meydanı bırakmayacaklarını da vurguluyordu.
Evet iddialı ve özgüveni oldukça yüksekti Çelikten’in...
Üstelik gerek genel merkez gerek il bazında gittikçe otokratikleşen düzene karşı yıllardır başkaldıranlar ve partinin son durumundan kaynaklı “yeter artık“ diyen büyük bir ekip de destekliyordu ve belki bu kadar dik duruşunun sebebi de buydu!
Fakat yine de rehavete kapılmak bazen hataları da getirir veya rakibinin gardını daha çok almasına sebep olur.
Ve mesele siyasetse, bazen kuralsızlık kural olur ve bu da oyunun kazananını belirler...
Yorumlar
Kalan Karakter: