Şuşa yılı vesilesiyle Azerbaycanlı ressam Ali Tahmine’ nin yaptığı yağlı boya sergisi, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Açılışına katıldığımız sergide, AK Parti Bursa milletvekillerinden Zafer Işık ve Osman Mesten, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, STK temsilcileri, Azerbaycan İstanbul Konsolosu Zaur Allahverdizade hazır bulunurken, yerel ve Azerbaycan basınının da ilgisi büyüktü.
Ressam Tahmine hanımla yaptığımız kısa sohbette her resminin bir hikayesi olduğundan bahsederken, resimlerinde özellikle Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinden ve bu yolda can veren kahramanların hikayelerinden esinlendiğinden bahsetti.
Sergiye ismini veren Şuşa ise Azerbaycan için büyük önem taşıyor. 28 yıl sonra Ermenistan işgalinden kurtulan Şuşa Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olması yanında bölgeye hakim coğrafi konumu hem de Dağlık Karabağ’ın en büyük şehri Hankendi’ ye giden yolun üzerinde bulunması sebebiyle de stratejik öneme sahip.
Bu yüzden Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde Ermenilerin başlıca hedefi Şuşa olmuştu. Tarihe kara bir leke olarak geçen, kadın çocuk demeden 613 sivili katleden Ermenistan ordusunun gerçekleştirdiği Hocalı Katliamı da Şuşa işgaline gidiş yolunda ki son engeldi.
Bu işgalde yüzlerce insan hayatını kaybetti, binlercesi de yurtlarından oldu. Yerlerine ise Ermeniler yerleşti. Bu durum Azerbaycan ekonomisine de büyük kayıp yaşattı. Yüzyıllardır kentin gerçek sahipleri olan Azeriler 28 yıl başka bölgelerde yaşamak zorunda kaldılar.
Fakat Azerbaycan asla vazgeçmedi. Yıllar süren mücadelelerinde tarihte en çok şehit veren çatışmalara sahne olsa da 8 Kasım 2020’de İlham Aliyev’in, “Şuşa işgalden azat olmuştur” sözleriyle 28 yıl özlemiyle yanan Azerbaycan halkının nihayet yüreklerine su serpti.
Katıldığım resim sergisi de Şuşa’nın Kurtuluş Günü olması ve bu yıl Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle “Şuşa Yılı” ilan edilmesi sebebiyle organize edilmiş. Türk Dünyası Başkenti Bursa’da yapılması da tabii ki bu yüzden tesadüf değil.
Bu yıl Resim Sergisi, Türk Modası Günleri ve yine Moğolistan’da yapılan kazılarda Türk Dil Tarihine ezber bozduran kitabelerin sergilendiği,Türk Cumhuriyetleri’yle Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ortak gerçekleştirdiği birçok organizasyona şahitlik ettik.
Bana kalırsa oldukça kültürel ve güzel düzenlenmiş organizasyonlardı.
Fakat dikkatimi çeken bu organizasyonların siyasetin alanına çekilme algısıydı. Organizasyonlarda Deva Partisi ve İYİ Parti’den biri geçmeyen ama ikiyi bulmayan katılımlar zaman zaman olsa da genel itibariyle baktığımızda muhalefet partilerinden nedense bir katılım göremedik.
Sebebi ne olabilir ki. Sonuçta Türk Cumhuriyetleriyle her zaman siyasi partilerin arası iyi olmuştur.
E peki sebep Büyükşehir’in yaptığı organizasyonlar olması mı?
Bursa özelinde bu da pek normal bir durum olmaz. Çünkü Bursa’dan seçilmiş vekiller ve Bursa için çabalayan siyasetçilerin yine Bursa’nın tanıtımı için mühim olan bu organizasyonlara sırf bu yüzden katılmıyor olabilir mi?
Yoksa Büyükşehir yaptığı bu önemli organizasyonlara sadece AK Parti milletvekillerini ve yine partili il ve ilçe başkanlarını mı davet ediyor.
Yanıt hangisi bilemiyorum ama Bursa için yapılan kültür, sanat ve tanıtım programlarında siyasi kutuplaşma görmek kimseyi memnun ettiğini sanmıyorum. Meselenin Bursa’dan çok siyasi rekabet olduğu algısı yaratıyor ki bu da yapılan hiçbir çabayı, söylenen hiçbir sözü maalesef samimi göstermiyor.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: