Son birkaç gündür tüm Türkiye’nin gözü kulağı deprem bölgesinde!
Geç gelen yardımlar!
Olumsuz hava koşulları!
Tüm vatandaşlar tek yürek olmuş, bir şeyler yapmaya çalışırken;
Organizasyondaki başı boşluk!
Ve depremzedelerin hüznü, acısı;
Ve çokça kırgınlık, kızgınlık!
Haksızlar mı?
Biz izlerken bu duyguları yaşıyorsak;
Bu felaketin içindekilerin bu ruh halinde olmaları çok normal değil mi?
Ve bugün;
Her türlü haklı kırgınlıklarına, kızgınlıklarına şefkat ve yaralarını sarma zamanı!
…
Dün TMMOB’nin “Kahramanmaraş depremi ve kaçak yapıya karşı göreve çağrı”başlığı adı altında basın toplantısı vardı.
Aslında bu, depremden önce yapılması zaten planlanmış bir toplantıydı.
Anladığımız kadarıyla da, kaçak yapı ve imar aflarının taşıdığı risklere yönelik bir toplantı olacaktı.
Fakat talihsiz bir tesadüftür ki; bu risklerden bahsetmeye kalmadan, açıklanacak tehlikeler ve ihmallerin yarattığı yıkıma, ülkece şahit olmak zorunda kaldık yine…
Bu toplantı o yüzden daha anlamlı ve maalesef daha üzücüydü…
Çünkü akademik odalar gelecek tehlikeyi; gerek jeolojik, gerek mimari, gerek yapı denetim ve yönetmelik açısından, gerek hukuki, gerekse tıbbi anlamda;
Tedbirin, uygulamalarda yetersizliğin, düzenlemelerin gerekliliği hakkında, yetkilileri defalarca uyardıkları halde, nedense duyulmamışlardı!
Fakat dünkü toplantı bu anlamda asla pes etmeyeceklerini ve çabalarına devam edeceklerini göstermesi açısından, önemli ve umut vericiydi!
...
BAOB’da gerçekleşen basın toplantısında açıklamayı yapan Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu;
“Depreme karşı güvenli bina için olmazsa olmaz unsurları; doğru zemin analizi, zemin yapısına uygun projelendirme, projelere bağlı olarak gerekli ve kesintisiz denetimi görmüş yapı üretimidir”dedi.
Devamında ise;
“Öncelikle inşaat ruhsatı ve sonrasında uygun yapıldığının göstergesi olan iskan izni olmayan yapılarda, bu unsurlar göz ardı edilmekte, can ve mal güvenliği riske edilmektedir. Pazartesi meydana gelen depremde de bu riskin ne kadar büyük olduğu anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Evet, günlerdir konuştuğumuz felaketin ana sebebi; ehil ağızlardan yine ve yine açıklanıyordu.
...
Deprem felaketi daha çok sıcak biliyoruz!
Fakat depremden önce de defalarca akademik odalarca yapılan uyarıları da biliyoruz.
Maalesef ki; ne kadar az dinlendiğini, ne kadar umursanmadığını ise, yinelenen felaketlerle görmek zorunda kalıyoruz…
Toplantıda konunun uzmanlarının yaptığı tespitler kısaca şöyleydi;
Marmara depremi sonrası; mimarlık hizmeti almayan, üretimleri denetlenmeyen “kaçak binaların” taşıdığı büyük risk anlaşılmasına rağmen bu konuda gerçekçi adımların atılmayışı.
Üstelik her seçim döneminde, imar affı ve imar barışı adı altında yasallaştırılması;
Ayrıca imar affı ismiyle barınma ihtiyacı şeklinde masumane gösterilmeye çalışılan bu uygulamaların ticari ranta dönüştürülmesi;
Deprem sırasında güvenli toplanma yerleri olan kamuya açık ve yeşil alanların kentsel dönüşüm adı altında kapatılması;
Kentsel dönüşümün deprem odaklı revize edilmesinin aciliyeti;
Kamu binalarının yapımında, denetim zorunluluğu olmaması;
Kamusal denetimin tekrar odalara verilmesinin önemi;
Zemin etütlerine göre yaşam alanlarının başka yerlere nakledilmesi;
İmar mevzuatı komple yenilenmeli ve deprem yönetmeliği düzenlenmeli.
Bunların yanında; Kahramanmaraş depremi hakkında;
Müdahalenin AFAD kapsamında tek elden yönetilmeye çalışılması sonucu, organizasyonun olmaması, yardımların ve kurtarma çalışmalarının zamanında yapılamamasına da değinilirken;
Tabip Odası’nın söyledikleri de oldukça endişe vericiydi.
"192 bin vatandaşımızın göçük altında olduğu tahmin edilirken, hayatını kaybedenlerin sayısının ciddi bir oranda artmasından korktuklarını söyledi. "
Yine Bursa Eczacılar Odasının depremzedeler için 1milyon TL’lik ilaç yardımı yaptığını da öğreniyoruz. Fakat Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin'in;
“Bölgede ihtiyaç çok fazla, gönderdiğimiz onca ilaç dahi sadece bir bölgede 1-2 saat içinde tüketildi” sözleri epremzedelerin çaresizliğini gösteriyordu aslında...
Ayrıca TMMOB bünyesinde de iki tır yardım gönderdiklerini, hafta sonu üçüncü tırında yola çıkacağı da aldığımız haberler arkasındaydı.
Evet! Deprem felaketini iliklerimize kadar hissettiğimiz şu günlerde, vatandaş tek yürek olmuş, acıları paylaşmaya, elinden gelen desteği vermeye çalışıyor.
Fakat organizasyon o kadar kötü ki, gideceği yeri bilmeyen araç sürücüleri, yardımların hangi bölgeye verileceğini bile tasarlayamayan AFAD sorumluları;
Karayollarının yol çalışmalarını koordineli yapamaması sebebiyle yardım ulaşamayan bölgeler olduğunu duymak üzüntü verici.
...
Son olarak da; TMMOB bu felaketlerin tekrarlanmaması adına şu çağrıda bulunuyordu;
“Bursa Valiliği başta olmak üzere tüm Kaymakamlıklara, Bursa Büyükşehir Belediyesine, İlçe Belediyelerine, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne, Organize Sanayi Bölgeleri Müdürlüklerine sesleniyoruz. Toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açacak, doğa olaylarının afete dönüşümüne ve pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak kaçak ve uygunsuz yapı üretiminin önlenmesi için gereken tedbirler alınsın. İzinsiz ve mevzuatlar dışındaki inşaat faaliyetlerde bulunanlarla ilgili gerekli ve caydırıcı cezai işlemler yapılsın. Bu doğrultuda ivedilikle harekete geçilmelidir.”
Dileğimiz, hayati bu çağrıya bari bu defa kulak verilmesi!
Yorumlar
Kalan Karakter: