Bursa’nın cennet köşelerinden bir yerdir Kirazlıyayla...
Yenişehir’e bağlı bu köye çok yolumuz düşmüştür doğa yürüyüşlerimizde.
Adıyla özdeş muhteşem kirazını yemek için bile bazen yolumuzu oraya çevirdiğimiz çok olmuştur.
Her ne kadar son yıllarda gitmeye yüreğimiz kaldırmasa da!
Çünkü 2014 yılından beri bölgede Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi kapsamında; Meyra Madencilik, önce kısmi sonra ise pandemi dönemini de fırsat görerek ağaç kesimini hızlandırmıştı.
Köylüler defalarca eylem ve basın açıklamaları yaparak faaliyetleri durdurmak için çabalamış, çok kez sert müdahalelerle de karşılaşmıştı.
Hukuki süreç yıllardır sürüp giderken;
İşin uzmanlarının:
“Doğaya ve insan sağlığına önümüzdeki süreçte ciddi etkileri olacak” sözlerine rağmen;
2021 yılında ÇED olumlu raporunun iptaline yönelik açılan davada mahkeme, bilirkişi heyetinin tesis hakkındaki olumsuz raporuna karşılık, şirket lehine karar verdi.
Halbuki mesele ciddi bir konuydu, zehirli kimyasalların Sarıyer Deresi üzerinden tüm ovaya yayılmasına sebep olacak tesisin yapımının durdurulmasını isteyen bölge halkı da çok haklıydı.
Ayrıca jeolojik olarak da oldukça riskli! Gemlik'ten gelen fay hattı Bilecik'e kadar uzanıyor.
Orada olacak herhangi bir kırılmanın öncelikle barajı etkileyeceği muhtemel!
Bu bağlamda Yenişehir ovasına atıkların yayılması da oldukça olası ve tehlikeli bir durum.
Ah hele o güzelim kiraz bahçelerinin zehre dönüşmesini düşünmek...
Yazık, çok yazık!
...
Aralık ayında nihayet Danıştay;
“ÇED raporunun yeterli şekilde değerlendirilmediği, bu doğrultuda verilen taahhütlerin ve alınan önlemlerin teknik ve bilimsel açıdan yeterli olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla, biri çevre mühendisi olmak üzere, üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. dedi.
Bu umut verici bir gelişmeydi. Köylüler bu doğa yağmacılarının nihayet tası tarağı toplayıp gideceklerini düşünerek sevindiler.
Ama maalesef Maden firması hala çalışıyor. Çünkü her ne kadar ÇED olumlu raporuna itiraz Danıştay'dan dönmüş ve yeniden mahkemesi görülecek olsa da, yürütmeyi durdurma kararı verilmediği için firma faaliyetlerine devam ediyor.
Bu durumda atık baraj inşaatı da tamamlanmadığına göre, çıkan tehlikeli kimyasal atıklar nereye atılıyor olabilir?
Köylüler flotasyon tesisinden çıkan atıkların kamyonlarla maden ocağı bölgesine kontrolsüzce taşındığını ve hiçbir önlem alınmadan halka ve tarıma açık alanlara boşaltıldığını ifade ediyor.
Kirazlıyayla'da yaşayan insanlar maden firması tarafindan işlenen cevherden geriye kalan, kimyasal madde içerikli pasaların tarım alanlarının yanı başına kontrolsuz şekilde dökülmesinden, pasalardan sızan sulardan ve içeriği bilinmeyen ağır kokuya artık dayanamaz hale gelmiş durumdalar.
Atık barajında toplanması gereken zehirli atıklar yağışlarla birlikte çevreyi, toprağı ve yeraltı suyunu geri dönülemez bir biçimde kirleteceği de ortada!
Köylüler, ”ÇED başvurusundaki taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesini istiyoruz” diyorlar ve ekliyorlar:
“İznik Gölü'nden su alamayan bu firma şebeke suyu kullanıyor. Köyde tüm bunların üstüne su sıkıntısı yaşanıyor artık!” diyorlar.
...
Dünyada gerek iklim krizi, gerek konum itibariyle, birçok ülke bir parça ot yeşertmek uğruna devletin tüm kaynaklarını seferber ederken, bizim en büyük şansımız olan doğal bitki örtümüzü, suyumuzu, havamızı kendi elimizle geleceği düşünmeden heba etmemiz ne kadar acı!
Ve neden hiç ders almıyoruz?
Ve ne çok tüketiyoruz tüm güzellikleri...
Yorumlar 1
Kalan Karakter: