Siyasi partileri yazmak genelde beni hiçbir anlamda etkilemez.
Çünkü halkın seçtikleri veya seçmeyi düşüneceği siyasi oluşumlardır.
Ama devleti temsil eden yöneticileri eleştirmek zorunda kalmak ise; hep üzmüştür beni...
Sebebi ise; onlar yeri geldiğinde devletin kudretini, yeri geldiğinde şefkatini,
En çok da halkın mutluluğunu sağlamak adına görevlendirilmiş ve bunun bilincinde olması gereken kişilerdir.
Geçtiğimiz hafta, Bursa Valisi Yakup Canblolat’ın Uluslararası Bursa Festivali kapsamında gerçekleşen bir konseri, rahatsız olduğu gerekçesiyle polislere talimat vererek yarıda kestirmesiyle ilgili köşemde yazmak da mutlu etmemişti.
Ama yazılmalıydı. Çünkü yapılan gerek konser için Bursa’ya gelen sanatçılara, gerek izlemeye gelen yüzlerce insana karşı haksızlık ve umursamazlıktı. Ve en mühim sorumluluklarından olan “insanların mutluluğu”na ket vurulmuştu.
Dün gece yarısı bu valimizin diğer 56 vali gibi kararnameyle başka bir ile ataması gerçekleşti.
Eh bu durumdan çok habersiz olduğunu düşünmemekle beraber giderayak bu kez de Nilüfer Kaymakamlığı aracılığıyla yıllardır düzenlenen Nilüfer Festivaline ikinci kez kısıtlamalar getirdi.
Halbuki, ne güzel hayır dualarıyla uğurlayacaktık kendisini. Oldu mu şimdi bu son vuruşu!
Konsept gereği kamplı yapılan festival; bildiğimiz üzere Türkiye’nin her yerinden hatta yurt dışından bile binlerce gencin gelmek için aylarca sabırsızlandığı,
Ve artık Bursa’nın uluslararası platformda tanıtımında bir yer edinmiş, markalaşan da bir organizasyon...
Kısıtlama sebeplerinde kamp yapılmaması dışında alkol kullanımını da yasaklamaları bazı kesimlerin takdirini alsa da;
Geçen hafta “konseri bitirin” emri verdiği organizasyonda ne kamp etkinliği vardı ne de alkol... Üstüne Nilüfer değil Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği bir festivaldi.
Ama sahne alan ve sanatçıları Bursalı olan gencecik müzik grubu, çoğunluğu gençlerden oluşan hayranlarını çok eğlendiriyorlardı.
Genç izleyiciler zaman zaman danslarla, şarkılara eşlik ediyor ve “gülüyorlardı.” Çünkü;
MUTLUYDULAR. Ama mutluluk sakıncalı mıydı acaba!
NİL-FEST de kamp dışında alkol kelimesinin de aslında araya sıkıştırılarak haklılık payı çıkarmaya çalışmak mutluluğa tahammülsüzlüğün bir bahanesi gibi...
Bugün Nilüfer Belediyesi’nin konuyla ilgili basın açıklamasında Belediye Başkanı Turgay Erdem’e:
“Turgay Bey, Kaymakamlığın bu talebinde alkol olmazsa kamplı festivale izin veririz gibi bir anlaşma payı yer alıyor muydu?” diye sordum.
Erdem; ”Hayır, kesinlikle öyle bir şart yer almıyordu”şeklinde yanıt verdi.
Kaldı ki; festivalde kamp alanının gençlerin yaş grubuna göre gruplandırıldığını biliyoruz.
Yani bira içen gençler belli bir yaş grubunda ve yine festival boyunca güvenlik görevlileri de alanı kontrol eder.
Ha bu arada bir parantez açmak gerekirse; İnegöl gibi bazı muhafazakar bilinen ilçelerde, gençlerin gerek eğitim kalitesine gerek sosyal hayatlarına verilmeyen önem nedeniyle, kriminal vakaların hat safhada olduğu yetkililerin de kabul ettiği bir durum olduğunu hatırlamakta fayda var.
Festivale gelen gençlerin çoğunluğu üniversiteli veya iş hayatına başlamış genç insanlar olduklarını da gidenler görmüştür.
Ve keşke okuyamayan, sosyal hayatı olmayan, kimisi merdiven altı yerlerde çalışmak zorunda kalan, kimileri ise kötülerin çöplüğünde debelenmek mecburiyetinde bırakılan, gülmeyi unutan mutluluğa yabancı birçok çocuğumuz da düşünülse,
Mesela; onların da eğitim hakları, sosyal yaşam hakları için mücadele edilse,
Hatta sonra da uluslararası festival gibi birçok etkinlikte, birçok ülkeden gelen insanlarla tanışma ve aydınlanma şansı vermek için çabalasa valilerimiz...
Ve keşke mutluluğa değil ama mutsuzluğa yasaklar getirilse...
...
HÜDA-PAR: FESTİVALLER VE KONSERLER ÇOK ZARARLI!
İki gün önce HÜDA-PAR’ın Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir yaptığı açıklamada:
Ekonomik kriz nedeniyle belediyelerin konser, festival gibi etkinliklerine tepki göstermiş,
“Gerçekten bu yapılanları anlamıyoruz. Hem değerlerimize hem geleceğimize hem malımıza bu kadar zarar verilmesini bir yetkili çıkıp izah edebilecek mi bekliyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Aslında biz de vatandaş olarak anlamadığımız durumlar var sayın milletvekili demek isterdim.
Öncelikle ekonomik krizin farkında olmanızı gerçekten takdir ederken, bu krizde bile gençleri düşünmeniz oldukça güzel!
Fakat israf olarak gördüğünüz ve genelde belediyelerin kendi bütçelerinden ziyade sponsorlarla gerçekleştiği bu maliyetleri israf olarak görmektense,
Genel bir ekonomik kriz yaşanırken, orta direk havlu atmış ve insanların çoğu asgari düzeyde açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalmışken ve siz sayın milletvekillerimiz genelin çok üstünde maaşlar alırken, ekonomik tedbirler olarak tek öneriniz festivallerin iptali mi?
Ha! Eğer gerçekten bunun çözüm olacağını düşünüyorsanız; Buyurun o zaman, tek tek iptal edilen festivallerden sonra düzelmezse bizler de sizlerden bir izah bekliyoruz...
Fakat NİL-FEST’e kaymakamlık aracılığıyla kısıtlamalar getirilmeden hemen önce ilginç şekilde bu sefer de HÜDA-PAR sözcüsü Yunus Emiroğlu:
“Son dönemlerde kimi belediyelerin düzenlediği sözde festivaller ile hem genç nesillerin iftada sürüklendiğini hem de kamu kaynaklarının israf edildiğini esefle izlemekteyiz”derken,
Belediyelere ve kamu kurum ve kuruluşlarına da bazı uyarılarda bulundu.
Ve sanki Türkiye’nin gündemi sadece buymuş gibi art arda gelen bu açıklamalardan sonra Bursa Valiliği tarafından kaymakamlık aracılığıyla da Nilüfer Belediyesine “Festivalin yıllardır yapılan şekliyle değil, bundan sonra nasıl yapılmasıyla ilgili” kesin talimatlar geldi.
Evet, valilik bugün “Biz yasaklamadık yanlış yansıtılıyor” diye açıklamalarda bulundu.
Bu doğruydu. Festivali iptal eden yukarıda açıklamaya çalıştığım sebeplerden ötürü Nilüfer Belediyesiydi.
Çünkü geçen yıl da aynı olaylar vuku bulmuş; Belediye, festivali bekleyen gençler için “neyse” deyip devam etmişti. Fakat bu yıl farkettikleri şuydu: NİL-FEST artık bizim karar verdiğimiz konseptte yapılacak diyordu yetkililer.
Bugün festivalin iptali, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem öncülüğünde organizasyonun yapılacağı Balat Ormanında CHP İl Başkanı Turgut Özkan, Gençlik Kolları Başkanı Elifnur Yamak, Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, ADD Başkanı Gürhan Akdoğan, Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz’ın da katıldığı basın toplantısıyla duyuruldu. Turgay Erdem:
6 yılda festival kapsamında sadece yurt dışından 300 bin misafiri ağırladıklarını, binlerce gencimizin gerek kültürel, gerek sanat, gerek sosyalleşme anlamında Nilüfer Müzik Festivalinin Türkiye’de bir kamu kurumunun düzenlediği nadir güzellikte bir festival olduğuna değinirken, bu engellemenin yaşam tarzına müdahale olduğunu belirtti.
Nilüfer CHP ilçe Başkanı Fırat Yılmaz ise; “Artık yeter! diyerek tepkimizi koyma zamanı geldi. Vali Bey’in gönderdiği yasak tamamen politiktir”derken,
İl Başkanı Turgut Özkan’ın belki de hiç bu kadar yüksek sesle tepki verdiğini görmemiştik.
Özkan: ”Siz istemiyor, tasvip etmiyorsunuz diye gençler sizin istediğiniz yaşam tarzına uymak zorunda değil. Bizler de gençliğimizde birçok kez festivallere katıldık. Ama çok şükür hiçbir kriminal olaya karışmadık. Gayet güzel okuduk mesleğimizi elimize aldık ve düzenli aile hayatlarımız da oldu”şeklinde sözlerle tepkisini ifade etti.
Fakat bana göre CHP’nin başörtülü Gençlik Kolları Başkanı Elifnur Yamak’ın sözleri en iyi ifadelerdi.
Çünkü daha oldukça genç bir avukat olması yanında, festivallerle alakalı gençleri hedef alan değerlerimizi baltalıyor, gençleri yoldan çıkarıyor gibi ötekileştirme kokan söylemlere inat Elifnur Yamak:
“Biz Bursalı gençler olarak bu festivali her zaman heyecanla bekleriz. Gençler olarak bizler birbirimizin hayat tarzına saygılıyız. Ama nedense büyüklerimiz her seferinde hayatlarımıza müdahele için fırsat kolluyor. Gençlerin uygun ücretlerle eğlenmesi belli ki onları çok rahatsız ediyor" diyordu.
Ve belki de tüm yaşadıklarımızın özeti olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın sözleriyle bitiriyordu konuşmasını;
“Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle yaşama imkanı vermiyor!”
Diyordu ve ne kadar da haklıydı...
Yorumlar
Kalan Karakter: