Enflasyonun durdurulamaz yükselişi, gelirin onun çok çok altında kalışı ve ay sonunu nasıl getiririm telaşı, vatandaşı tam bir hesap uzmanı yaptı.
Gerçi genelde gider kalemi, geliri aşsa da olsun!
Onu da kredi kartına yükleyerek, aylık ödemesini en asgarisinden yapıp, halletmeye çalışıyoruz.
Tek sıkıntı her yeni aya hep borçlu başlıyor olmamız...
Ama yine olsun, sonuçta hayatta mıyız?
EH!
O zaman hesaba devam...
Maaş alındığı gibi öncelikle rahat bir koltuğa oturmalı ve tabii bir de masa olmalı önümüzde...
Gerekli malzemeler:
Hesap makinesi, kağıt, kalem, bir sürahi soğuk su ve bir ağrı kesici, hepsi bu kadar!
Buradaki en büyük sıkıntılardan biri, geçen ay ki gider kalemiyle, asla aynı olmayışı.
Neyse ki; gelir hep aynı kalıyor da, oradan kafalar karışmıyor hiç değilse!
Her ne kadar alışsak da, ilginç değil mi aslında...
Alınan ürünlerin veya elektrik, su, doğal gaz tüketimin neredeyse hep aynı olduğu halde, ödemelerin hep katlanması yani!
Bu durumda ne yapıyoruz?
Öncelikle yükte hafif, pahada ağır renk renk, çeşit çeşit kredi kartlarımız hayırlı olsun.
Tek çözüm tabii ki bu değil!
Yoğurt’un sütün yarım yağlısı veya ikisinden biri alınmalı ve israfın haram olduğu hatırlanmalı!
Devamında, kahvaltılık öyle zeytin falana gerek yok ama peynir de pahalı,
Bunun çözümü de:
Yağsız, tatsız, tuzsuz lor peyniri tabii ki.
Yumurtaya gerek var mı bilemiyorum!
Ama koyun etinin kokusunu sevmiyoruz diye;
Onca parayı dana etine vermek de, kolay değil!
Eh çoluk çocuk da protein alsın az buçuk deniyorsa, yumurta almaya mecbursun demektir.
Onun için de, son yıllarda pazarlarda çokça olan ya kırık yumurta tezgahlarına veya ancak civcivlerin yumurtlayabilecekleri ebatlarda ki xxxx small yumurtaları daha ucuza alarak ev ahalisinin protein ihtiyacı karşılanabilir.
Bu arada yemek yaparken; artık soğan, biber, domates vs yerine, sadece yarım kaşık sıvı yağ, biraz salça, bolca su ekleyerek kaynatıp, sonrasında ekmek bandırarak yenebilir.
Tabii bunlar sadece gıda üzerine yapılan hesaplar.
Giyim, ulaşım, enerji tüketimiyle ilgili taktiklerde yok değil!
Ebeveynler devamlı büyümediğine göre giyim ihtiyaçları çokça olmasa da;
Acil giyim ihtiyaçları için sayıları günden güne artan ikinci el pazarlarından, çok daha ucuza bir şeyler bulunur.
Bu arada makineler haftada bir kez çalıştırılmalı,temiz kıyafetin kalmamışsa en az kirli olan giyilmeli!
Isınmak için ise;
Çok üşüdüysen, kombiyi unut!
1,2,3 olmadı 4 battaniyeyle güzelce sarıp sarmalanınca mis gibi ısınılır!
Ulaşıma gelirsek;
Aracı olan maaşlı babayiğit vatandaş!
Öncelikle o aracı zaten garajdan çıkarmak yürek ister.
Hele ki; her gün kullanmak, hem yürek hem de hatırı sayılır bütçe ister.
O yüzden abonman çıkartılarak, toplu taşıma kullanmalı.
Aracı olmayan daha büyük kesime ise; zaten bunları anlatmaya gerek yok!
...
Vatandaş her gün bu hesapları yaparken;
TÜİK verilerine göre bile:
Sadece mart ayında, yüzde 12.93 dana etinde, yüzde 3.23 tavuk etinde, yüzde 5.6 peynirde,
yüzde 7.60 yumurta, yüzde 20 giyim ve ayakkabıda, yüzde 12.94 kiracının ödediği gerçek kirada, yüzde 10.69 kitaplarda, kuru soğan ise son üç ayda yüzde 101 ile malum birinciliği elden bırakmıyor.
Bu arada bayramda baklava almak da artık hayal.
Çünkü sanki çok ucuzmuş gibi ona da, yüzde 20 gibi bir fiyat artışı daha oldu ve bayrama günler kala.
Ve tüm bunlar geçen yılı yüzde 112.518 (tüik’e göre) artışla kapattığımız oranların üstüne sadece bir ayda gelen birkaç kalem rakamlar...
Ayrıca bu enflasyon oranlarının 5/1’i artışında kalan, maaş zamları.
Vah ki ne vah!
Şimdi gerim gerim gerinerek kimi zaman israf üzerine , kimi zaman tasarruf üzerine, kimi zaman ise bir ütopya hayaliyle algı yapmaya çalışan;
Üstüne yetmezmiş gibi bir de çıkıp, “hesap uzmanıyım” diye geçinen siyasiler!
Hiç kusura bakmayın...
Fezaya uçan fiyatların karşısında, yerin dibinde kalan maaşlarla her gün hesap yapıp, üstüne hayatta kalmayı başaran biz, yani vatandaş!
Yukarıda görüldüğü gibi, asıl hesap uzmanı bizleriz...
Ve biz hesabı habire cebelleşmek zorunda kaldığımız fiyat artışlarıyla, hayatın gerçekleri üzerinden yapıyoruz!
Yani öyle:
Bayrama 3 gün kala arife sayılıyorsa;
Bugün 4. ayın 18’i
18- 4= 14
Seçim tarihi ise 14 Mayıs
Böyle mübarek günlerde, bu tesadüf müdür demiyoruz.
Çünkü asıl tesadüf; bu sözde ”hesap uzmanlarına” rağmen, bizim hala akıl sağlığımızı koruyor olmamız!
Yorumlar
Kalan Karakter: