Hafta sonu yaşadığımız maden kazası tüm insanlarımızı yasa boğarken dileğimiz bir daha böyle acılar yaşamamamız…
Yazıya biraz sondan başlamış oldum belki ama olası acıların yaşanmaması için bazı konuların da önceden konuşulması, çözüm bulunması özellikle insan hayatı için mühim. Maalesef ki bunu acı tecrübelerle çok kez yaşadık.
Bu mevzuları yazma amacımızın ise asla kara bir tablo çizmek veya insanları telaşlandırmak olmadığını belirtmek isterim.
Malum İmar Barışı Yasası meclise sunuldu. En son 2018 yılındaİmar Barışı düzenlemesi yine hayata geçirilmişti.
Kaçak yapı inşa eden ancak imar barışından faydalanmak isteyen birçok kişi yine yeni bir düzenleme beklerken değerlendirme süreci olumlu olursa muhtemelen bu yasanın eli kulağında.
Ortalama 700 bine yakın kaçak bina sahibi şimdiden bu düzenlemeden faydalanmak için başvurmuş bile. Ne ara yapılmış, nasıl yapılmış bu kadar kaçak bina diye düşünürken;
Nöbetçi Gazete'yi ziyarete gelen İMO (İnşaat Mühendisler Odası) yönetim kademesiyle konuşma fırsatımız oldu. 700 bine yakın kaçak binanın çoğunun denetimsiz ve aslında riskli binalar olduğunu söylediklerinde duyduğumda inanamadım.
Merak ettim ve...
“O zaman öncesinde denetlemeleri yapılacaktır. Yani sonuçlara göre riskli bulunanlar sanırım bu yasadan yararlanamayacaktır değil mi? diye sordum.
Verilen yanıt:
“Bunların denetimi için vatandaşın söylemi ve onayı yeterli olacaktır” şeklindeydi.
Nasıl olabilirdi. Bu oldukça tehlikeli bir durum değil miydi?
Bu vatandaşlarımızın bilir kişi belgesi mi vardı, veya bu kaçak mülk sahipleri bilmeyecek de bilir kişiler mi bilecekti !
Devamında ise İMO Başkanı Ülkü Küçükkayalar,
700-800 bin hasarlı binanın olduğunu, olası bir depremde bunlar için önlem alınmazsa büyük bir tehlikenin bizleri beklediğini söyledi.
Ve, “Bu konuda belediyelerin bir şekilde çabaları var, fakat teknik yardım olarak hazır olduğumuzu ifade ettiğimiz halde maalesef bize bir dönüşleri olmadı.” dedi.
Küçükkayalar meslek liselerinin önemine de dikkat çekti.
"Nitelikli ve ara eleman eksiğimiz çok. Bu yüzden emekli olmuş meslek sahipleri çalıştırılıyor veya ara elemanın yapacağı işleri bile mühendislerimiz yapıyor" derken Büyükşehir’in yeni yapı yönetmeliği ile ilgili olarak da şunları söyledi:
"Yeni yapılacak binalar için Kırmızı Kot ve Trafik Etki Analizi şartı konmuş. Bu güzel ve olması gereken bir madde. Fakat biraz geç alınmış bir karar. Çünkü şu ana kadar bu yönetmelikte Kırmızı Kot, yani tüm alt yapı, kot analizi gibi önemli konular halledilmeden ve yine Trafik Etki Alanı Analizi yani yeterli ulaşım ve tehlikeli durumlarda kaçışla ilgili yol düzenlemesi olmadığı için birçok bina maalesef bu şekilde yapılmıştı. "
Bu gerçekten çok önemliydi. Çünkü herhangi bir deprem veya başka bir afet durumunda insanların kaçabilmesi için kurtuluş yolları diyebileceğimiz düzenlemelerdi bunlar.
Evet bunları konuşmamız gerekir. Bu konunun uzmanlarıyla olası bir afet sonrasında görüşlerini almaktan çok olası bir afet öncesi ortak çalışmalar yapmamız bence hepimizin iyiliği için çok mühim.
Bu arada tekrar şunu söylemek isterim, bunları yazma amacım insanları karamsarlığa çekmek için kendi kurgularım değil.
Konunun üst düzey uzmanlarından alınmış, tecrübe, araştırma ve analizlere dayalı teknik yorumlardır.
Umuyorum planlı kentleşme ve güvenilir yaşam alanı için yapılan bu düzenlemeler eksiksiz bir şekilde uygulanır.
Çünkü ihmali telafi edilemeyen tek konu insan hayatıdır.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: