Pazar günü ikinci tur seçimleri ile beraber, vatandaş ya buraya kadar diyecek 20 yıllık bir döneme,
Veya 5 yıl daha devam diyecek!
Şimdi bazılarımız ne alaka diyebilir.
Bir dönem neden bitsin!
Sonuçta mecliste koltuk üstünlüğü hala AK Parti'de...
Bu doğru ve kimsenin itirazı yok!
Fakat şunu unutuyoruz.
AK Parti, oylarının büyük bir kısmını Recep Tayyip Erdoğan sayesinde alıyor.
Ve kimse kusura bakmasın!
Toplumun belli bir kısmı; gerek muhafazakar kimliği ve gerek bu kimliğin muhafazasının önemini her defasında vurgulayan Erdoğan’ı, kendinin de sahip olduğu aynı kimliği koruyacak tek kişi olarak gördüğü için onu oldukça benimsiyor.
O yüzden ona değer veriyor ve seçim dönemlerinde desteklemeyi de bir vefa olarak görüyor.
Ve hayat pahalılığından oldukça etkilenen bu kesimin hala AK Parti’yi desteklemesini anlayamayan birçok insanın da, konuya belki de bu açıdan bakmaları gerekir.
Çünkü ekmek ve sudan daha önemli gördükleri bu değerlere sahip insanlar için kanaatkar olmanın da bir erdem olduğu devamlı güncellenince, bu insanları suçlamanın anlamsızlığı da ortaya çıkıyor aslında...
Ve bahsettiğimiz bu kesim AK Parti'den ziyade Erdoğan’ı destekliyor.
Bu sebeple Erdoğan’ın kazanması bir nevi AK Parti'nin de devamı niteliği taşırken, kaybetmesi ise hızlı bir güç kaybına yol açabilir.
Kaldı ki Türk siyasi tarihinde benzeri olayların yaşandığını da yine hatırlıyoruz.
...
SEÇİM SONRASI CHP...
Peki Kılıçdaroğlu’nun kazanması ve kaybetmesi halinde CHP’ye yansıması ne olur.
Kazanması durumunda, yıllardır devam eden makus talihi düşünüldüğünde;
Muhakkak ki gerek moral gerek motivasyon anlamında,
Ve tatmin edici siyasi stratejiler uygulaması halinde, bazı insanların Kılıçdaroğlu’na karşı;
“Eğer o gelirse yanarız biteriz” kaygılarından arınmasına, haliyle CHP’nin güç kazanmasına sebep olabilir.
Kılıçdaroğlu kaybederse peki!
Tabii ki uzun zamandır ilk kez bu kadar yaklaştıkları halde kaybetmenin üzüntüsü yaşanacaktır partide ve seçmeninde...
Fakat yine de partinin devamı açısından bir tehlike olmayacaktır.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun emekleri göz ardı edilmese de;
CHP’nin köklerinin Kılıçdaroğlu’na değil, Cumhuriyetin kuruluşuna kadar dayanması ve kurucusunun Mustafa Kemal Atatürk’ün olması sebebiyle;
Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatı son bulsa da bir gün;
Yerine gelecek yeni bir liderle CHP; Altı oku benimsemiş seçmeniyle yoluna devam edecektir.
...
ERDOĞAN'IN OYU DÜŞER Mİ!
Birinci tur seçimlerinin üzerinden 14 günlük kısa bir süre geçmiş olsa da, köprünün altından ne çok su geçti!
İlk turda bazı partilerin tahmin edilenden çok etkisinin olması, bazılarının ise düşünülenden daha az etkili olduğu anlaşılınca,
Haliyle yeni anlaşmalar, yeni görüşmeler, vaatlerle yeni dostluklar kurulduğuna şahit olduk.
Tabi bu anlaşmalar seçim öncesi yapılsa her şey daha farklı olabilir miydi?
Muhtemelen!
Neyse sonuçta olanlar oldu ve şimdi tüm partiler referandumdan hallice ilerleyen Cumhurbaşkanlık oylamasına odaklandı.
İkinci turda bildiğimiz üzere artık 3 aday yok, 2 aday var!
3. aday kendince kazandı ve alacağını aldı. Sıra kalan adayların galibiyet yarışında...
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında 2 buçuk milyon kadar bir oy farkı var.
Fakat 8 milyon kullanmayan ve 1 milyon geçersiz oy kaybı ile kullanabilecek toplam 9 milyon seçmen oyu da var.
Bu seçmenlerin ikna edilmesi halinde adaylardan birinin açıkara önde yarışı kapatması ise imkansız bir durum değil!
Ayrıca Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı da azımsanmayacak bir durum.
Her ne kadar Sinan Oğan’ın öncesinde adayı olduğu ATA İttifakına sormadan aldığı 2,8 milyonluk oyun havasıyla Cumhur İttifakıyla anlaşma sağlasa da,
Kendisine oy veren seçmenle örgütsel bir bağının olmaması, bu oyların 1.2 milyonunun Zafer Partisi seçmeni olduğu, kalan kısmının ise çoğunun Muharrem İnce’nin çekilmesiyle kayan oylar olduğu düşünüldüğünde;
Erdoğan’a faydası bir kenara oyların düşüşüne bile sebep olma ihtimali olabilir.
Bu durumda Özdağ’ın 1.2 milyon oyunun Kılıçdaroğlu’na gelmesi neredeyse garanti. Ayrıca İnce’nin Oğan’a kayan oylarının da, tam olarak ne kadar olduğu bilinmese de;
Kılıçdaroğlu’na geçeceği oldukça olası ve bunun yanında milliyetçi oylarını da unutmamak gerek.
Ve yukarıda belirttiğim 8 milyon oy kullanmayan seçmen...
Ve Sinan Oğan ile beyhude geçen bir haftalık kayıp zaman diliminde, onları kazanmaya çalışmak belki de daha akılcı olacaktı...
Mesele şu ki; Günlerdir analizler, yorumlar, tespitler yapsak da;
Her ne kadar ilk tur sonrasında birçok insanın “Artık netice belli” söylemlerine karşı;
Bu hafta yaşanan gelişmelerden sonra seçmen sandığa yine heyecanla, umutla gidecek gibi...
Ve belki de seçimin kaderini, 2.5 milyon seçmenden çok daha fazlası belirleyecek!
Yorumlar
Kalan Karakter: