Siyasi partilerin kongrelerini takip etmeyi hep sevmişimdir.
Bayraklar, marşlar, şarkılar, umutlu bakışlar bayram yerini hatırlatır hep...
Günlerce kazanmak için çalışıp çabalayan adaylar ve ekiplerinin heyecanı ise kongre günlerinde artık tepe noktadadır.
Ve işte o zaman en doğal tepkilerini ve özlerini görürsünüz insanların.
Eh tabi istisnalar da vardır. Yani o stresli günde bile stratejik davranabilenler!
Ama onlar bile tavırlarını kontrol altına almayı başarsalar da vücut dilleri, mimikleri,
Ve kan basınçlarına hükmedemediklerinden; kırmızı, sarı ve beyaz rengin belki 10 tonunu yüzlerinde görürsünüz.
Kaldı ki oldukça da doğal bir durum.
Okurlarım bilir. Mevcut siyasi partilerin neredeyse hepsini takip eder, izlenimlerimi en doğru şekilde yansıtmaya çalışırım.
Ama haliyle bazen gündem gereği, bazen parti içi seçim süreçlerinden ötürü daha fazla takibe aldıklarım da olur.
Bu nedenle seçim öncesi İYİ Parti’yi çok kez yazdığım gibi kongre süreçleri nedeniyle bu aralar Bursa CHP ilçe örgütlerini de sıkça takip ettim ve sizlere de aktarmaya çalıştım.
Özellikle Bursa’nın İl yönetimi anlamında, kaderini etkileyecek Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini...
Ve bu ilçeler böylesi stratejik öneme sahip olunca, kongre süreçleri de bu doğrultuda daha stresli geçti.
...
Osmangazi’nin 4 adayla gireceği kongrede 1-2 gün kala 2 adayın,
Veya 3 adayla girecek olan Yıldırım’ın yine birkaç gün önce 1 adayın yarıştan çekilmesi;
Her ne sebeple olursa olsun bazı adayların fedakarlığı olarak görülmeli...
Evet, belki şanslarını fazla görmediklerinden çekilmelerinin daha mantıklı olduğunu düşünmüş olabilirler.
Ama işte bu noktada farklı bir açıdan da bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Burada her ne kadar il başkanının desteklediği veya desteklemediği adaylar da olsa bu feraseti göstermek, kişisel hırslarından çok, partilerinin iyiliğini düşündüklerinin de göstergesi.
Özellikle kongrelerde 3-5 oyun bile önemi düşünüldüğünde oyları bölmek istememeleri ve net bir sonuç çıkmasını destekleme amacı güdüldüğünün de ispatı gibi...
Yine kaybeden adaylara baktığımızda; Mevcut siyasilere göre oldukça genç olmasına rağmen donanımı ve partide bulunduğu hizmet yılları düşünüldüğünde epey tecrübeli ve siyasette yolunun açık olduğu belli olan Baran Güneş;
Osmangazi ilçe başkanlığını kazanmış olsaydı gayet güzel aldığı görevin hakkını vermeye çalışacağına inandığım bir isimdi ve kendisinin bu konuda epey iddialı olduğu belliydi.
Osmangazi kongresinde, her ne kadar sonrasında adaylar ve kongreyle ilgili olmadığı söylenen bazı olumsuz olaylar yaşansa da, Güneş ve Çelikten’in duyarlı ve tutarlı tavırları,
Güneş’in çok az oy farkıyla başkanlığı kaybetmesine karşın oldukça olgun davranması, güler yüzünü ihmal etmemesi, tebrik etmesi,
Ve yine kazanan Cengiz Çelikten’in de aynı olgunlukla karşılık vermesi ve bir zafer gibi göstermeyip demokrasinin gereği bilinciyle sonlandırmaları oldukça güzel ve önemliydi...
...
Yıldırım kongresine gelirsek;
Kongre öncesi kürsü konuşmalarında, adaylar değil ama konuk konuşmacılardan bazı isimler eteklerinde ne kadar taş varsa hedeflerine fırlattılar diyebilirim.
Fakat yine burada da adaylara baktığımızda, rakiplerini kırıp dökmek yerine,
Yıldırım’ın eksiklerini ve seçilmeleri halinde planlarını anlattılar.
Kaldı ki; Beyaz listeyle ilgili son anda yaşanan sorunda da sükunetle düzeltilmeye çalışılması, mavi listeyi destekleyenlerin olayı provake etmekten uzak tavırları,
Dahası kazanan isim belli olduktan sonra da yine bir zafer kutlaması gibi davranmamaları için ha bire gençlerin uyarılması ve ortak zafer gibi kutlanması,
İlhami Gün ve kaybeden Süleyman Ayyılmaz’ın günlerdir süren kıran kırana rekabet görüntülerine rağmen, kongrenin ardından aralarındaki sıcak diyalog da siyasette bir değişimin olması yönünde umut vericiydi...
Diğer taraftan Nilüfer ilçe kongresini birebir takip edemesem de, aldığım duyumlar;
Çok az oy farkıyla başkanlığı kaybeden Fırat Yılmaz ve kazanan Özgür Şahin’in de benzer görüntüleriyle, kongrenin tamamlandığını öğrendik.
Ve bu sebeple aslında ilçelerde kaybeden olmamıştı.
Hatta genel merkezde yaşanan onca kaosa rağmen ilçelerin çok daha demokratik davranmaları belki genel merkeze de örnek olmalıydı.
...
Peki il kongresinde de bu şekilde demokrasi, hoşgörü veya fedakarlık olur mu acaba?
Bildiğimiz üzere Nihat Yeşiltaş İl Başkanlığı için adaylığını açıkladı. Mevcut İl Başkanı Turgut Özkan’ın da aday olacağı kuvvetle muhtemel.
Yine eski il başkanlarından Gürhan Akdoğan’ın da adaylık açıklamasını bugün yarın yapabileceği söyleniyor ve Şükrü Er de dünkü ayak üstü sohbetimde aday olacağını net şekilde ifade etti.
Yani hali hazırda görünen, 4 adaylık bir il kongresi olacağı yönünde...
Olması da oldukça doğal ve demokrasinin gereği!
Ama bir taraftan da değişim ile ilgili aynı fikirleri paylaşan 3 aday varken,
Ve tabi ki o güne kadar aralarından ters köşe yapan çıkmazsa,
Acaba ilçelerdeki gibi birkaç gün kala adaylıktan çekilip, fedakarlık etmeyi düşünen adaylar olur mu?
Veya bu 3 adayın bir masaya oturup başkanlık hayallerinden feragat edip tek aday da birleşip kongreye 2 adayla girme ihtimali olabilir mi?
Ve değişimi illerde başlatmanın önemi için tek yürek olurlar mı?
Yorumlar
Kalan Karakter: