Siyaset yazmayı hep sevmişimdir. O yüzden de yazılarım genellikle o yönde olmuştur.
Ve siyaset yazıyorsanız kulis bilgileri çok mühimdir.
Tabii bu bilgilerin güvenilir olması daha da mühim...
Bu konuda şimdiye kadar sıkıntılı bir mevzu veya bilgilerin yalanlanmasıyla ilgili bir durum yaşamadım.
Fakat seçimin neticelenmesinden itibaren gelen kulis bilgilerine, elimden geldiği kadar az değiniyorum.
Sebebi ise, bu aralar günlük, hatta kimi zaman saatlik olarak değişmesi...
Yani aslında bunun meali; siyasette, özellikle muhalefetteki tutarsızlık ve belirsizlik!
Tamam, anlıyoruz böyle bir yenilgiyi beklemiyorlardı. Biraz ağır geldi.
Ama önümüzdeki yerel seçimi arka plana atıp, partilerin birbiriyle yetmeyip, kendi partilileriyle didişmelerinin mantığı ne olabilir!
Açık söylemek gerekirse muhalefetin bu halinin vatandaştaki algısı;
“İktidar partileriyle anlaşıp, sözde muhalefet mi yapıyorlar acaba” gibi bir düşünceye bile kapılmalarına neden oluyor.
Bunun mümkün olacağına inanmak zor olsa da, yine de böyle bir zikri fikri olan varsa en azından bir iki tüyo vermesini rica ediyoruz.
Malum bu aralar son anda gidişler de seçmene fazla gelmeye başladı.
...
Neyse biz yine de atalım bu komplo teorilerini kafamızdan da,
Acaba muhalefet ne alemde, neler yapmaya çalışıyor, bakalım!
Öncelikle, cumhurbaşkanlığı aday belirlenme sürecinden daha karışık hallerde oldukları ortada...
Genel siyasette CHP’de seçim öncesi duruma benzer bir manzara var.
O dönem altılı masanın en güçlü ortaklarından İYİ Parti; Kılıçdaroğlu yerine özellikle İmamoğlu’nun aday olmasını istemiş fakat diğer ittifak ortağı partilerin de desteğiyle veya “ne farkeder biz yolumuza bakalım” suskunluğuyla yine Kılıçdaroğlu aday olmuştu.
Şimdilerde ise;
CHP’de yapılacağı umut edilen kurultayda da, yine bir kesim tarafından Kılıçdaroğlu’nun aday olması istenmiyor. Yerine daha genç, daha aktif ve daha büyük bir kesime hitap edeceğine inandıkları ve yine aynı isim, yani İmamoğlu’nun olması isteniyor.
Kaldı ki İmamoğlu da oldukça istekli bu konuda...
Fakat Kılıçdaroğlu, yine motive eden ve o sayede CHP’de varolacaklarını düşünen bir tayfa tarafından destekleniyor.
Sonuç itibariyle, bu kadar benzer durumlar karşısında bir değişimin zor olacağını, Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde de partisinin başında olacağını düşünüyorum.
Yerelde CHP Bursa’ya baktığımızda ise; şu aralar delege seçimlerine alabildiğine yoğunlaşmış durumdalar ve aslında kıran kırana bir mücadele de var diyebiliriz.
Malum, il ilçe başkanlıkları anlamında delege seçimleri büyük önem taşıyor.
Delege sayısı olarak en yüksek sayıya sahip Osmangazi ilçede de büyük bir koşuşturma var haliyle,
İddialara göre; milletvekili olamayan ve tekrar CHP İl Başkanı olmak isteyen İsmet Karaca’nın bu emelini gerçekleştirmek için ilçe başkanlığına sevdiği bir isim olan Baran Güneş’in gelmesini istediği, bu yüzden delege seçimlerinde ağırlığı ve varlığını hissettirdiği söyleniyor.
Bu arada geçmiş dönem İl Başkanlarından Gürhan Akdoğan’ın da bazı sözü geçen partililer tarafından, Bursa örgütünü derleyip toparlayacağı düşünülerek, İl Başkanlığı için ciddi şekilde konuştukları, kendisinin ise delege seçimlerinin akıbetine göre karar vereceği belirtiliyor.
Açıkça söylemek gerekirse; CHP Bursa örgütlerinde son yıllarda il ve ilçeler arasında ki bitip tükenmeyen anlaşmazlığa karşı Akdoğan’ın herkesi kuşatan bir siyaset sürdüreceğinden şüphem yok!
Ama mesele; menfaatten uzak barışçıl yaklaşımında olan böyle insanların toplumda ne kadar talep gördüğü ve sonucu nasıl belirleyeceği...
Hele ki, siyasette!
İyi de, mevcut İl Başkanı Turgut Özkan ne olacak derseniz.
Çevrimdışı diyebiliriz...
Siyasette oldukça önemli yere sahip Osmangazi’ye dönersek, haliyle adaylık için başka isimler de zikrediliyor;
Mesela, Karaca’nın desteklediği söylenen adaya karşı, iddialara göre Karaca ile yıldızları pek barışmayan Cengiz Çelikten’in ve Orhan Aslan’ın da aday olma hazırlığı içinde olduğu söyleniyor.
Kongre yarışının ise; Güneş ve Çelikten arasında geçeceği tahmin ediliyor.
Büyükşehir adayına gelince;
Bildiğimiz üzere, bazı çevrelerce çok erken bir açıklama olduğu konuşulsa da, Kılıçdaroğlu iki yıl öncesinden adaylarının Mustafa Bozbey olacağını duyurmuştu.
Fakat aldığımız duyumlara göre, tecrübeli bir siyasetçi olan Bozbey, seçimlerden sonraki gidişatı kazanma açısından biraz riskli buluyor ve ikinci kez bir yenilgi daha yaşamak istemiyormuş.
Hal böyle olunca “az olsun, bizim olsun” mantığını güderek Nilüfer ilçesinden aday olabileceği kulislerde en çok konuşulanlardan...
Eh ne diyelim! Siyasi öngörü ve işi riske atmama mahiyetinde Bozbey açısından mantıklı bir karar olabilir.
Üstelik Nilüfer’de risk ve hata payı da oldukça düşükken,
Neden olmasın!
(Diğer siyasi partilerle ilgili yeni kulis bilgilerini yarınki köşe yazıma bıraktım. Tam da burada buluşalım!)
Yorumlar
Kalan Karakter: