Dün OSB’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ve 4’üncüsü yapılacak olan “Otomotiv Buluşmaları, Türkiye Buluşmaları” lansmanı için düzenlenen basın toplantısındaydık.
Açılış konuşmasına OSB Başkanı Hüseyin Durmaz, Bursa’daki bir tekstil fabrikasında çıkan büyük yangın için geçmiş olsun dilekleriyle başladı.
Bu arada şunu söylemek isterim, Bursa ve çevre illerden gelen 300 yangın söndürme aracı ve bin kişinin müdahalesine rağmen olayın üzerinden 20 saat geçmesine karşın petrokimya içerikli ürünler sebebiyle fabrika hala içten içe yanmaya devam ediyor. Yangının çıkış sebebi henüz net olarak bilinmemekle beraber şaibeler öne sürülse de, asıl nedenin uzman raporundan sonra gün yüzüne çıkacağını düşünüyorum.
Otomotiv sanayisinin ülke genelinde 3/1’i Bursa’da olunca, Avrupa kıtasında ilk kez Türkiye’de 4 yıldır gerçekleşen Otomotiv Buluşmaları da haliyle Bursa’da oluyor. Bu konferans Bursa’nın Avrupa’daki tanınırlığı ve itibarı açısından da aslında büyük önem taşıyor.
Bu yılki buluşmaya binek araçtan ticari araç ve ağır vasıta grubuna kadar birçok farklı alanda 38 ülkeden toplamda 300 sektör temsilcisinin katılacağını söyleyen Durmaz;
“Etkinliğimize katılacaklar arasında, ABD’den Almanya’ya, Slovenya’dan Hindistan’a kadar, hatta Etiyopya ve Tanzanya’dan bile birçok farklı alandan alıcıların yetkilileri de bulunuyor” dedi.
Ayrıca etkinliğe ilginin her geçen yıl arttığını belirterek uluslararası bir tedarik zinciri olan AUTOMOTİVE MEETINGS’ in katılımcıları arasındaki ikili iş görüşmelerinin de her yıl arttığını ifade etti.
Konu dışında sorulan sorular neticesinde ise şu başlıklara yer verildi:
Nilüfer Çayı ve çevre kirliliği tek başına OSB’nin çözebileceği bir iş değildir.
Kentin içindeki sanayi işletmelerinin OSB’ye taşınmasıyla ilgili Büyükşehir’in projesini destekliyoruz.
Gelecek nesli sanayi ile ilişkilendirilmesi için Üniversitenin ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nün destekleriyle Z meclisini kurduk.
Z kuşağıyla alakalı bu projeler konuşmanın benim için en çok ilgimi çeken tarafıydı. Çünkü daha önce de bu konuyu birçok kez köşeme taşımıştım.
Üniversiteli işsizin gün geçtikçe çoğaldığı, teknik ve ara eleman eksiğimizin de buna paralel arttığı ülkemizde, bu durum acilen ele alınması gereken bir konu. İyi puan alamayınca zorunlu olarak gidilen liseler haline gelen meslek liselerinde de bu yüzden maalesef performans kaybı oldukça fazla. Bu liselerde okuyan çocukların çoğu ne yazık ki iyi bir üniversiteye girme umutlarını kaybetmiş durumda. Sayıları yüzleri aşan sıradan yüksekokullarda ise işsizlikle yüz yüze gelme ihtimali de gençlerimizin geleceğe karşı amaçsızlığa itmekte.
Halbuki meslek liselerine verilecek önem bu sorunun asıl kaynağını çözecektir.
Toplantıda sorulan ama Başkan Durmaz’ın geçiştirdiği “Suriyeli göçmenler sizce de sanayideki ara eleman eksiği için önemli mi?” sorusunu toplantı bitiminde tekrar sorma imkanı buldum.
Durmaz’ın yanıtı ise şu şekildeydi:
“Evet doğru. Şu an ara eleman eksiğimizi Suriyeli göçmenler sayesinde karşılıyoruz”.
Bu açıdan baktığımızda ciddi bir eleman eksiği olduğu net.
Çözümü ise aslında belli.
Mesleki eğitimlere önem vermek ve yetiştirilen gençlerin bu işletmelerde istihdamını sağlamak. Dolayısıyla işsizliğin de bir nebzede önüne geçebilmek.
Yorumlar
Kalan Karakter: