Kahramanmaraş depremi desek de,Türkiye 6 Şubat’ta 11 ili yıkıp geçen bir depremle sarsıldı.
Sayıları bugün bile tam belirlenemeyen binlerce kişininin ölmesine, binlerce kişinin yaralanmasına, sakat kalmasına ve yüzbinlerin evsiz yurtsuz kalmasına sebep oldu.
Tek yürek olduk tüm vatandaşlar.
Elimizden gelen maddi manevi ne varsa yaptık.
Hatta sorumluların kimi zaman ihmalleri, tedbirsizlikleri ve tüm aksaklıklara rağmen can hıraç bir şekilde telafi etmek için uğraştık.
Gerek birebir deprem bölgesinde yardımlarına koşarken,
Gerek yardım ekipleri ve banka hesapları aracılığıyla desteklerimizi gönderirken;
Kime gidiyor bu yardım diye sorduk mu!
Hangi dine, hangi etnik kökene,
Veya hangi siyasi görüşe meyilli diye sorduk mu?
Tabii ki hayır!
Peki bu yardımları yaparken, herhangi bir sözleşme yaptık mı?
Mesela sonrasında yaptığımız yardımların karşılığını bekliyoruz gibi...
100 lira verdim, sonrasında eliniz bollaşırsa geri alırız.
Veya erzak gönderdim, 2 ay veya 5 ay sonra alır gönderirsiniz dedik mi!
Elbise gönderdim, sonra sen de bana gönder pazarlığı yaptık mı!
Tabii ki hayır!
Çünkü biz “insani” olarak yapmamız gerekeni yaptık!
Çünkü belki de vicdani olarak ne kadar insan olduğumuzu hissettiğimiz bir huzuru yaşadık!
Çünkü çıkarlar dünyasında, çakal olmadığımızı; hiç bir şeyin insan hayatından daha önemli olmadığını,
Ve bunun hiç bir şeyle ölçülemeyeceğini hissettik bir kez daha...
Ahmed Arif’in dediği gibi:
“Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim” dedik bir kez daha!
...
Dediğim gibi pazarlıksız, kimdir, kimliği nedir diye sorgulamazken,
Tüm bunların yanında, hangi siyasi partiye oy vereceksiniz önümüzdeki seçimlerde diye sorduk mu?
Veya böyle bir sorgulama yapmış olsaydık ve yanıt olarak bizimle aynı görüşte olmayanlara yardım yapmayacak mıydık?
Aç biilaç, çaresiz kalmalarına göz mü yumacaktık!
Tabii ki hayır!
İyi de seçim sonrası bazı hadsiz insanların, yaptıkları yardımları başa kakar gibi depremzedelere yaptıkları hakaret, küfür, beddua silsilesi nedir?
Sözde muhalefet partilerine mensup kişilerden olduğunu söyleyen bu kişiler;
Eğer öyle ise; taraf olduğunuz partiye daha çok zarar verdiğinizin farkında mısınız?
Bu söylemlerinizle onca insanın, insani olarak yaptığı yardımları bir seçim yatırımı olarak göstermeye hakkınız var mı?
Ve tüm o insanların adına konuşmaya...
Kaldı ki Kemal Kılıçdaroğlu da bu konuda tepkisini gösterdi.
Ve merak ediyorum.
Bunları bol keseden söylerken,depremde bir yakınınızı kaybettiniz mi?
Veya depremin tüm kıyametini onlarla yaşadınız mı?
Eğer bunları yaşayıp, üstüne bu çirkin sözleri duysaydınız ne hissederdiniz!
Bir şey söyleyeyim mi?
Ezilirdiniz tüm yardımlar sebebiyle,
Üzülürdünüz, hala bu hesaplarla yargılandığınız ve ötekileştirilmeye çalışıldığınız için...
Siyaset sandıkta ve demokratik şekilde, halkın iradesine saygı duyuldukça güzelleşir, güven verir...
Ve ; iki gündür ailemin iki ferdinin trafik kazası sebebiyle, hayata tutunmak için mücadele etmeleri ve tutunmaktan vazgeçmemeleri için dua ediyorum.
Ama ne onlara can olmak için çabalayan doktorların, ne hemşirelerin;
Ne etnik kökenleri, nereli oldukları, ne de siyasi görüşlerini zerre kadar merak etmedim.
Biliyorum ki, onlar da öyle!
Peki ya öyle olmasaydık...
Yorumlar
Kalan Karakter: