Geçen hafta İYİ Parti Yıldırım İlçe Teşkilatı’nın delege seçimlerinde yaşananları yazmıştım. Şimdi de, 27 Kasım’da yapılacak kongrenin heyecanı had safhada.
Takip edenler bilir, kongrede yarışacak iki aday var.
Serkan Beklen ve Güven Turan…
İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun desteklediği ismin Serkan Beklen olduğunu da sanırım bilmeyen yoktur artık.
Aslında bu çok tuhaf bir durum sayılmaz da!
Çünkü her yönetici kendi ekibini kurmak ister. Hele ki bu siyaset gibi zorlu bir maratonsa, ayaklarının yere sağlam basması adına daha da önemlidir.
Yeter ki bu tür mücadeleler demokratik olsun, sınırlar görmezden gelinmesin!
İYİ Parti Yıldırım Delege Seçimleri de bu anlamda oldukça konuşuldu. Tabii bizzat bulunmadığım için sadece orada bulunan üyelerden aldığım bilgiler doğrultusunda yazabilmiştim. Yazıma binaen sonradan bana ulaşan bazı partililere göre ise delege seçimlerinin oldukça sakin geçtiği söylendi!
Yazımın başında da belirttiğim gibi şimdi kongreye doğru bir geri sayım süreci var.
Yıldırım ilçe kongresi öncesi, adaylardan Güven Turan gazetemizi ziyaret etti. Bu sayede kendisini biraz tanıma ve kongreyle ilgili konuşma fırsatımızda oldu.
Güven Bey 10 yıl kadar önce emekli olmuş bir Özel Harekat Polisiymiş. Yani uzun yıllar ülkenin genel güvenliğini tehdit eden stratejik görevlerde bulunmuş. Emekli olmadan önce uzun süre Yıldırım’da görevliymiş.
Söylediğine göre, Yıldırım’ın en ücra köşelerini dahi karış karış biliyor, insan profiline, yaşam tarzına da bu anlamda hakim olduğunu ifade ediyor. Emekli olduktan sonra atamayla MHP’de Yıldırım İlçe Başkan Yardımcısı olmuş. Sonraki dönem ise yine Yıldırım’da başkan vekilliği yapmış. 2017’de de İYİ Partinin kuruluşuyla beraber, Üst Kurul Delegesi olarak yoluna İYİ Parti'le devam etme kararı almış.
Gerçekleşen delege seçimleriyle ilgili düşüncelerini sorduğum Güven Turan:
“Maalesef partimize yakışmayan, birçok olumsuz olay yaşadık. Kaldı ki, Genel Başkanımız Meral Akşener partimiz için Cesurlar Hareketi demişti. O yüzden olmaması gereken durumları yaşamamız üzüntü vericiydi” dedi.
Güven Bey sohbetimiz sırasında ayrıca, kendisinin devlet memurluğundan emekli olduğu için bazılarının 'parasız' diyerek laf çıkardığını belirterek, Rakip aday Serkan Beklen'i destekleyen üyelerimiz, “Bir devlet memuru olarak paralı bir insan olmadığımı, bu yüzden başkanlığı yapamayacağımı söylüyorlar. Ben devletimin şerefli bir memuru olarak her zaman gurur duydum. Görevim gereği çok kez ölümden döndüm. Ama, parasız dedikleri bu mesleği yapmaktan hiç bir zaman pişmanlık duymadım” diye konuştu.
Güven Bey’le ilgili bu gibi söylemler gerçekten ilginç!
Tamam! Siyasette özellikle seçim zamanları paranın su gibi harcandığına tanık olunmakta.
Birçok siyasi partinin maddi sıkıntılar sebebiyle, pasifize duruma düştüklerini de biliyoruz.
Fakat, İYİ Parti’nin gitgide büyümesinden, büyüdükçe büyüklerin katılımı sebebiyle ekonomik sıkıntıları olduğunu da pek düşünmüyorum.
Bu anlamda keşke Güven Bey’e zengin olmadığından dem vuracaklarına, başka bir neden sunsalardı daha iyi olmaz mıydı?
Şunu belirtmek isterim ki, Güven Turan’ı yakından tanıyan isimler oldukça naif, sakin, sabırlı ve devlet terbiyesiyle yetişmiş biri olduğunu söylüyorlar.
Bizim kısa sohbetimizde hissettiğimiz de buydu. Ayrıca milliyetçi gelenekten gelmiş biri olmasına rağmen sohbet arasında söylediği:
“Ben Orduluyum. Bulunduğum çevrede devrimcilerin içinde yetişmiş bir ülkücüyüm. Ama, bu kişilerle dostluklarım hala devam ediyor” sözleri ,devlet aleyhine ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olmadığı müddetçe yüreğinin insan sevgisiyle dolu olduğu izlenimini ortaya koydu.
Ve,
“Kongrede sonuç ne olursa olsun, ben yine Selçuk başkanla kucaklaşır çalışmaya devam ederim” cümlesi de ötekileştirmeden uzak ve egosunu yenmiş biri olduğunu gösteriyordu.
Fakat, yaşadığımız siyasi atmosferde bu yeterli olur mu bilemiyorum.
Siyasetin bırakın farklı partilerle doğal rekabetini, kendi içlerinde yaşadıkları koltuk kapmaca, adam kayırmaca, ayak kaydırmaca ve paça sıyırmaca gibi doğallaşan, hatta ritüelleşen oyunlarını gördükçe, aranan niteliklerin kriterini de tahmin etmek artık kolay değil!
Tabii bir de kuzu iken sonrasında kurt siyasetçiye dönüşenler de yok değil!
Bu noktada şu soru geliyor aklıma!
Siyaset mi değiştiriyor insanoğlunu?
Yoksa değişmek için istekli olanlar mı girer siyasete?
Sanırım tek gerçek,
Siyasette değişmeyen sadece, vatandaşın sönmeyen umutları…
Yorumlar
Kalan Karakter: