Hürriyet köyünü sanırım artık bilmeyenimiz yoktur!
Hani 1951-1952 yılında Bulgaristan’dan gelip devletin verdiği yerlerden feragat eden, Karacabey’e bağlı Haydar çiftliğini yurt edinmek için Ziraat Bankası’na borçlanıp satın alan, soydaşlarımızın köyü.
Borçta borç ama!
Yıllarca yarı aç yarı tok kalmayı, ahırlarda yaşamayı, köylerde tüm gün ırgatlık yapmayı, hatta kimi zaman ölmeyi dahi göze aldıkları kadar büyük bir borç…
Yıllar sonra nihayet borç bittiğinde ise, evlerini yaparken “Anavatan bize kucak açtı! Yük olmayalım” deyip; okulunu, camisini, lojmanını yapan hatırşinas köylülerimiz…
Hatta “başka diyarlardan geldik, ortak meralarını kullanmamızı belki istemezler” deyip, binbir zahmetle aldıkları arazilerin yarısını mera-otlakıye olarak ayıran ayrıca naif köylülerimiz…
1978’de kadastro çalışmaları sırasında resmi prosedürlerle çok içli dışlı olmayan bu insanlarımız, bilmeden bir hata yapıyorlar. Oradaki görevli memurun önerisiyle mera-otlakıye ortak alanı köy tüzel kişiliğine kaydettiriyorlar. Üstelik az değil!
12 bin dönümlük arazinin yarısından çoğu…
Ne bilsinler ki, 2014 yılında çıkacak Büyükşehir yasasıyla tüm bu yerlerin Karacabey Belediyesine geçeceğini ve talandan mal kaçırır gibi hızlıca birilerine satılacağını!
…
Hürriyet köyü bu haberi bana ilettiğinde, ellerindeki belgeler ve kanıtları incelediğimden beri defalarca yazdım. Çünkü bu, kanıtlarıyla bir hak mücadelesiydi ve susulamazdı.
Onlarda susmadı!
Ulaşabildikleri her yere gittiler. Belgelerini sundular dönüşler beklediler. Ama kimse dönmedi…
Hatta sırf belki dönüş olur, yardımcı olur yetkililer diye, bana anlattıkları bazı bilgileri yayınlamadım. Çünkü amacım, okunsun diye haber yapmak değildi. Bu insanlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesiydi...
…
MİLLETVEKİLLERİ 'TOP SENDE' OYNUYOR!
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuşmayı ve sorunları anlatmayı başaran köylüler, aralarında geçen ilginç dialog sayesinde ulusal basın ve medyanın da ilgisini çekti.
Hele ki Erdoğan’ın Bursa milletvekillerine "Bu işi çözün" diye çıkışarak talimat verdiği görüntüler, günlerdir sosyal medyada yayınlanmakta…O sırada tüm bu yaşananlara tanıklık eden yakınlardaki bir isim;
“Cumhurbaşkanının çıkışmasından sonra Hakan Çavuşoğlu’nun gözlerinin dolduğuna birebir şahit oldum” dedi.
Ah be vekilim, size ulaşmıştı bu köylüler hatırlarsanız! Siz hiç oralı olmamıştınız.
Keşke umursasaydınız! Değer miydi bu gözyaşlarına!..
Ya Cumhurbaşkanının yanında topu Çavuşoğlu’na atıp, ”Hiç bir bilgim yoktu” diyen milletvekili Vildan Yılmaz’a ne demeli!
Hiç kusura bakmayın. Top sizde!
Hafızanızı siz de zorlayın Vildan hanım! Hani dernek başkanı zar zor size ulaşmıştı da, siz:
“Ben bölge vekiliyim. Orası benim bölgem değil!” demiştiniz ya!.. Sonra da zaten ulaşılamaz olmuştunuz. Daha 5-6 ay önce, Lütfen hatırlayın!
Atilla Ödünç, sizi unuttuk sanmayın! Size de ulaşmışlar ama siz yasanın doğru olduğunu söyleyip, kestirip atmıştınız.
Refik Özen, Emine Yavuz Gözgeç, siz de hiç öyle kenara çekilmeyin! Çünkü siz de bu çemberin içindesiniz…
Ayrıca AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’a da durum anlatıldığında;
“Biz İl Başkanıyız, Belediye Başkanına sözümüz geçmez! En fazla gelecek dönem başkan seçtirmeyiz” deyip, sonrasında o da ulaşılmaz listesine girmişti.
O hatırlar mı acaba?
Ya Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş hatırlar mı!
Hani telefonla “Ulaş”mak istemiş ama birileri “Ulaş”tırmıyordu da zor bela başarmışlardı!
Meseleyi anlatırken Aktaş “Hikayeniz ilginç ama ben bir şey yapamam. Karacabey’in sorumluluğunda orası. Bakın sizinle konuşurken 42 arama geldi” diyecek kadar önemsediği söyleniyor meseleyi maalesef…
Milletvekillerinden Ahmet Kılıç için köylüler: “Bizimle kibar konuştu. İyi biri olabilir ama o da sanki diğerlerinden etkilenmiş gibiydi. Maalesef ilgilenmedi” diyorlar.
Ama vekillerin içinde Müfit Aydın’ın hakkını yemeyelim!
Köylüler onunla birebir konuşma imkanı bulmuş. Hatta önemsemiş bu durumu ve onların yanında Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ı aramış, usulünce biraz fırçalamış da…Sonrasında Tarım İl Müdürünü de arayıp, “Bu köylü ne istiyorsa, yapın ilgilenin” demiş.
Ertesi gün Tarım İl Müdürü köylüyü arayarak “Üzerine şerh koyun” diyerek yardımcı olmaya da çalışmış.
Aynı gün Ali Özkan da aramış vekilin çıkışından sonra. Ama oldukça alaycı bir tonla:
“Sizin bir maruzatınız varmış” demiş.
Başkan Özkan ile telefonla görüşen Dernek Başkanı Bayram Efe:
“Evet. Kuzuflex’e satmayı düşündüğünüz arazinin ihalesini yapmayın lütfen!”...
Fakat Özkan yanıt vermek yerine “Ne iş yapıyorsun?” diye soruyor.
Bayram Efe, bu küçümseyen sözlere karşılık vermiyor ve yineliyor:
“Bu ihaleden lütfen vazgeçin!"
Bu kez Ali Özkan:
“Vazgeçmiyorum, ne olacak. Üstelik Hürriyet köyüyle mutluyuz” diyor.
Bu alaycı sözler karşısında Bayram bey:
“İyi o zaman yarın gelin köyümüze, güzel bir yemek yiyelim beraber. Hem dertleşelim, sorunlarımızı konuşalım” dediğinde, Özkan sinirleniyor:
“Köye gelmem için sana mı sorucam. Üstelik sen ne iş yapıyorsun” diye yineleyince Bayram bey yaptığı işi ve neler sattığını bastıra bastıra söyler.
Devamında da “Asıl siz ne iş yapıyorsunuz” diye Özkan’a yöneltir soruyu. Ali Özkan bu noktadan sonra, ”Neyse işim var! kapatmak zorundayım. Bir ara çay içmeye gelin” diyor.
Bu sert konuşma sonrasında Bayram Efe;
“Madem dinlemeyecektiniz niye aradınız o zaman. Üstelik ben zalimin, hak yiyenin çayını içmem” diyor ve sonrasında zaten Özkan bir daha aramıyor…
…
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerinin üzerinden bir hafta geçmesine ve milletvekillerine “Gereğini yapın” demesine rağmen mağdur köylüye bir geri dönüş oldu mu?
Dün aradığım Hürriyet köyü dernek başkanına bu soruyu yönelttiğimde, hala bir dönüş olmadığını, Belediye Başkanına ulaşamadıklarını ve kendisini o günden beri gören olmadığını belirtti. Fakat, Ankara’ya çağrıldığı yönünde duyumlar aldıklarını belirten Efe, “Biz hakkımız olanı geri almak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Umursanmadık, hor görüldük! Cumhurbaşkanımız olayı öğrendikten sonra tüm haberdar ettiğimiz, kapılarını defalarca çaldığımız yetkililer habersiz gibi davranıyor. Hepsi haberdardı ve hepsi aynı şekilde davrandı bize. O gün Cumhurbaşkanımız elimi tutup gözlerime bakarak beni can kulağıyla dinlediğinde çok duygulandım ve devletin şefkatini uzun zamandır ilk kez hissettim” dedi…
Ali Özkan Ankara’ya çağrılmışsa gerçekten, Hürriyet köylüler için aydınlık günler yakındır diye düşünülebilir…
İyi de hal böyleyken;
Şimdi top kimde acaba!
Yorumlar 38
Kalan Karakter: