Birkaç gün önce Eğitim-İş Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy’un basın açıklamasında söylediği sözler cümlemize:
Yok artık! dedirtti.
Tamam, eğitim sistemini savunacak halimiz kalmadığını biliyoruz.
Hatta savunmaya yeltenenleri bile kimsenin dinlemediğini de biliyoruz.
Artık eleştiri yapmayı da bıraktık!
Düşünün, uzaktan eğitim kararları bile çokça etkilemiyor son zamanlarda!
Çünkü örgün eğitimle aradaki fark bile kapandıkça kapandı neredeyse!
Milli Eğitim pandemi sonrasında dönem arası tatiller vs derken öğrencilerden çok personele hitap eden bir kurum oldu desek yeridir.
Aslında eğitim sistemi yönüyle baktığımızda, bu kadar ilçe müdürlüğüne de yakında gerek duyulmayabilir!
Belki ilçe müdürlüklerine de gerek kalmayacak!
İl Müdürlükleri yeterli denecek!
Ki eğitim sistem sürecine baktığımızda, belki gerçekten yeterlidir…
…
Eğitim-İş Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy’un açıklamalarına gelince:
“Milli Eğitim Bakanlığı, deprem bölgesinden satın aldığı çadırları Gaziantep’ten Bursa’ya göndermiş. Satın alınan bu çadırlar, Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde açılarak üzerlerine MEB logoları yapıştırılmış ve yeniden paketlenerek tırlarla deprem bölgesine gönderilmiştir.”
Şimdi okuyunca ne var bunlarda diyebilirsiniz!
Ama durum şu ki; Afet sürecinde Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer bu çadırların ve uyku tulumlarının meslek liselerinde üretildiğini, hatta üretim ve dağıtım aşamalarıyla ilgili reklam filmleri bile çektirmiş, yayınlatmıştı.
Afet’in yaşandığı ilk günler özellikle depremzedelerin inim inim çadır bekledikleri bir zamanda, deprem bölgesinden bu çadırlar alınıp, Bursa’ya getirilip, logolandırıp üstüne bir de reklam videosu için zaman harcanması, gerçekten anlamak mümkün değil!
Tamam, oradan alınmış olabilir. Sonuçta bu da depremzedelerin acil barınma ihtiyacı için mühim bir durum!
Fakat bunun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, reklam malzemesi haline getirilmesi nasıl bir durumdur.
Bugün Yeliz Toy’un bu iddiaları üzerine kendisini aradım. Fakat Yeliz Toy:
“Söylediklerinin bir iddia olmadığını, Milli Eğitim Bakanlığının bugün bir açıklama yaparak olayı kısmen doğruladığını, yani çadırları yaptırmadıklarını ama bazı aksamlarının yalıtımını Bursa’da yaptırdıklarını belirttiğini söyledi” dedi.
Kaldı ki Toy bu konuda da; doğru olmadığını ve olayın takipçisi olacaklarını ifade etti.
Konuşmamız sırasında Yeliz Toy’a: “Peki, bu çadırlar deprem bölgesinde nereden veya hangi firmalardan alınmış" diye sordum.
Soruma aldığım yanıt ise beni oldukça şaşırttı;
“Çünkü, AFAD’a üretim yapan alt firmalardan alındığı duyumlarını aldıklarını söyledi.”
Hayda, buyurun buradan yakalım!
Eh, haliyle şimdi şu kuşku da doğmaz mı haliyle;
Malum hele ki, yakın zamanda muadili bir durum yaşayınca…
Satın alındığı söylenen 410 çadır AFAD’dan alınmış olabilir mi?
AFAD satmış olabilir mi peki!
Hem de İl Milli Eğitim Müdürlüğü…
"Yok artık!" demek geliyor yine içimden.
Yeliz Toy, bu konuyu da araştırdıklarını belirtirken, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ilk vukuatı olmadığını;
“Covit 19 sürecinde de 5 milyon adet antijen kiti üretecek tesis kurduklarını ve üretime başlamak için 600 bin TL’lik cihaz satın alındığı, onaylar alınarak, Otomotiv İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, kısa zamanda üretime başlanacağı fakat bugüne kadar tek bir antijen kiti bile üretilmemiştir” şeklinde iddiaları da oldukça önemliydi.
Maalesef Yeliz Toy’un İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile ilgili söyleyecekleri bitmemişti. Hepsi çok önemli ve aslında devletin çok önemli bir kurumunda bunların yaşanması oldukça üzücüydü.
Bu müdürlükler bir şehrin eğitim kalitesi, eksikliklerin tamamlanması ve usulsüzlüklerin denetimi anlamında bakanlığın vekili konumunda kurumlar olması beklenirken üstelik…
Toy; “Derslik eksiği sebebiyle, derslik yapılması için azımsanmayacak ödenekler gönderilmiştir. Fakat bu derslikler yapılmamıştır. İyi de gönderilen bu ödenekler nerede o zaman!
Yine, 2020 yılından beri başlatılan okul güçlendirmeleri sırasında, yıkılan okulların hurda diye tabir edilen geri dönüşüm malzemelerinin ne olduğu, kimlere verildiği, ihale edildiğini de araştırıyoruz.
Acaba bu güçlendirmeler rant için mi yapıldı!
Bu konuyla ilgili yaşanan tepkilerden sonra Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde bir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, şef ve 5 mühendis açığa alındığı ve kapsamlı bir soruşturma açıldığı söylendi.
Ayrıca birkaç gün önce Bursa’daki çadır skandalının paydaşı ve yürütücüsü olan İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür görevden alındığı söylenmiş fakat Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atandığını öğrendik. Böyle bir soruşturma sürecinde atanamaz, kızağa çekilmesi gerekir. Üstelik deprem bölgesine atanması bir yaptırım değil, temin sınırının 5 milyon TL olduğu afet ve OHAL bölgesinde kendisi için bir ödül olduğunu” ifade etti.
Yeliz Toy’un açıklamalarının iddiaların ötesinde olduğu; bakanlığın açıklamalarından, açığa alınan personellerden ve soruşturmanın devam etmesinden dolayı anlıyoruz.
Fakat;
Mesela; üzerindeki suçlamalar ve soruşturma devam ederken açığa alındığı söylenen Müdür bey’in Hatay’a atanmasını anlayamıyoruz.
Veya derslik için gönderilen ödenekler; derslikler tamamlanmadığına göre nereye gitti!
Ve Milli Eğitime ait hurda ve geri dönüşüm malzemelerinin akıbeti ne oldu!
Ve tabii ki bu arada bizim eğitim sistemimiz ne alemde, düzelir mi!
Çocuklarımız “devlet güvencesinde” hak ettiği ve hakkı olan eğitimi, dünyaya örnek olacak şekilde ne zaman alacak!
Milli Eğitim Müdürlükleri bu konulara da eğilip, asıl ilgilenmesi gereken mevzuları da hatırlar mı acaba?
“En önemli ve verimli vazifelerimiz Milli Eğitim işleridir. Milli Eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur.” Mustafa Kemal Atatürk
Yorumlar 1
Kalan Karakter: