EYT’lilerin emeklilik ümidi, Muharrem İnce’nin “Z” kuşağı oy beklentisi ve temayül yoklaması sonuçlarıyla aday adaylarının heyecanı devam ederken;
Öncelikle EYT’lilerden başlarsak; Yıllardır verdikleri mücadelelerinin karşılığını seçime yaklaştığımız günlerde almaları nasipmiş!
Veya gerçekten öyle mi?
Maalesef EYT ile ilk açıklamaların düzenlemeler tamamlamadan yapılması, birçoğunu hayal kırıklığına uğrattı.
Hatta sadece hayal kırıklığı olsa iyi, ilk açıklamalara güvenip kredi çekenleri mi dersiniz!
Parmağındaki yüzüğü satıp, nasılsa emekli oluyormuşum deyip;
Dünya kadar kredi, dost ahbaba borçlanırken;
Sonra tekrar aynı “güvenilir” ağızlardan:
“Siz yanlış anlamışsınız, biz öyle demek istemedik” der gibi, yeni açıklamalarla beraber EYT süreci başlamış oldu.
Peki oradan buradan borçlanıp, emekli olacağını sanıp pirim borçlarını ödemeye çalışanlar ne oldu!
Borçlarını ceplerinden ödeyip, başka bahara kalan emekliliklerini bekleyecekler.
Ya, EYT hakkı kazananlar!
Onların durumu da uzun bir roman…
Neden mi?
Dedik ya; alt yapısı hazırlanmadan, yeterli personel istihdam edilmeden başlanan bu işlemlerin tamamlanmasının birbuçuk 2 yılı bulabileceğini söylüyor SGK çalışanları.
Çünkü 3 Mart’ta başlanan başvurulardan ancak 10 bin başvuru nihayete erdirilmiş.
Ve Bursa’dan 130 binden fazla başvurunun olduğunu düşünürsek…
Yani hemen emekli olacağını sanan EYT’ lilerin seçimden çok sonra emekli olacağını öğrenmesi, seçim tercihlerini etkiler mi?
Sanırım bu ne taraftan baktığınıza bağlı olacak…
…
Muharrem İnce ve “Z” kuşağı…
Bilindiği veya bilinmesi istendiği üzere Muharrem İnce ve “Z” kuşağı oyları hep beraber anılır oldu.
Evet, gençlerin Muharrem İnce’ye karşı ilgisi olduğu, belki öğretmenlikten kaynaklı pratiğiyle İnce’nin gençlere, doğru bir yaklaşım içinde olduğu söylenebilir.
Üstelik bu yaş grubu hiç de az sayılmaz.
İlk kez oy kullanacak 6 milyon genç varken; 18- 25 yaş arası oy kullanacak toplam genç “Z” kuşağı seçmen sayısının ise 13 milyon olduğu belirtiliyor.
Ve seçimlerde 64 milyon 191 bin seçmenin olacağı düşünüldüğünde; bu rakamın seçimin kaderini etkileyeceği de ortada!
Belki de o yüzden fikirleri, talepleri, sorunları, eğitim hayatları, işsiz kalışları ve tamamen sahipsiz bırakılışları siyasi partilerce önemsenmeye, sorgulanmaya başladı.
Ama bana kalırsa; bazı siyasi partilerce çantada keklik olarak gördükleri bu altın değerindeki genç nesil oylarını almak, o kadar da kolay olmayacak.
Kimisinin inandırıcılıktan uzak vaatleri, kiminin dans figürleri, kiminin ise “sen benden başkasını tanımadın diğerleri tehlikeli” algısının bu nesil için çok da etkisi olmayabilir.
Gençler arasında yapılan birçok ankete göre; “Z” kuşağı, yüzde 75- 80 arasında değişen rakamlarla, mevcut iktidarın dışında partiler üzerinde yoğunlaşmış duruyor ve değişim istiyor.
İlginç tarafı ise; her ne kadar başka partilere yoğunlaşmış olsalar da, gençlerin çoğu hala kararsız…
Bana kalırsa işin belki en acı tarafı da bu!
Seçime sayılı günler kala, tıpkı sınavlara günler kala meslek seçiminde kararsız oldukları gibi yine kararsızlar…
Gençlerle seçim üzerine yapılan birçok söyleşide öncelikleri:
“Liyakatli kadrolar, barışçı ve herkesi kucaklayan bir yaklaşım, eşit ve adil bir yönetim anlayışı, eğitimin millileşmesi ve yeni ekonomik reformlar” yönünde oldukça mantıksal ve zekice taleplerdi…
1980’den sonra gençlerin en çok katılım sağlayacağı bir seçim sürecindeyken bu talepler acaba ne kadar kabul görecek!
Böyle büyük bir seçmen kitlesi olan gençler üzerinden Muharrem İnce’nin gitmesi ise oldukça mantıklı…
Ve gençlerin İnce için yine aynı söyleşilerde söyledikleri de aslında önemli:
Gençlere karşı hitabetini beğendiklerini, farklı bir hava estirdiğini ve farkındalık yaratabileceğini düşünüyorlar.
Fakat İnce’nin yeni şeyler sunması, hep aynı tekrarlarda dönüp dolaşması gençlerin oyuna nasıl yansır bilemiyorum.
Malum; devamlı yenilikten, gelişimden yana, tekrarlardan sıkılan, hız ve değişim çağı kuşağı bu çocuklar…
Belki de durmadan yeni dans figürleri bulmalı. En azından seçime kadar!
Bu arada “Z” kuşağının verilen vaatlerin gerçekliğini, amacını ve getirilerini bilecek kadar zeki olduklarını da unutmamak gerekir!
..
TEMAYÜLE GÜVENMELİ Mİ!
Geçtiğimiz günlerde; milletvekili aday adaylarını belirlemek için İYİ Parti’de yapılan temayül ve CHP ‘de il ve ilçe başkanları “kapalı zarf” şeklinde aday tercihlerini gerçekleştirdiler.
Öncelikle İYİ Parti’nin temayül yoklamasından bazılarının hiç memnun olmadığını;
Özellikle Karacabey seçim sonuçlarıyla ilgili birçok iddianın ortaya atılması,
Temayül’ den sonra bazı güçlü adayların büyük tepkisi,
Bazılarının ise yol arkadaşlarına karşı duyduğu derin kırgınlıklarına şahit olduk!
Hatta epey umutlu olan kadın adaylardan Özgür Şimşek’in en büyük tepkiyi vererek, tozu dumana kattığı, yanındakileri tir tir titrettiği söyleniyor.
Konuştuğum kadın adaylardan Şeyda Şahin tepkisini daha sakin vermeye çalışsa da;
Sözlerinden anladığım kadarıyla; onun kızgınlıktan ziyade hissettiği, yol arkadaşlarına duyduğu kırgınlık gibiydi…
Ve belki de Genel Merkezle yaptığı çalışmalar ve harcadığı emeğin boşa gitmeyeceğinden emin olmasıydı tüm sükunetinin nedeni…
CHP’de gerçekleştirilen aday tercih zarfları ise; Parti içinde bazı huzursuzluklara sebep olurken;
Bazı ilçeler aday adayı tercihlerini bile yapmayarak İl başkanlığının genel merkeze vereceği listeye karşı tavırlarını ortaya koydular.
Aslına genele baktığımızda; birçok siyasi parti de durum benzerdir. Mesela AK Partide de genelde seçim öncesi temayül yoklaması yapılır. Fakat son söz Genel Merkezindir.
Dolayısıyla İYİ Parti ve CHP’de de İl başkanlıklarınca gerçekleşen bu tür yoklamalar için fazlaca sevinmenin, üzülmenin, kızgınlık ve kırgınlıkların çok da gereği yok!
Üstelik şunu söylemek gerekir; önümüzde ki bir iki gün içinde netleşecek listelerin bir çokları için soğuk duş etkisi yapacağı muhtemel!
Yorumlar
Kalan Karakter: