Aslına bakarsanız yazımın başlığı DEVA’nın dün gönderdiği basın bülteninden bir parça alıntı:
“DEVA Her Şartta, Her Yerde Sahada”
Eh yalan da sayılmaz!
Her ne kadar basında çok yer almasalar da , belki araya zaman zaman kaynasalar da, uzun zamandır sahadalar...
Aylar öncesinden Mavi Yeleklerini giyerek İl ve ilçe başkanları,üyeler ve partililerle Bursa’da gitmedikleri mahalle, çarşı pazar, dağ tepe; konuşmadıkları, hatırını sormadıkları insan kalmadı neredeyse desek yeridir.
Geçen yıl DEVA Partisi Yıldırım kongresini birebir takip etmiştim. O sırada Ali Babacan ile de kısa bir röportaj yapma imkanım olmuştu.
Oldukça beyefendi, konuşurken kelimeleri seçmek için kasılmayan, doğal ve soruları havada bırakmamaya özen gösteren bir siyasetçi profili gözlemlemiştim.
Fakat bir siyasetçi olarak halk buluşmalarında hitabette bazı eksiklikleri yok değil!
İnsanları coşturmak için afilli cümleler kurabildiği pek söylenemez. O yüzden miting gibi meydan konuşmalarında, yeterliliği biraz tartışılabilir.
Kaldı ki, bunun farklı bir yetenek olduğunu, ama donanım ve başarıyla beraber değerlendirmenin ne kadar doğru olduğu da yine tartışılır.
Mesela, birkaç gün önce İYİ Parti mitinginde Mansur Yavaş’ın performansına çok iyi demek pek doğru bir söylem olmaz. Ama bu onun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevindeki başararılarını gölgelemez...
Ali Babacan’ı da bu doğrultuda değerlendirebiliriz. Yani meydanları bir çok siyasi gibi belki coşturamaz ama iletişim ve donanımını aktarma konusunda gayet iyi olduğuna Yıldırımdaki kongrede şahit olmuştum.
Hatta şu da dikkatimi çekmişti. Yıldırım ilçesinden bir çok farklı bölge ve memleketlere ait hemşehri derneklerinden gelen insanlar vardı.
Ve gelenlerin hepsi derneklerini temsilen Babacan’ı desteklemek için oradaydılar.
Demem o ki; Yıldırım gibi seçimlerde Bursa için önem arz eden bir bölgede, Babacan’ın şansının benim gibi bazı arkadaşlarımız da çok olabileceğini düşünmüştü.
Fakat Bursa listelerinde DEVA Partisinden hiçbir adaya yer verilmemesine, partililer kadar bizler de şaşırdık.
Edindiğim bilgilere göre, bu duruma aslında DEVA İl teşkilatı da çok içerlemiş. Hatta sonrasında bir hafta kadar çalışmalarına dahi ara vermişler.
Ama sonradan yine kaldıkları yerden sahalara geri döndüler. Üstelik öncesinden daha hızlı ve aralıksız.
Ramazan boyunca sahur saatine kadar gerek ikramlarıyla gerek kahvehanelerde, sokakta halkın taleplerini raporlayarak soluksuz devam ettiler.
Seçime sayılı günler kala bu süreçte de, bazen millet ittifakının saha programlarına katılım sağlarken, bazen de kendi programları ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı, Ali Babacan’ı da Cumhurbaşkanı yardımcısı yapmak üzere oy istediklerini belirtiyorlar.
Ve bu anlamda İl Halkla İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Tayfun Öztürk’ün:
“Bu seçim partilerin, adayların bir seçimi olmaktan çok adeta bir referandum gibi ve bizler de bu bilinçle çalışıyoruz” sözleri de Millet ittifakının tam bir uyum yakaladıklarını ve iktidar ile muhalefet arasında bir seçim olarak gördüklerini ifade ediyor.
Yine İl Başkanı Serkan Özgöz’ün:
“Millet ittifakı, Sayın Genel Başkanlarımızdan başlayarak çok güzel bir birlik beraberlik oluşturduk” sözleri de, özellikle Millet ittifakının diğer bileşenlerinin benzer söylemleriyle düşünüldüğünde;
Dosta düşmana karşı hem birlikteliklerinin gücünü gösterirken, seçmenin de güven duyma da tereddüt etmemeleri gerektiği, mesajı verdikleri açık.
Peki bir kısım insanın Davutoğlu ve Babacan için geçmişte AK Parti kurucularından olmaları sebebiyle, tereddütleri olduğunu biliyoruz ve bunun zaman zaman karşılarına olumsuz eleştirilerle çıktığının da farkındayız.
Ve ilginçtir ki bu en çok iktidara yakın isimlerden oluyor.
Ne kadar da tuhaf değil mi!
Fakat konuştuğum partililer bu konuyu şöyle yorumluyor:
"Öncelikle vakti zamanında AK Parti liderinin Babacan’ı partimize gelmeye ikna etmek için kız ister gibi istemeye gittik’ sözlerini lütfen hatırlayın. Babacan’ın bakanlık döneminde dürüstçe yeri geldikçe eleştirilerini de hepimiz biliyoruz. En önemlisiyse birileri istediği için affını isteyerek çıkmak zorunda kalmadı. Kendisi kabullenmediği olumsuz durumlardan ötürü istifa ederek ayrıldı. Bunlar önemli ayrıntılar.”
Aslında her ne kadar her seferinde DEVA Partililer bu sorularla muhatap olmak ve kimi zaman bastırılmak zorunda kalsalar da;
Bana kalırsa, bunlara hiç gerek yok!
Çünkü şu an ki siyaset arenasına şöyle bir baktığımızda;
Kimler kimlerle...
Peki, başlığımıza dönersek;
Her şartta DEVA olur mu?
Onu da zaman gösterecek ve belki de Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi durumunda, halka sunacağı ekonomi politikalarında..
Yorumlar
Kalan Karakter: