Milletvekilliği aday adaylık başvuruları devam ederken;
Siyasi partilerin bazılarında hareketlilik de hız kesmeden sürüyor.
Ama öyle böyle değil!
Biri gitmeden bini geliyor.
Kimisi aday olacağının garantisiyle, usulen başvurusunu yaparken;
Kimi ya tutarsa, kimi arafta, kimi sosyallik olsun, kimi sosyal medyada görünsün, kimi yüzüme aşina olunsun, kimi ise ince hem de çok ince hesaplar peşinde. Ve tabii ki vatansever adaylar da yok değil!
Bu yoğunluğun her partide olmadığı malum!
Ama o partiler de zaten asırlardır maalesef yok!
Aslında siyasette çarkların işleyişi, genelde tesadüflere bağlı değildir.
Ve bazen zaman aşındırır o çarkın dişlerini;
İşte o vakit kendiliğinden bir dönüşüm olmaya başlar.
Yakın siyasi tarihimizde, bunun belki de en güzel örneklerden biri ANAP dönemidir.
Bir anda herkes ANAP’lı olmuş o dönem sanki…
Sağ cenahın neredeyse hepsine hitap ederek, merkez sağı temsil görevini almış.
Seçim zamanları insanların aday olmak için yarıştığı bir döneme şahit olurken insanlar,
Diğer taraftan partililere tüm kapılar ardına kadar açık…
Yeri geldi namaz niyaz, yeri geldiğinde papatya, börtü böcek!
İşini bilen memurlar,
Orta direkli damlar ve zamlar…
Kim derdi ki; bir zaman gelecek ve mazide kalacak!
…
Şimdilerde yine bir seçim sürecindeyiz hep beraber.
Ve haliyle yine aday adayı başvuruları ve Türkiye yine bir değişimin eşiğinde gibi…
Değişim fikrine sebep ise; birçok faktör olmakla beraber, özellikle son birkaç yılda yaşanan ekonomik kaosla beraber vatandaşın yaşadığı maddi zorluklar, orta direğin kayboluşu, bu kez direksiz damlar, yine zamlar ve haliyle yine yeni arayışlar…
Ve bir nevi arz talep dengesi olarak düşünürsek; vatandaşın bu arayışına karşı öncelikle yeni siyasi partiler oluşurken, sonrasında ise ittifaklar düşünülmeye ve hayata geçmeye başladı.
Bu arada durum iktidar için de farklı sayılmaz!
Artık ittifakı genişletmek gerek diyerek; görüşmeler, paslaşmalarla Cumhur ittifakı da kimi zaman risk alma pahasına aslında ciddi değişimler geçirmekte…
Ve yukarıda bahsettiğimiz ANAP örneğinden yola çıkarsak ve AK Parti’nin ANAP’tan daha fazla iktidarda kalmasını da göze alırsak çok büyük bir düşüş olduğunu söylemek tabii ki abartı olabilir.
Ayrıca güçlü bir lidere sahip olduğu da inkar edilemez.
Ama önceki yıllara göre kıyaslarsak; gerek anketler, gerek seçmenin Millet ittifakında bulunan partilere yönelişine baktığımızda, haliyle tahminlerde bulunmak da zor değil!
Önceki aday adaylığı sürecinde tıklım tıklım olan AK Partide durumun pek de iç açıcı olmadığı ortada. Hatta kulis bilgilerine göre;
AK Parti’ye eskisi kadar aday adayı başvurusu olmadığı, eski hareketlilik gözlemlenmediği ve o yüzden mevcut milletvekillerine aday adayı olmaları için talimat verildiği bile söyleniyor.
Tabii şunu yine belirtmek isterim; büyük bir düşüş belki olmayabilir ama eskisi gibi olmadığı da artık görünür bir gerçek.
Tıpkı Millet ittifakında özellikle CHP ve İYİ Parti'de insanların aday adayı olmak için neredeyse uzun kuyruklara girdiğinin, açıkça görüldüğü gibi.
Her ne kadar yarın daha net bilgilere ulaşacak olsak da;
Bugün itibariyle aday adaylık başvurularında Bursa özeline baktığımızda; CHP’de 100’e yakın ve 150’yi geçeceği, İYİ Parti’de 100’ü bayağı geçtiği 200’ü bulacağı belirtilirken;
AK Parti’de de 200 civarında başvuru olduğu, parti yetkililerince verilen bilgilerden.
Evet bu verilere baktığımızda AK Parti’nin aday adayı başvurularında, millet ittifakının iki güçlü ayağıyla başa baş gittiği görülüyor Bursa'da.
Bu oldukça doğal. Fakat başarı değil!
20 yıl iktidar olmayı başarmış bir parti. Amma velakin geçmiş yıllarla kıyasladığımızda riskli bir yerde oldukları muhakkak.
Tabii ki bu noktada muhalefetin rehavete kapılacağı bir durumun olmadığını da bilmeleri gerekir.
Kaldı ki bir çoğumuzun gördüğü gerçekleri iktidarın da görmezden geldiğini düşünemeyiz;
Ve A’dan Z’ye kadar plan ve stratejilerinin olmadığını da…
Yorumlar
Kalan Karakter: