Bursa nam-ı diğer Yeşil Bursa…
Muhteşem tarihi, kültürü, konumu, iklimi itibari ile tanınan, her sınıftan insanın tercih ettiği cennet ilimiz…
Ama en çok da yeşiliyle ün yapmış güzel şehir. Her ne kadar son yıllarda şehir hızla betonlaşsa, yeşil kimliğinden uzaklaştığı görülse de;
Olsun!
Heybetiyle, doğası, mis gibi havası ve yalnızca Uludağ’da yaşayan 32 tür endemik çiçek ve bitki çeşitliliği sayesinde “Yeşil Bursa” ismi Uludağ sayesinde korunmaya devam ediyor.
Ayrıca yine bu özel ve nadir bitki örtüsü sebebiyle, ormancılık literatüründe de özel bir yere sahiptir.
Bursa insanının gurur duyduğu ve zarar görmesini asla istemediği Uludağ ilginçtir ki, iki milletvekili tarafından riske atıldı!
Nasıl yani!
Bilinçli yapıldığını zannetmemekle beraber, bunun tek bir yanıtı olabilir;
Olayın ciddiyetinin ya farkında değiller veya gerçekten Uludağ onlar için bir şey ifade etmiyor!
Aslında dışardan bakıldığında sakıncalı bir durum gibi görünmese de yaşanan örnekler, endişe verici…
…
Olayı daha iyi anlama açısından şöyle özetleyeyim;
Ülkemizde toplam 48 Milli Park var. Milli Parklar korunması zorunlu doğal sit alanlarıdır.
Bu yüzden 09.08.1983 tarih ve 2873 sayılı kanunla bu tür alanların korunması için özel bir yasa yürürlüğe girmişti.
Peki bu yasa neleri içeriyor?
“Tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulmaz,
Yaban hayatı tahrip edilmez,
Tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi yapılamaz,
Genelkurmay Başkanlığınca ihtiyaç duyulan savunma sistemi için gerekli tesisler ve kamu yararı açısından kesin bir zorunluluk bulunmadıkça her ne surette olursa olsun hiçbir yapı ve tesis kurulamaz ve işletilemez.”
…
Mesele şu ki; yasalarla korunması zorunlu olan Uludağ ve bunun için görevlendirilen Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yerine Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı “Alan Başkanlığı”na devredilmesi istemi ve teklifi verenlerin de iki AK Parti Bursa milletvekili olması…
Evet günlerdir çevre platformu üyelerinin, doğa severlerin ve muhalefet partilerinin yaptığı eylemlerin sebebi tam da bu!
Salı günü “Su Kolektifi” de bu amaçla FSM de yaptığı eylemde şu açıklamalarda bulundu:
“AK Parti son 20 yılda Uludağ’ı Davos yapma hevesiyle Milli Parklar Kanunu’na aykırı birçok proje üretti. Bunların çoğu Bursa Barosu öncülüğünde açılan 20’ye yakın davayla iptal edildi. Alan başkanlığın nasıl felaketlere yol açtığını bazı Milli Parklarda gördük. Kaldı ki en son örneğini Kapadokya’da gördük. Peri bacalarının yıkılarak yol yaptıklarına, tarihi evlerle dolu mahallelerini yıkıp turistlik tesis yaptıklarına şahit olduk.
Kanunlardaki koruma önlemleri Alan Başkanlığının sınırları içinde uygulanmaz. Ayrıca Cumhurbaşkanı kararıyla sınırları istenildiği kadar büyütülebilir. Yasal olarak bu değerleri yok etme yetkisine sahiptir. Sayıştay denetiminden de muaf ve anti demokratik bir yapıdır.”
İşin daha tuhaf tarafı ise; dünyada ilk kez bir ekolojik Milli Park, bu vasfı almasına neden olan doğal endemik varlıkları koruduğu halde yasal koruma statüsü kaldırılmak istenmekte…
Gerçekten anlamlandıramadığımız kadar tuhaf değil mi?
Halbuki dünya genelinde Milli Parklar özel statüde korunur. Üstelik iklim krizinin iyice gün yüzüne çıktığı şu günlerde, dünyanın sığınacağı limanlar olarak görünen özel bölgelerdir buralar.
Yani korunması çok daha önem arz eden süreçte, bu işin asıl uzmanlarının elinden alınarak el değiştirme sebebi ne olabilir?
Yoksa gerçekten çevrecilerin de söylediği gibi bu şekilde ranta kapı açma düşüncesi mi var?
Yıllardır DKMP yönetim kademesinde kişiler doğal olarak Orman mühendislerinden seçilirdi. Bu yasa teklifi verildikten sonra Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Milli Emlak Dairesinden birinin atanması da haliyle oldukça tepki aldı.
Bu konuda da Su Kolektifi şu ifadeleri kullandı:
“Bu atama artık yağma ve talan boyutunun diğer tüm milli parklara da gireceğinin göstergesidir. Bunun vatandaş olarak reddini talep ediyoruz. Atama geri alınmalı, DKMP de yıllarca görev yapmış bir uzman atanmalıdır.”
Alan Başkanlığına geçiş teklifinin sebebi tam olarak açıklanamazken;
Sahi Milli Parklar gibi doğal sit alanı olan bir yere Milli Emlaktan bir Genel Müdür getirilmesinin sebebi ne olabilir?
Milli Park ve Milli Emlak gerçekten ne alaka…!
Bu arada; konuyla alakalı İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu bugün Milli Park kapısında zincirli kilitli basın açıklaması yapacağını duyurdu.
Umuyorum, bu açıklamanın doğaya vurulması düşünülen zincirlerin kırılmasına faydası olur!
Yorumlar
Kalan Karakter: