Bazı insanlar vardır ki, devamlı huzursuzluk ve kaos ortamından beslenir. Ve genelde bu insanların aslında en çok da zararları kendine ve yakın çevresine olur.
Tabii bu zararlar gündelik hayatta belli bir çevrede sınırlı iken siyasette,
Hele ki, bir partinin genel başkanı iseniz, verdiğiniz zayiat çok daha fazla olur.
Farklı bağlantılarla bir rota tespiti uğruna, bencillik veya çok daha ağır ithamlara sebebiyet de verebilir..
Yerel seçimlere 4 ay gibi kısa bir süre kala tüm partiler seçime odaklanırken, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in söylemleri de yaptığımız tespitlere örnek teşkil ediyor.
Hatırlarsanız, genel seçimlere de az bir süre kala yine böyle çıkışlar yaparak, masayı darma duman etmişti.
Fakat o zaman sunduğu nedenlerini haklı bulan büyük bir kesim de vardı.
Çünkü masada kendisi için bir şey istememiş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için üstelik kendi partisinden olmayan Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu için mücadele verdiğini söylemişti.
Ancak şimdilerde Akşener’in “Onunla asla ittifak yapmam” dediği Kılıçdaroğlu artık olmadığı halde, “İttifak asla yapmam” söylemleri hala değişmezken,
Geçmişte “Mücadelem, Yavaş ve İmamoğlu için” sözlerinin aksine, Ankara ve İstanbul’da bu isimlerin karşısına aday çıkaracağını söylüyor.
Ve durum parti içinde öyle bir hal aldı ki, bu kişilerin karşısına çıkarmak istediği adaylar kabul etmeyip, partiden istifa ediyor.
Ayrıca her gün bir yenisi eklenen üst düzey istifaların ardından Akşener bir de “Defolup gitsinler” diye racon kesiyor.
Racon kestiği kişiler ise, parti kurulduğundan beri yanında olan isimler!
Yoksa artık yanında olacakları, hatalarına dahi biat edenlerden mi seçiyor Akşener!
Hal böyle ise durumun vehameti ortada!
Ya kişilik bölünmesi var veya da içinde siyasi bölünmeler mevzu bahis.
Kaldı ki her iki durum da tedaviye muhtaç mevzular...
Ve milletvekillerinden bile istifaların başladığı şu günlerde kalkıp hala,
“Özü başımıza seçime gireceğiz” deyip, bu gidişle partide sadece özü özüne kalabileceğini de hesaba katmıyorsa eğer, belli ki tedaviden önce acil müdahale de şart gibi görünüyor.
...
BURSA İÇİN İYİ PARTİLİLER NE DÜŞÜNÜYOR!
Tabii tüm bu tespitler yanında “Utanma pazar, dostluğu bozar” sözünden hareketle partide seçimlerdeki hüsranla beraber maddi kaygıların artması, geçmiş hesaplar, hesapsızlıkların gün yüzüne çıkması da yaşananların iyiden iyiye tuzu biberi oldu diyebiliriz.
İYİ Parti’de yaşanan bu hızlı gelişmeler veya gerilemelerle beraber Bursa’da durum ne yönde ilerliyor?
Parti tabanından birçok partiliyle konuştum. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki;
Akşener’in tutumu ve kurmaylarının sessiz kalışından oldukça rahatsızlar.
Ve kimileri böyle giderse CHP’ye geçeriz derken,
Kimileri ise ne yapacaklarına karar vermemiş halde beklemekte...
Durum bu iken, tam da böyle bir zamanda bugünden başlayarak, üstelik 3 günlük bir ziyaret için Ümit Özdağ’ın Bursa ziyareti de oldukça ilginç sayılmaz mı?
Tamam, son seçimlerde Özdağ’ın Bursa’dan iyi oy aldığı söylenebilir.
Eh önümüzde de yerel seçimler! Aldığı oylarını katlama adına ve bir yol haritası çizmek anlamında bir ziyaret de olabilir.
Fakat aldığım kulis haberlerine göre; geçmişte aynı çatı altında olup, sonrasında yolları ayrılan ve şu anda hala İYİ Parti’de hatırı sayılır abileri de bu vesileyle ziyaret edeceği...
Üstelik bu abiler Akşener’in tavırlarından da son zamanlarda oldukça rahatsızlarmış. Ama ne iktidarın bir parçası olup MHP’ye yaklaşmak, ne de CHP saflarında yer almak istiyorlarmış.
Ancak her ne kadar eski dostlar olsalar da, “Şimdilik baş başa gözlerden ırak bir kahve içelim. Amacımız eskileri yad etmek olsa da şimdi yanlış anlaşılmasın” diye de karar almış olmaları...
Haksız da sayılmazlar! Hele ki şu süreç yanlış anlamaya oldukça uygun bir zaman!
...
İYİ Parti'de yaşananlar karşısında Bursa milletvekillerinin görüşleri de aslında oldukça merak konusu...
Kendilerine yakın isimlerle konu hakkında konuştuğumda;
Milletvekili Hasan Toktaş ve Selçuk Türkoğlu’nun, Akşener’e fikirlerini açıkça beyan ettiklerini, bir başlarına girmenin yerel seçimlerde partiyi zorlayacağını, bu sebeple Bursa dahil bazı illerde güç birliğinin gerekliliğini belirttiklerini ifade ettiler.
Fakat anladığım kadarıyla Akşener bu fikre yine sıcak bakmamış.
Ve Akşener, net şekilde Bursa adaylığını Türkoğlu’na teklif ettiğini ama Türkoğlu’nun kararsız olduğu da yine sohbetimiz sırasında anlatılanlardan...
Ben de bunun üzerine; Peki Türkoğlu’nun kabul etmeme nedeni bazı milletvekilleri gibi partiden ayrılma düşüncesi olabilir mi? diye sorduğumda ise;
“Asla! Çünkü o bunu bir ahde vefasızlık gibi görüyor” şeklinde yanıt aldım.
Peki hafta sonu gerçekleşecek olan İYİ Partinin seçime yönelik kampının sonucunda bir şeylerin değiştiğini görebilir miyiz?
Bu konuda ise yönetim kademesinden isimler benzer şekilde;
“Katılımı zaten fikir ayrılıklarıyla ikiye bölünmüş kesimlerin toplanması gibi düşünebilirsiniz. Sonuç ise, malumun ilanı ve Akşener’in kararları doğrultusunda farklı bir sonuç çıkmayacağını düşünüyoruz” diye yanıtladılar.
Görünen o ki, seçmenin AK Parti’ye alternatif olarak gördüğü İYİ Parti, kendi liderinin eliyle bu kimliğine belli ki veda etme niyetinde...
Ve her veda yeni bir başlangıç olduğu gibi,
Kimi zaman da, kapıyı vurup terk ettiğin yuvaya dönüş şeklinde olur bazen!
Yorumlar
Kalan Karakter: