CHP’de malum bir değişim rüzgarı hareketi, talebi veya daha doğrusu çabası devam ediyor.
Bildiğimiz gibi seçim sürecinden sonra yaşadıkları son mağlubiyetle CHP’de ipler gerildi.
Ama öyle böyle değil!
Ve aslında 2 aya yakın bir süredir çoğumuzun hayretle izlediği olaylara şahit olunurken, gerilen iplerin nereye kadar dayanacağını da merakla bekliyoruz.
Seçim sürecinde Kılıçdaroğlu’nun o hoşgörü politikasına karşın hemen sonrasında yaşananlar,
Yani Kılıçdaroğlu’nun önce yapılması gereken kurultayı yapmamaya yönelik yerel seçimleri bahane edişi,
Sonrasında tepkiler karşısında mecburi bir kararla kurultay açıklaması,
Oğlum dediği İmamoğlu’nun genel başkanlığa adaylık sinyalleri,
Kurultay’ı engelleyemeyen Kılıçdaroğlu’nun bu kez de yine yerel seçimleri bahane ederek İmamoğlu’nun adaylığını görmezden gelme atakları,
Bitmedi!
Hatta değişimi isteyen il, ilçe başkanlarından bazılarını ani kararla görevden alınışı, değişimci bazı partilileri ise ilginç bahanelerle disipline sevk edişler,
İmamoğlu’nun konuyla ilgili kendini destekleyen partinin önde gelen isimlerle yaptığı zoom toplantılarının bir hainlikmiş gibi medyaya sızdırılması,
Ve tüm bunlar yaşanırken,
Belki de en kötüsü, seçim süreci boyunca kaybetmiş olsa da, halkın gözünde diğer siyasilere göre farklı bir yere koyduğu, hak hukuk bilir diye sempati duyduğu Kılıçdaroğlu’nun hayal kırıklığı yaşatması...
Ve Kılıçdaroğlu aslında;
Kendi söylemleri, yansıttığı değerleri ve mizacına ters düşerek ,değişimi kendi eliyle başlatmış olduğunun farkında mı acaba!
Geçmiş olsun dileklerimizle...
...
Bursa CHP kanadında da günden güne artan bir değişim rüzgarı esiyor.
Bu durum devam eden delege seçimlerinde değişimcilerin bazı ilçelerde öne geçmesiyle gitgide gün yüzüne çıkarken;
Gözler diğer taraftan CHP milletvekillerine döndü.
İlginç bir tesadüf eseri hafta sonu bir nişan organizasyonunda, Ankara’dan çok Bursa’da gördüğümüz vekillerin başını çeken Orhan Sarıbal’la karşılaştık.
Havadan sudan sohbet sonrası tam da merak ettiğimiz mevzuda, yani değişimle ilgili düşüncelerini sordum. Verdiği yanıt çok mühimdi.
Her zaman hak, hukuk, özgürlük değerleriyle ilgili söylemleriyle tanıdığımız Sarıbal bu kez de aynı çizgideydi. Fakat bazı farklarla ve şöyle diyordu:
“Hak hukuk ve özgürlük isteğimiz her daim. Demokrasi olmazsa olmazlarımızdan. Kaldı ki bizlerin siyasette bulunmamızın sebebi de bu.
Ve bu doğrultuda partimizde bir değişimin artık gerekliliği ortada. Değişimi pek tabii ki destekliyorum. Ama değişimin sadece İmamoğlu ile olabileceğine odaklanma noktasında değilim. Ben sadece partimizin savunduğu değerler; hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlükler noktasında kesinlikle bir değişimin gerekliliğine inanıyorum ve destekliyorum”diyerek değişimle ilgili fikrini ve aslında tavrını net olarak ifade etti.
Sarıbal’ın söyledikleri oldukça önemliydi.
Çünkü günlerdir CHP’de devam eden değişim krizi yaşanırken ve bu değişim tek bir isimde yoğunlaşırken Sarıbal’ın bu sözleriyle Kılıçdaroğlu’na karşı farklı isimlerin de olacağını gösteriyordu.
Ve belli ki o isimler biliniyor ve Sarıbal’ın da gönlünde netleşmiş bir isim vardı.
Bu noktada bu isimler kulağımıza geldiği gibi; İlhan Cihaner belki de Özgür Özel olabilir miydi acaba!
Değişim rüzgarındaki bir diğer isim ise önceki dönem milletvekillerinden Erkan Aydın...
İyi de seçim öncesi Bursa mitinginde binlerce kişi huzurunda Kılıçdaroğlu;
Osmangazi Belediye Başkanı adayı olarak “Osmangazi adayımız Erkan Aydın”dır diye sürpriz bir açıklama yapmamış mıydı?
Hatta o zaman ki ortaklarından İYİ Parti’nin Bursa yönetim kademesindeki isimleri, habersiz oldukları bu açıklama karşısında, bir şeyleri bahane ederek kızıp miting meydanını terk etmemişler miydi?
Acaba belli emareler vardı da, Erkan Aydın’a minnet duygusu mu vermekti amaç veya İmamoğlu’na yaptığı gibi kırmızı çizginin ötesine geçmesini mi önlemeye çalışıyordu.
Peki başka siyasiler var mı diye merak ederken;
Karaca’nın öncesinde değişime evet imzası atıp sonrasında geri aldığını,
Karaca’yı destekleyen, Orhan Sarıbal’la limoni olan Altaca’nın ise arafta kaldığı söylense de;
Listelerde üst sıralarda olmasını ve böylelikle 4. kez milletvekili seçilmesine sebep olan Oğuz Kaan Salıcı nedeniyle Kılıçdaroğlu tarafında kalacağı düşünülebilir.
Ama bu siyaset ve değişim rüzgarına kapılmadan önce bir çoğu ilk olarak rüzgarın gücünü tespit etmek sonra karar vermek istiyor olabilir.
Zaten açık konuşmak gerekirse, 4 değil 100. kez olsa da, Bursa milletvekili olmasına karşı hala ne Bursa’yı ne de Bursa’nın sorunlarını benimseyememiş Altaca ve aynı çizgideki vekillerin hangi tarafta olduklarının çok da önemli olduğunu sanmıyorum.
Ama milletvekili olarak sesini pek duyamasak da, sesinin çok güzel olduğuna biz ve tüm Türkiye şahit olmuştuk.
Ne güzel nağmelerdi öyle ama!
...
Bu arada;
CHP’nin değişim rüzgarının yansıdığı Bursa’da da, delege seçimleri devam ederken,
Değişimin karşısında tavır alan Karaca’nın İl Başkanlığı için umut bağladığı ilçelerin düştüğü haberleri gelirken,
Ki Lale Karabıyık’ın onca çabası, Karaca için onca insanla görüşmeler müzakereler yapmasına rağmen!
İl Başkanlığı için de değişim tarafından aday isimleri netleşiyor.
Bunlardan biri önceki dönem il başkanlarından ve ADD Bursa Şubesi Başkanı Gürhan Akdoğan naif ve birleştirici mizacı ve siyasetteki tecrübesiyle toparlayıcılığı düşünülerek partililerin oldukça sıcak baktığı bir isim.
Yine Akdoğan gibi bu aralar aday olacağıyla ilgili adını sıkça duyduğumuz diğer isim ise Şükrü Er...
Şükrü Er önceki dönem Osmangazi İlçe Başkanlığı gibi bir çok farklı görevlerde de bulunmuş ve yıllardır CHP’ye gönül vermiş bir iş insanı...
Yine seçimden bir kaç yıl önce önseçim taleplerinin reddedilmesi sebebiyle, diğer bir kesim partiliyle aslında değişim talebini çok önceden başlatanlardan...
Parti misyonları ”Parti içi demokrasi olmazsa olmazımızdır “diyorlar ve zaten oluşumlarının adı da o yüzden “Demokrasi Platformu...”
Ve devam eden delege seçimlerinde de ekip olarak mahalle mahalle gezerek, Karaca’nın karşısında yani değişimciler kanadında çabalıyorlar.
...
Kılıçdaroğlu’nun sebebini anlayamadığımız değişime karşı tutumu neticesinde,
Değişimciler ve değişim istemeyenler olarak ikiye ayrılan CHP, Sarıbal’ın verdiği sinyallerden de anladığımız kadarıyla;
Değişimcilerin de içlerinde ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz.
Ve mevcut durum itibariyle; CHP’nin parça parça bölünüşünü izlerken,
Bu durumda başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bu bölünmede emeği geçenleri;
İktidar yöneticilerinin bizzat tebrik etmesi gerekir!
Eh az uğraşmadılar, iktidarı da yormamış oldular ve gerçekten iyi iş çıkarıyorlar!
Yorumlar
Kalan Karakter: