Çok şükür, güzelliklerle ve iyiliklerle temellendirilmiş bir kültüre sahibiz!
Her zaman gurur duyduğumuz...
Asırlar öncesine dayanan hem de!
Öyle bir temellenmiş ki bu kültür, 10 şiddetinde deprem bile kolay kolay yıkamaz!
Birbirimize ne kadar kızsak, hatta husumetli olsak dahi,
Bir felaket anında, kenetlenir ellerimiz sımsıkı;
Yüreklerimiz beraber atar, unuturuz cümle küskünlüklerimizi!
Hal böyle olunca;
Düşünün, dosta ahbaba düşkünlüğümüzü!
Kan bağı vs den önde gelir kimi zaman!
Maddi manevi bir çok müşkülümüzde düşünmeden ararız!
Aradıklarında da, düşünmeden paylaşırız bir parça lokmamızı dahi!
Çünkü ahbap; dilimizde sıkı dostluğu, samimiyeti, özveriyi, sadakati temsil eder...
...
Yaşadığımız deprem felaketinde, yine tüm özverimizle, insani değerlerimiz ve vicdanımızla elimizden geleni;
Hatta kimi zaman şartları zorlayarak, depremzedelerin acılarına ortak olmaya, yaralarını sarmaya çalıştık!
Bu anlamda daha büyük sayılarla organize olmuş yardım derneklerinin de katkısı çok ama çok oldu!
Birlikten kuvvet doğdu!
Sivil halkın yardım hareketiydi bu dernekler!
Eh, biz ne çektiysek kötü niyetten öte, organizasyon eksikliğinden çekince;
Bu tür organize olmuş, ne yaptığını bilen dernekler güven oluşturdu haliyle!
Üstelik yaptıkları da kurumların işini kolaylaştırıyordu!
Amaçta aynıydı zaten!
Kaldı ki, keşke depremden hemen sonra bu derneklere yol verilse, destek olunsa, seslerine kulak verilse, belki çok daha fazla insana ulaşılabilirdi diyen de az değil!
Sayıları geçen yıl 360 bin olan ve bu yıl 1 milyona yükselen Ahbap derneği de toplumsal yardım amaçlı kurulmuş bir dernek!
Öyle çavuşla ilişkileri falan da yok!
Onlar da sadece ahbap-ahbap ilişkisi mevcut!
Dernek üyeleri yardımlaşma misyonuyla ahbap olmuş;
Yardım ettikleriyle de; ahbapça minnetsiz, çıkarsız bir ilişkiyi şiar edinmişler!
Hatta kurucusu, sanatçı Haluk Levent büyük maddi yardımda bulunan insanların;
Öyle vergi indiriminden faydalanmasını da doğru bulmuyor!
“Bu gönül işidir” diyor.
Deprem sırasında planlı bir organizasyonla, binlerce depremzedeye yardım ulaştırdılar.
Yine yardım kampanyası düzenleyip depremzedelerin yaşama tutunmalarına yönelik, fiziki şartlar içinde çalışmalara hız verdiler.
Arada çadırların eksik olduğu yerde, ellerinde olduklarını bildikleri, Kızılay’dan çadır satın aldılar yüzlerce...
Nasıl ya!
Evet aynen öyle!
Üstelik biraz tuzlu fiyatlarla hem de!
Kızılay bu çadırları zaten ihtiyacı olanlara yardım amaçlı vermek için üretmiyor mu? Demeyin!
Çünkü o öncedendi!
Artık öyle değil !
Yıllardır Kızılay bünyesinde, bir çok işletmenin olduğunu, artık bir holding olduğunu neredeyse bilmeyen yok!
O yüzden kalkıp “Ahbap” yardım derneğine parasız niye versin ki!
Hem Ahbap yüzünden, Kızılay’ın yapamadıkları da iyiden iyiye göze batmaya başladı zaten!
Değil mi ama!
...
Bu arada bahsettiğimiz Ahbap’lara demedi
Vatanın her yerinden yardım için koşup gelen bu insanları;
Bir vatan haini ilan etmedikleri kaldı!
Gerçekten anlamak güç!
Mesele, orada zor durumda olan depremzedelere yardım etmek ise;
Burada yardım edenleri karalamak, kıskanmak, gözden düşürmenin mantığını anlayan var mı?
Halbuki toplum olarak bizler felaket anında, insanları o veya bu diye hiçbir zaman ayırmayız!
Kimin yardıma ihtiyacı varsa, ona el uzatırız;
O uzanan yardım ellerini takdir etmemiz gerekirken,
Kırmaya çalışmak, aşağılamak, mağdur olan, yardım bekleyenlerinde hakkını gaspetmek sayılmaz mı?
Allah muhafaza bir daha yaşandığında böyle bir felaket; bu kişileri bertaraf etmeye çalışmak mı yoksa!
Üstelik bunca kötülüğü görüp örnek alacağına yeni nesil;
Bırakalım da, her şeye rağmen,dünyada iyiliğin güzelliğin olduğunu da görsünler!
Hepimizin iyiliği için...
Yorumlar
Kalan Karakter: