Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlı Altıparmak semtinde tarihi 1300’lere dayanan bir Yahudi mahallesidir Kuruçeşme... Bakmayın, şimdiki bakımsız harabe haline! Bir zamanlar hisarın sırtında cumbalı evleriyle, yıllardır Arap Şükrü diye bilinen ama aslında kurtuluş savaşında güneşten yanan kavruk teni sebebinden lakabı olan bir savaş gazisinin adıyla anılan Meyhaneler Sokağı ise; Çoğunluğu Yahudi olan mahalle sakinlerinin ticaret merkezi olarak yüzyıllarca şehrin en merkezi gözde yerlerindenmiş. Yahudiler 1950’lerden itibaren göçle yavaş yavaş ayrılınca, kalanlar Bursa’nın farklı noktalarına dağılır zamanla... Gidenler, giderken taşınmazlarını ya kendileri satmayı tercih eder ya da Türk Musevi Vakfı’na devreder. Sattıkları taşınmazların yerlerine ise gecekondudan hallice yapıları Hisar’ın yamaçlarına döşer yeni sahipleri... Aslında içindeki Sinagoglar, hamam, dergah ve hala düşe kalka barındırdığı tarihi dokuyla, Ve yine bulunduğu merkezi konum nedeniyle, değeri biçilmez bir yer olması gerekirken şu anki hali ise içler acısı maalesef... ... İki gün önce milletvekili Orhan Sarıbal’ın tarım ve hayvancılıkta yaşadığımız sorunlarla ilgili yaptığı basın toplantısındaki izlenimlerimi köşe yazıma taşımıştım. İşte tam da o gün Kuruçeşme mahalle sakinlerinden biri, Sarıbal’a yaşadıkları ciddi sorunlardan bahsetmek için toplantıya gelmişti. Toplantı sonrası Sarıbal’a mahalledeki asayiş sorununun baş edilemez hale geldiğini, iki gün önce yine bir evin yakıldığını ve bölgeye gelip birebir incelemesi için ricada bulundu. Ve yine söylediğine göre, çalmadık kapı bırakmadıkları halde defalarca yaptıkları yardım talepleri yanıt bulmamıştı. Sonuçta Karacabey’de bir programa katılacak olan milletvekili Orhan Sarıbal, yönünü Kuruçeşme’ye doğru çevirdi. Durumun bildiğimizin ötesinde öneme sahip olduğu belliydi. Böylelikle ben de inceleme heyetine katıldım. Öncelikle muhtarlığa giderek muhtar Ali Polat’la görüşen ve onun da şikayetlerini dinleyen Sarıbal sonra mahalleyi incelemek üzere muhtar ve birkaç muhabir arkadaşımızla beraber mahalleyi incelemeye başladı. ... Açıkça söylemek gerekirse; şikayetlerini anlatan vatandaşın ne kadar azını anlattığını mahalleye girdiğimde anladım. Hele ki hisara doğru yokuş üzerinde bulunan Akça sokakta, Bursa ve orada yaşayanlar adına tam bir dram yaşanıyordu. Öğlen saatleri olmasına rağmen dışarıda 4-5 numara büyük yırtık terlikleri, saçları karışık, cılız ve bakımsız ama her şeye rağmen gülümseyen birkaç çocuktan başka kimseler yoktu. Tozlu topraklı yolların içinde kalmış çocuklar gibi bakımsız o evlerin kapıları ise sıkı sıkıya kapalı ve hiçbir hayat belirtisi yoktu. Önlerinden geçtikçe muhtar kapıyı çalıyor ve onlar sesinden emin olunca kapılarını açıyorlardı. O arada milletvekilini görünce bir anda etrafını sardılar. Ama muhabirlere; “Sakın fotoğrafımızı çekmeyin bizi öldürürler” diyen de çoktu. Kuruçeşme’nin yerlilerinden 70 yaşlarındaki güngörmüş olduğu halinden belli olan teyze: “Bir zamanlar kapı önlerimizde oturur, çay içer, komşularla sohbet ederdik. Ama son yıllarda ve özellikle son 1 yıl içinde evimizin içinde bile yaşamaktan korkar olduk” diyordu. Yanan eve gelince; daha geçen yıla kadar yaşlı bir çift yaşıyormuş. Köylerine 2 aylığına gittiklerinde, boş olduklarını gören birileri kapıyı kırıp içeri girmişler. Mahalleli evin sahiplerini arayıp haber verse de, geldiklerinde öyle büyük tehditler almışlar ki, evlerini eşyalarıyla apar topar bırakıp kaçmışlar. Ve anlattıklarına göre boş olarak görünen birçok ev de o şekilde tehditle boşaltılmış. Uyuşturucu ve yasadışı işlerin yürütüldüğü iddia edilen bu evleri çıkmadan önce de genellikle yangın çıkarıp terkediyorlarmış. Yine anlattıklarına göre karanlık çöker çökmez sokakları bu insanlar sarıyor, her türlü kirli pazarlıklarını aleni şekilde yapıyorlar, Hatta silahlı çatışmalar, yaralama ve cinayetler bile sık sık yaşanır olmuş, özellikle son 1 yıl içinde... Defalarca şikayet etmişler. Polisler gelmiş ama sonuç alınamamış. İhbar ettiğinden şüphelendikleri kişileri ise; tehdit ediyor, geceleri camlarını taşlıyor ve kapılarını kırmaya çalışıyorlarmış. Ve işin ilginç tarafı; bu olayları çıkaran insanların mahallede oturmaması,kimsenin tanımaması, sadece hava karardıktan sonra topluca bu sokakta koğuşlanmaları... Ama mahalleye öylesine bir korku salmışlar ki gündüz bile mahalleli korku içinde, bir yerlerden çıkarlarsa diye... Hal böyle olunca satışa çıkarıp kurtulayım diyenler, ne evlerini satabiliyor ne kimse kiralıyor. Ve zaten maddi olarak yoksul olan bu insanların büyük çoğunluğu, bu korkuları yaşayarak, hayatlarına devam etmek zorunda kalıyorlar. ... Şunu ifade etmek isterim; Bursa’da girilmesi zor denilen birçok mahalleye gitmişimdir. Ama samimiyetle söylüyorum; heyetle ve gündüz saatlerinde gittiğim halde her adımında bu kadar ürperdiğim başka bir sokak olmamıştı diyebilirim. Ve anlatılanları dinlerken Orhan Sarıbal, yanındakiler ve genç muhabir arkadaşlarımızın da gözlerinden benim kadar etkilendikleri belliydi... Yanan evlerden birini incelerken, yanmış eşyaların altından çocuklarını ne kadar sevdiğini özlediğini anlatan annenin mektubunu bulan Sarıbal’ın ise mektubu okurken gözlerinin yaşardığı ve sadece“çok yazık, burada bir zamanlar sevgi dolu bir hayat varmış” dediğini duyabiliyordum. Evet, Bursa’nın göbeğinde tarih dolu bu mahalleyi kimler ne amaçla istila etmişti? Nasıl göz göre göre evler gasp ediliyor, boşaltılıyor, yakılıp yıkılıyor, farklı amaçlarla sözde işyerleri açılıyor ve insanlar dışarı çıkmaktan nasıl böyle korkar hale gelebiliyordu! Üstelik ilçe kaymakamlığına, emniyet müdürlüğüne bu kadar yakın bir yerde nasıl cesaret edebiliyorlardı... Ve şimdilerde; umutla yeni atanan ve bu konulara hassas olduğu bilinen Bursa Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu’na ve yardım çığlıklarını duyacak, duyuracak bir ele bağlamışlardı tüm umutlarını... |
Kuruçeşme mahallesini kimler gasbetti!
Yayınlanma :
27.09.2023 22:00
Güncelleme
: 27.09.2023 23:29
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: