Eğitimle ilgili bir çok tanımlama mevcuttur.
Genel manada bir insanın duygusal, zihinsel ve bedensel olarak elde ettiği aşamalar eğitim olarak adlandırılabilir.
Eğitim gençlerin toplumsal rollerini belirlemede ve yaşantıları boyunca kendilerine rehberlik edecek bilgi, beceri ve anlayışları edinmeleri için yardım eden bir rehberdir.
Her ne kadar eğitimin hayat boyu süren bir yanı olsa da özellikle çocukluk ve genç yaşlarda edinilen yetkinliklerin kişinin yaşamı,hayata bakışı konusunda büyük bir etkiye sahip olduğu açıktır.
Zaman içerisinde bu yetkinlikler değişiklik göstermiş ve toplumsal beklentilere göre şekillenmiştir.
Günümüzde modern eğitim anlayışı 18 yaşına gelmiş bir bireyin aşağıdaki açıklamaya çalışacağım özelliklere sahip olmasını hedeflemektedir.
Bu özelliklere sahip olacak gençlerin hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar öncelikle mutlu, kendine güvenen ve başarılı bireyler olmaları beklenmektedir.
18 yaş modern toplumlarda yetişkinlik yaşı olarak kabul edilmektedir.
Yetişkin çağa gelmiş bir genç en az 1 yabancı dili etkin konuşabilmeli, sporla uğraşmalı, sanatla ilgilenmeli, bilgi teknolojilerine hakim olmalı ve kişisel gelişim konusunda birçok yetkinliğe sahip olmalıdır.
Ülkemizde de sürekli değişen, hedefi belirsiz sistemin bu özellikler üzerine kurulması toplumsal gelişim için önemlidir.
Bu konuda dünyadaki başarılı örnekleri alıp uygulamak yeni nesillerin gelişimi için de elzemdir.
Bu 5 maddeyi önümüzdeki yazılarda detaylı olarak anlatmaya çalışacağım. Bu konuda ilk yazım sanat eğitimi üzerine olacak.
Nasıl bir sanat eğitimi;
Öğrencinin müzik, resim ya da şiir, roman gibi yazılı sanatlar yönlendirmesini içerir. İlkokul düzeyinde yapılacak test ve sözlü mülakatlarla öğrencinin ilgi alanı ve yeteneği tespit edilebilir ve liseyi bitirene kadar bu konuda eğitimler verilir.
Ülkemizde veliler bu konuda genelde bilinçli olmakla beraber çocuklarını gitar, piyano gibi popüler alanlara yönlendiriyorlar. İlerleyen yıllarda ise çocuk ilgisi ve yeteneği olan eğitimi almadığı için ya bırakıyor ya da yeterince gelişemiyor.
Bu noktada okul rehberlik birimlerine büyük görev düşüyor. İlkokul, hatta anaokulu seviyesinde öğrencinin ilgisini ve yeteneğini ölçebilecek testler ve mülakat yöntemleri mevcut. Okul rehberlik birimlerinin bu yöntemleri alıp uygulaması ve hem öğrenciyi hem de velileri yönlendirmesi mümkün.
Bu çalışma yapılabilirse hem öğrenci istediği bir alana yönlenebilecek hem de sevdiği bir alanda ilerleyebilecek.
18 yaşına kadar bu sistem içerisinde yetişen bir öğrenci uluslararası işler yapabileceği gibi en kötü ihtimalle sosyal hayatında ilgileneceği ve kişisel gelişimine katkı sağlayacak bir uğraş edinmiş olur.
Maalesef eğitim sistemimiz buna uygun oluşmadığı için belki de nice yetenekleri heba edip duruyoruz.
Son yıllarda sanat eğitimlerine verilen değerin azalması da üzücüdür.
Halbuki bir bireyin, toplumun ilerleyebilmesi için sanat hayati önemdedir.
Dünyada gelişmiş tüm toplumlar sanatla iç içe yaşayanlardır. Sanatla uğraşan, içli dışlı olan gençler yaratıcı yönü güçlü gençlerdir. Bu gençler elde ettikleri kazanımları kullanmak konusunda daha isteklidir. Bu istek çok zaman yeni buluşların, hareketlerin de öncüsüdür. Gençlerimizi bu konuda geliştirmek aslında toplumsal refaha yapılabilecek en büyük yatırımdır.
Umudumuz ve beklentimiz en azından bundan sonra eğitim sistemimiz içerisinde bu konunun daha fazla yer alması ve gereken önemin verilmesidir.
Bu konuda farkındalık yaratmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Özellikle veliler de bununla ilgili talepte bulunurlarsa belki olumlu adımlar atılabilir. Yakın gelecekte dünyadaki gelişmelere paralel olarak ilerleme sağlanabileceğini düşünüyorum.
Yeter ki etkili ve yetkili pozisyonda bulunan kişilerin bilgisi ve niyeti olsun, böyle bir sistemi alıp uygulamak çok zor değil.
Yorumlar
Kalan Karakter: