Perşembe günü Birleşik Kamu-İş’e bağlı Büro Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası’nın (BÜRO-İş) SGK İl Müdürlüğü önünde eylemi vardı.
Eylem her ne kadar SGK çalışanları tarafından gerçekleşse de, Birleşik Kamu-İş olarak birçok farklı kurumdan 150 bine yakın üyeyle KESK’ i geçerek üçüncü sendika haline geldiklerini de ifade ediyorlar.
Bildiğimiz üzere SGK en yoğun kurumlardan. Çünkü halkın neredeyse tamamının işinin düştüğü bir kurum.
Hele ki bu aralar emeklilik, EYT mevzularının gündeme gelmesiyle bin kişiyi aşkın vatandaşımıza hizmet veriyorlarmış.
Çalışanların derdi aslında hizmet verdikleri kişi sayısıyla değil!
Personel yetersizliği ve emeklerinin karşılığını alamamaları.
İkramiye, ek ödeme, fazla mesai, performans ücretleri gibi birçok ödemenin 666 sayılı KHK ile ortadan kaldırılmasıyla, bu ekonomik koşullarda geçinmelerinin iyice imkansız bir hal alması…
Hatta hakları olan bu ödemeleri, yandaş ve yancı sendikaların yetkili olduğu süreçte, ellerinden alındığını da belirtiyorlar. Sendika yöneticileri konu hakkında:
“Yancı ve yandaş sendikaların pasifliği yüzünden neredeyse ücretlerimiz açlık sınırına yakın, asgari ücret düzeyine inecek bir seyir izlemektedir” diyorlar.
Basın açıklaması öncesi konuştuğum sendika başkan yardımcısı Alper Şen’in söylediği bazı sözler de oldukça ilginçti. Şen:
“Yükselme için yazılı ve mülakatlar yapılıyor. Yazılı sınavı geçseniz bile bir şekilde mülakatlarda eleniyoruz. Çünkü anladığımız kadarıyla yandaş sendikalardan listeler gidiyor. Bu sendikalar, öncelikle yıllardır hak kayıplarımıza sebep olan Memur-Sen ve Kamu-Sen! Sendikalar arasındaki bu ayrım oldukça rahatsız edici. Ayrıca önemli olan yetkili sendika olmak değil, etkili sendika olabilmektir!” dedi.
Konuşmamız esnasında mülakatlarla ilgili yakın zamanda yaşadıkları olayı anlatırken açıkçası duyduklarıma inanamadım.
Şöyle ki, Çanakkale şube başkanları gelir dairesinde hizmetli kadrosunda çalışıyormuş. Açılan uzmanlık sınavına giriyor ve 88 puan alıyor. Bu kişinin Tuncelili olduğunu ve mülakata girdiğinde şu sorular sorulduğunu anlatıyor:
1.Kooperatifçiliği anlat 2.Maçoğlu hakkında ne düşünüyorsun? 3. Eşiniz milli eğitimde müdür yardımcısı, siz hizmetisiniz. Bu ailede sorun yaratmıyor mu?
Sonuç: Mülakatta sorulan alan dahilinde (!) bu çok önemli uzmanlık sorularına verdiği yanıtlar tatmin edici bulunmadığından, yazılıdan 88 puan almasına rağmen elendiğini ifade ediyor.
Gerçekten böyle sorular nasıl sorulabilirdi?
Kişilerin emeği ve hakkı bu şekilde heba edilebilir miydi?
Üstelik söylenenlere bakılırsa, buna sebep olanlar da “emekçinin hakkını savunuyoruz” diyen diğer bazı sendikalar…
…
BÜRO-İş sendikasının taleplerinden bazıları;
10-11 bin lira olan maaşlarının yoksulluk sınırı olan 25 bin liraya çıkarılması,
3600 ek göstergenin kurum çalışanlarına da verilmesi,
Personel sayısının arttırılması ve 666 sayılı KHK ile ellerinden alınan ikramiyenin yeniden verilmesi…
Talepler ulaşılmaz veya haksız talepler olmadığı gibi hepsi emeklerinin karşılığı olan haklı istekler…
Kabul görür mü görmez mi bilemiyoruz. Fakat onlar bu mücadelelerinden vaz geçmeyeceklerini, yakın bir zamanda büyük bir katılımla Ankara’ya gitmeyi de düşündüklerini dile getirdiler.
…
Bir zamanlar devlet kapısı denildiğinde akan sular dururken, bu yerlerson zamanlarda eylemlerin, kuyrukların, şikayetlerin kapısı gibi oldu…
İnsanların özel sektöre göre daha güvenli gördüğü, işe girmek için çırpındığı, kimi zaman bu uğurda hakkı hukuku boş verip veballerle döşediği bu kurumlar nasıl bu hale geldi!
Sanki yanıtı içinde gibi, değil mi ama!
Bu durum da çözümde ortada;
BÜRO-İŞ çalışanlarımızın söylediği gibi hak hukuk ve liyakat…
…
HÜRRİYET KÖYÜ HARAMZADELERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR!
Karacabey'in Hürriyet köyü sakinleri yıllardır hak mücadelelerine devam ederken, yardım çığlıklarına hala bir yanıt alamıyorlar.
Hikayelerini defalarca duyurmaya çalıştık. Dönüşler oldu. Siyasiler ilgilendiler ama maalesef sonuç aynı. Yani değişen hiçbir şey yok!
Yıllardır borcunu ödeyip aldıkları, dedelerinin yadigarı toprakların 2014 yılında çıkarılan Büyükşehir yasasıyla birlikte ellerinden kayıp gitmesini izliyorlar.
En son taş ocaklarının bulunduğu arazilerinin de büyük bir şirkete satışı gerçekleştikten sonra iyiden iyiye umutlarını kaybetmeye başladılar. Çünkü ihaleye çıkarılan bu arazinin içinde bulunan taş ocağıyla ilgili bir açıklama olmadığını ve şu an ticari olarak kullanıldığını belirtiyorlar.
Kaldı ki yıllarca bu taş ocağını kendileri çalıştırmış, gerek köyün ihtiyaçları gerek kendileri için bir gelir kapısı halindeymiş.
Ve gazetemizi arayarak üzüntülerini dile getiren Hürriyet köyü dernek başkanı Bayram Efe şöyle diyor:
“Türkiye’de duymayan kalmadı. Hala kulağını tıkayanlara bir kez daha soruyoruz;
Helalleşecek misiniz?
Yoksa siyasi kazançlarınızı bu haramzade takımlarıyla mı büyüteceksiniz!
Yorumlar 9
Kalan Karakter: