1966'da Muş’un Varto ilçesinde Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük depremlerinden biri yaşanıyor…
O yıllarda 3 bin 500 kişinin yaşadığı ilçede 2 bin 394 kişi hayatını kaybediyor. Yaralılar, yıkıntılar ve dağların bile yarıldığı şiddette bir deprem…
Enkaz altından 2 saat sonra 6 yaşında bir çocuk sevinçle çıkarılıyor. Bir can daha kurtuldu diye!
Kaybedilen canlar ağıtlarla gömülürken; ilçeden geriye kalan sadece taş, toprak ve toz duman…
Ne ev, ne dükkan, ne de okul hiçbir şey kalmamış. Devlet tüm özverisiyle yardıma koşuyor. Üstelik eğitim dönemine de az bir zaman var. Ne yapacaktı bu deprem çocukları!
Vartolu çocukların yıllar süren yatılı ve yatılı bölge okulları macerası böylelikle başlıyor… Deprem çocukları için bir umut oluyordu…
…
İşte enkazın altından çıkarılan 6 yaşındaki o çocuk ve bu okullarda yetişmiş bir isim Gıyasettin Bingöl…
Lise çağlarında ise, dönemin siyasi atmosferinde, o çok sevdiği topraklara küsüp başka diyarlara gitmek zorunda kalan bir genç ayrıca. Halbuki onca deprem, yoksulluk bile onu gitmeye ikna edememişken.
Üniversite sınavlarında Uludağ üniversitesini kazanıp, Bursa’ya gelmesi ise hayallerinin burada gerçekleşmesine sebep olmuş.
Kaliteli eğitim her kesimden çocuğun hakkı diyerek çıkmış yola…
Kitapçılıkla başlayan ve şimdilerde binlerce çocuğun eğitimlerine vesile olan, dershaneler, okulları ve Mudanya’da kurduğu üniversite ile başarı hikayesine imza atmış bir isim…
Ama ahdini de unutmamış; “Bir gün büyüdüğüm toprakların çocukları, hayallerini yanı başlarında gerçekleştirecekler.”
Bu doğrultuda doğduğu Muş, Varto ve köyüne birçok yardımlarda bulunurken yine o bölgede yapılan yüksekokul için de, desteklerini fazlasıyla yapmış.
…
HAVASI ÇOK PARASI YOK!
Geçtiğimiz günlerde Nöbetçi Gazete’ yi ziyarete gelen Bingöl’le kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Tabii ki sohbetimizin ana başlığı Mudanya Üniversitesiydi.
Gıyasettin beye; "Kolej, dershane tamam da, üniversite kararı nasıl oldu. Ayrıca kolay iş değil! " diye bir soru yönelttim.
Bingöl:
“Üniversite kurmak hem güzel, hem zor. Üstelik önceden beri hep aklımda olan bir projeydi ve aslında gittiğim yolla da bağlantılıydı. Sonuçta niyet etmek işin başlangıcı. Çıktığımız bu yolda gerek Bursa’nın dinamikleri, iş adamları gerek konunun önemini, ihtiyaç olduğunu bilenler de desteğini esirgemedi” dedi.
Ayrıca üniversitenin bir vizyon işi olduğunu, ehil isimlerle iyi bir sistem kurmaya çalıştıklarını, uzun soluklu iyi temeller sayesinde, büyük işlere imza atılacağını da belirtti.
30 ülkeden öğrencileri bulunması da kültürel anlamda, gençlerin vizyonu ve dünyaya entegre olma açısından epey mühim. Bunun yanında bildiğimiz üzere üniversitenin ekonomik anlamda bulunduğu bölgeye katkılarını da unutmamalıyız.
Önümüzdeki süreçte üniversitede öğrenim gören öğrencileri dünyanın dört bir yanına götürüp dünya ile tanışıp çalışmalarını sağlayacağız diyen Bingöl;
“Gelişen dünya teknolojileri sayesinde, şimdiden Mudanya Üniversitesi dünya çapında biliniyor. Bu Mudanya ve ülkemiz için büyük tanıtım sağlayacaktır” ifadelereni kullanıyor.
Anlatılanlar gerçekten güzel ve Mudanya için çok önemliydi. Fakat ben çokça konuşulan bir soruyu merak ediyordum:
Üniversiteden büyük kar edeceğinizi söyleyenler var. Bu konuda ne dersiniz?
İşte verdiği yanıt:
“Biz büyük bir hevesle, azimle kurduk ve hibe ettik, vakfettik. Biz bu projeye iş olarak değil, geleceğimiz olan çocuklarımıza bir yatırım olarak başladık ve tamamladık. Böyle şeyler konuşulur. Önemli değil!”
Sonrasında gülerek “Yani üniversitenin havası çok, parası yok!”dedi.
Ayrıca önümüzdeki dönem, üniversitede bölümlerin çeşitleneceğini ve bunlar içinde gazetecilik bölümünün olacağını öğrenmek bizi ayrıca mutlu eden haberlerdendi.
…
Şunu ifade etmek gerekiyor ki;
Özel kolejler genelde üst gelir grubuna ait okullar olarak bilinirken, Bingöl’ün “bu okullardan daha alt gelirli ailelerin çocukları da faydalanmalı” diyerek eğitim ücretlerini düşük tutması bile eğitime ve geleceğimize verilen önemi gösteriyor.
Tabii ki bir emek var ve bu bir iş olarak benimsenmişse kazanç olması, gerekendir.
Kaldı ki; ne doğduğu, ne doyduğu yere bırakın bir şeyler yapmayı, tek amacı sömürmek ve şahsi kesesini doldurmak olanları gördükçe…
Yorumlar
Kalan Karakter: