Birçok yönden ilerleme kaydeden dünya, maalesef bu gelişmeyle beraber kimi zaman ağır bedeller de ödüyor.
Bireysel yaşamın yaygınlaşması,aile bağlarının zayıflaması, iletişimsizlik, duygusal anlamda sevgisizlik,
Bilgisayar başında geçen uzun saatler, sağlıksız beslenme ve tüm bunların getirisi olan fiziksel ve psikolojik sağlık sorunları...
Son yıllarda birçoğumuzun ya yakını, tanıdığı veya çevremizde sıkça gördüğümüz, duyduğumuz sağlık sorunlarından biri de Alzheimer...
Ve değişen bu yeni hayat tarzının sonuçlarından biri.
Evet belki önceden de belli bir yaştan sonra zihin bulanıklığı, yani bunama diye ifade edilen durumlara rastlanırdı.
Fakat bu kadar çok rastlanılan bir durum olmamakla beraber genellikle 80-90 yaş aralığındaki insanlarda görülürken,
Son yıllarda yaş aralığı iyiden iyiye düşerken hızla da artış gözlemleniyor.
Hatta son verilerde, dünyada yaklaşık 30 milyon kişi Alzheimer tanısı almış durumda, bu sayının 2050'li yıllarda yaklaşık 160 milyon kişiye ulaşacağı ön görülüyor.
Ve Alzheimer’a yakalanma yaşı 50’lere kadar düşmüş durumda...
Uzmanlar bu rahatsızlığın nedenlerinin başında hareketsiz yaşam ve fastfood tarzı beslenme olduğuna değinirken,
Alzheimer hastalığının tedavisi tamamiyle mümkün olmasa da, uzman ellerde ilgilenildiği takdirde ilerlemesinin durdurulabileceğini belirtiyorlar.
...
Dün Osmangazi Belediyesi; Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi (BAREM) tesislerinin tanıtımı için bir basın toplantısı düzenlemişti.
Bu tesis; Engelli bireyler, Alzheimer hastaları ve ekimde aktif olacak olan Huzurevi olmak üzere 3 kısımdan oluşuyordu.
Ve bana kalırsa tam bir Sosyal Belediyecilik örneğiydi. Çünkü;
Engelli bireyler ve Alzheimer hastalarının sabah evlerinden alındığı, gün boyu konusunda uzman kişiler tarafından eğitimler verildiği, sağlık hizmeti ve eğlenceli faaliyetler yapılıp,
Akşam saatlerinde ise; tekrar servislerle evlerine teslim edildiklerini öğrendik.
Ve özel bakım evlerinden belki de daha kapsamlı diye bileceğimiz BAREM’de bu hizmetler için bir kuruş dahi talep edilmiyor. Yani tamamen ücretsiz...
Yine Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın sunumunda belirttiği:
“Bu sadece buraya gelen bireylerimiz için değil, onlarla ilgilenen yakınları için de önemli. Çünkü bu insanlarımıza bakmak için hayatlarından fedakarlık eden yakınları da, güvenli ellerde olduğunun rahatlığıyla, en azından gündüz kendilerine vakit ayırıp, bir soluklanma imkanı buluyor” tarafı da gerçekten mühimdi.
Üç kısmı da detaylarıyla incelediğimiz ziyaretimizde,
Engelli bireylerin olduğu kısımda klarnetten tutun birçok müzik aletiyle verilen eğitimler, spor ve tedavi amaçlı farklı aktiviteler, eğlenceli dekorlarla rengarenk bir dünya yaratılmıştı.
Alzheimer hastaları için de yine atölyelerde elişi çalışmaları, bulmaca faaliyetleri, spor gereçleri, dinlenme sohbet odaları ve gün içinde 1-2 saat uyumaları için 5 yıldızlı otel konforunda odaları görmek gerçekten mutluluk vericiydi.
Ayrıca bahçeye bakan yemekhaneleri tertemiz ve diyetisyen denetiminde yemekleri, yine sağlık personellerinin de kurum içinde gerek fizik tedavi gerek psikolojik destek anlamında aynı ortamda bulunmaları oldukça profesyonel bir iş çıkardıklarını gösteriyordu Osmangazi Belediyesinin...
...
Evet yerel seçimler öncesi Belediye Başkanları faaliyet raporları kapsamında tanıtımlarına daha bir hız verdiler.
Ve birçoğumuz da bunları seçim yatırımı olarak görüyor.
Doğru, ama böyle olması da aslında çok normal değil mi?
Sonuçta bir siyasi faaliyettir seçimler.
Ve biz de görelim kim ne yapmış, ne yapmamış veya ne yapacak diye...
Ona göre alternatifleri gözden geçirip, kefeye koyalım ve akıl süzgecinden süzelim değil mi ama!
Ve zaten bizim vatandaş olarak derdimiz yapılan güzellikleri taraf bir şekilde eleştirmekten ziyade,
“Siyasiler birbirlerine laf yetiştirme yönüyle değil de, vatandaşa hizmet noktasında yarışa girseler keşke hep” diyoruz.
Kaldı ki, makam zaaflarıyla koltukta kalma mücadeleleri bile aslında kimsenin umurunda değil!
Mesele; o koltukta hakettiği kadar, vatanı için vatandaşı için hizmet ettiği, onlara layık olduğu sürece kalması...
Yoksa ha o ha bu, ha şu parti ha bu partiymiş!
Sıradan vatandaş için özellikle yerel seçimlerde bunların neredeyse hiç önemi yok!
Osmangazi Belediye Başkanı, Büyükşehir’e talipmiş de bu çalışmaların sebebi o yüzdenmiş.
Büyükşehir Belediye Başkanı devam etmek istiyormuş da, o yüzden Osmangazi’nin gayretini de sahipleniyormuş,
Nilüfer’den Bozbey yine aday olmalıymış da,
Turgay Erdem becerememiş de,
Bu gidişle AK Parti Nilüfer’i de alabilirmiş!
Miş miş de miş miş...
Açıkçası;
Nemalanmayla alakası olmayan, siyasetçiden çok siyasetin içinde fing atmayan,
Tek derdi daha iyi şartlarda yaşamak olan insanlar için çok da önemli değil artık hangi siyasi partiden olduğu...
İstediği sadece, siyaseti kendisine değil vatandaşa hizmet noktasında yapan kişilerin o koltukta oturması!
Gerisi Lafügüzaf...
Yorumlar
Kalan Karakter: