Günlerdir süren bütçe görüşmeleri TBMM’de devam ederken, tartışmasız kavgasız bir gün geçmiyor.
Hatta hastanede biten kavgalara bile şahit olduk bu süreçte.
En büyük kavgalar ise pek tabii altılı masa ve AK Parti arasında yaşanıyor. Vatandaşın sesi olmaya çalışan muhalefet karşısında iktidar genelde savunmada ve kısa ataklarla gidiyor. Bazen ise olaylar tamamen kişisel suçlamalar, ithamlarla devam ediyor, ki bunlar da vatandaşın merakla izlediği mevzular…
Sahi mevzu neydi?
Bütçe mi? Yok artık!
Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu muhalefet’in önceliği durumunda. Fotoğraflar, suçlamalar yağmur gibi yağıyor meclisin içinde…
Ama hakkını yemeyelim! Bakan Soylu’nun tek başına tüm muhalefete cevap yetiştirme azmi de takdiri hak ediyor. Ama, “Hepiniz Amerikan çocuklarısınız” sözü, tüm söylediklerinin önüne geçti.
Nasıl yani deyip şaşıranlar çok oldu. Meclis çatısı altında muhalefet milletvekillerine bu şekilde atıfta bulunması, ötekileştirme olarak görüldü.
Bütçe görüşmelerinde konuşacak bir şey yokmuş gibi hangi ara buraya gelindi sayın bakan değil mi ama!
…
Çocuk demişken, son günlerde hepimizi derinden üzen, konuşurken bile içimizi daraltan 6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismara uğramasıyla ilgili iktidar kanadından hala ciddi bir açıklama yapılmaması ise çok ilginç olarak yorumlanmakta…
Vakti zamanında yine buna benzer bir konu hakkında bir bakanın “Bir kereden bir şey olmaz” sözü geldi aklıma, belki de bir çoğumuzun aklına…
Halbuki bazı şeyler bir kereydi, ölüm gibi.
Birçok büyük suçun sebebi ise ilkinde ki sessizlik, görmemezlik değil miydi…
…
Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve milletvekilleri “6 yaşındaki çocuğun istismarıyla ilgili Adalet Bakanlığı’nın işlem yapmadığı” gerekçesiyle protesto yürüyüşü yaptı. Kılıçdaroğlu:
“Aile Bakanı 2 yıldır bu meseleyi biliyoruz diyor.2 yıldır ne yaptınız? Sistematik bir tecavüz var ve sesiniz çıkmıyor. Bereket versin ki bu ülkede gazeteciler var. Onların sayesinde duyduk.”
Kılıçdaroğlu’nun bu protestosu çok mühimdi.
Çünkü daha ne kadar çocuk bu karanlığın içinde veya içine atılmak istenmekte bilinmiyor.
Bu kişilerin hem laik düzene başkaldırışları hem toplum ahlakını, vicdanı hiçe saymaları ve tüm bu iğrençliği inanç terazisinde aynı kefeye koymalarının önüne geçilmeli.
Bu yüzdende bu meselenin gerektiği kadar ciddiye alınması, deşifre edilmesi ve susulmaması, hukuken emsal kararlar alınması için çok çok önemli.
…
Bu arada konuyla alakalı isim Aile Bakanı Derya Yanık bir hukukçu. Öğrencilik yıllarında Darülaceze, Kadın ve Demokrasi Derneği gibi birçok dernekte yönetici olarak görev almış. Ayrıca insan hakları, aile hukuku, çocuk ve kadın hakları alanlarında gönüllü çalışmalar yapmış ve eğitimler bile vermiş.
Bu yönüyle baktığımızda aslında bu bakanlık için biçilmiş kaftan denilebilir. İyi de bakan olduktan sonra neden bu özelliklerini bir türlü gösteremedi veya yeterince göremedik. Üstelik bu yüzden devamlı eleştiri aldığı halde!
Halbuki tüm bu çalışmalarını genele uygulaması adına harika bir mevkii, değil mi ama…
…
Yukarıda belirttiğim üzere çocukların istismarı çok mühim bir konu. Çünkü onları korumak, başta devlet yetkilileri olmak üzere hepimizin görevi.
6 yaşından itibaren yıllarca cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddete uğradığını öğrendiğimiz bu vaka aslında son yıllarda sıkça duyduğumuz bu olayların bardağı taşırtan son damlası gibiydi.
Kaldı ki dini bu suçlara kılıf ederek yapılması da olayın vicdansızlık ve ahlaksızlık boyutunun geldiği noktayı gözler önüne serdi bir kez daha…
Konuyla ilgili Memleket Partisi de tüm illerde pazartesi saat 11:00’da eş zamanlı basın açıklaması yaptı.
Memleket Partisi Bursa İl Başkanı Mesut Şahin konuşmasında, cemaat ve tarikatlarda yaşanan birçok çocuk istismarına değinirken, bu olaylara iktidarın müdahale etmemesine ve altılı masanın da cılız bir sesle tepki göstermesini eleştirdi.
Mesut Şahin: “AK Parti bu ülkeye en büyük kötülüğü yargının ayarı ile oynayarak yapmıştır. Adalet terazisinin ayarını bozduğunuz zaman bugün insanlığı dehşete düşüren bu skandalları maalesef daha çok duyacağız” dedi.
Bu durumda cemaatler ve tarikatlarla ilgili bir önlem veya denetleme yapılmalı mıdır diye sorduğum soruyu ise şöyle yanıtladı:
“ Memleket Partisi olarak, iktidara geldiğimizde cemaat ve tarikat örgütlenmelerini değil kapatmak, dozerlerle yıkacağız.”
Evet muhalefet partileri çocuk tacizlerine karşı birlik mesajları ve tepkilere hız verirken, gözler hükümet kanadından gelecek vicdanları rahatlatacak sözlerde…
Yorumlar 1
Kalan Karakter: