Genel seçimler bittiğinden beri malum altılı masada özellikle CHP’de bir türlü sular durulmadı...
Genel Başkanlık, koltuk kapmaca daha doğrusu koltuğa yaklaşamama kargaşasının il ve il örgütlerine yansımasıyla haliyle buralar da saflara ayrıldı.
Halbuki seçim sürecindeki hoşgörü, dayanışma, kardeşlik söylemleri, kalpler-böcekler simgeleri ve “illa ki demokrasi” söylemlerine sadık kalabilseydi Kemal Kılıçdaroğlu; muhtemelen böylesi bir kaos yaşanmayacak, olması gereken şekilde devam edecekti.
Fakat tüm Türkiye’nin şahit olduğu veya olması istendiği şekilde,
Hatta neredeyse iktidarın bile parti içi meselelerine müdahil olacak, yorum yapacak duruma getirildi.
Ve bırakın genel merkezdeki yönetim savaşları, “koltuğumu vermem” tartışmalarını!
İl ilçe kademelerindeki aday, delege ve kim kime destek verecek emirleri yukardan verilip müdahale edilerek büyük kurultay için zemin oluşturulmaya çalışıldığı bile iddia ediliyor.
Tüm demokrasi söylemlerinin gereği miydi bu da acaba!
Hal böyle olunca il ilçe örgütlerinde de 2-3 hatta daha fazla gruplaşmalara neden oldu.
...
Bugün gerçekleşen CHP Bursa 38. İl Olağan Kongresi de bu doğrultuda gerçekleşti diyebiliriz.
Saflar, son ana kadar gruplaşmalar, gruplarda son anda oyuncu değişikliği, diğer takıma geçişler, destek almak için vaatler, kabuller, anlaşmalar, vazgeçişler gibi türlü türlü iddialar ve kongreye başlama düdüğü!
Hatırlarsanız en heyecanlı ve biraz da tartışmalı geçen,
Her seçim döneminde bir şekilde Bursa’nın kaderini belirleyen iki büyük ilçesi Yıldırım ve Osmangazi de yine odak noktasıydı.
Osmangazi’de İsmet Karaca’nın desteklediği aday Baran Güneş’in önüne geçerek kazanan kişi Cengiz Çelikten olmuştu.
Ve aslında kongredeki adaylardan Nihat Yeşiltaş ve Gürhan Akdoğan’ın ve hatta önce aday olduğunu sonrasında Yeşiltaş’a destek vereceğini duyuran Şükrü Er’in de kazanmasını istedikleri, gayret gösterdikleri bir adaydı da...
Ama süreç ilerledikçe dengeler değişmeye başladı.
İkinci büyük ilçe olan Yıldırım’da Nihat Yeşiltaş’ın desteklediği aday İlhami Gün’ün kazanması,
Akabinde Bozbey ve Hayri Türkyılmaz’ın Yeşiltaş’ı destekleme kararı, Çelikten’in de bu ekipte yer almasıyla Yeşiltaş’ın elini iyiden iyiye güçlendirmişti.
Tabii şunu da belirtmek gerekir: Yeşiltaş bu desteklerin dışında da zaten diğer 13 ilçe başkanlarının desteklerini almış ve ilçe başkanlığı döneminde de devamlı halkın içinde oluşu, sevgilerini ve teveccühlerini kazanmıştı.
Yine kimilerine göre yukarıda belirttiğim Bozbey ve Türkyılmaz’ın Yeşiltaş’ın yanında yer almasının, destek mesajlarının Yeşiltaş’ı zora sokabileceğini düşünenler de yok değildi...
Bu arada adaylıktan çekilerek Yeşiltaş’a destek veren Şükrü Er’in kongreye saatler kala sosyal medya hesaplarından, Yeşiltaş’a anlaşmalarına sadık kalmadığından dolayı desteğini çektiğini belirtmesi ise oldukça ilginçti.
Ve o noktadan sonra düşünülen, acaba sonucu etkileyecek bir delege gücüne sahip miydi Er veya her destek veren de bir şeyler mi talep etmişti?
Bu noktada kulislerde en çok konuşulan şu;
Aslında her ne kadar Mustafa Bozbey ve Hayri Türkyılmaz; Yeşiltaş’a destek vermiş olarak lanse edilse de, mesele iki siyasetçinin de Yeşiltaş’ın kazanacağını anlaması ve önümüzdeki seçimlerde özellikle Bozbey’in zayıf olduğu bazı bölgelerde Orhan Sarıbal ve Nihat Yeşiltaş’a olan teveccühten faydalanma düşüncesi olduğu,
Hatta Bozbey’e bu desteği vermesi, genel merkezden gelen bir tavsiye olduğu bile söyleniyor.
Siyasi mantık olarak düşünüldüğünde, akla hiç de uzak durmuyor.
...
VE KONGRE BAŞLIYOR!
Kongrenin her ne kadar 11.00’da başlanacağı belirtilse de biraz saatini aşmakla beraber 20’yi aşkın konuşmacının olması ve her birinin adaylardan daha aday gibi konuşmalarının bitmesi akşam saatlerini buldu.
Ama ifade etmek gerekir ki, birçoğu da oldukça iyi hazırlanmışlardı.
Özellikle Genel Başkan aday adayı Örsan Öymen’in Kılıçdaroğlu’nun devamlı kaybeden bir lider olarak hala kalma gayreti içinde olduğunu, orantısız şekilde hazırlanan listelerin halkı temsil edemediğini, partinin gitgide ilkelerinden uzaklaşma noktasına getirildiği sözleri oldukça alkış aldı.
Ne var ki konuşmanın epey uzaması Öymen’in kurultay konuşması havasını da yarattı sanki.
Yine Baran Güneş’in;
Ankara’da oturup listeler hazırlanıyor eleştirisi ve 2 dönem kuralının şart olduğunu, milletvekilliğinin bir meslek olmadığına dair sözleri oldukça önemliydi ve epey beğenildi.
Ayrıca Mustafakemalpaşa ilçe başkanı Serda Kuru’nun ”örgütün haberi olmadan vekil listelerinin çıkması, WhatsApp üzerinden gönderildiği” eleştirisi de partililer tarafından çokça tezahürat aldı ve ilgi çekti.
Kongrede gerek genel başkan yardımcısı, gerek mevcut milletvekilleri, önceki dönem milletvekilleri, belediye başkanları ve tabii ki ilçe örgütleri, partililerle beraber birlik mesajları vermeye çalışsalar da;
Yukarıda bahsettiğim gibi genel merkezdeki huzursuzluğun maalesef yansıması da net olarak görülüyordu.
...
Nihayet konuşma sırası adaylara geldiğinde, kürsüye ilk gelen isim Turgut Özkan oldu.
Özkan’ın hedefi belli ki tek rakip olarak gördüğü Yeşiltaş’tı.
Ona destek veren belediye başkanlarını ve milletvekillerini de es geçmiyor, saydıkça saydırıyordu.
Tek başlarına kimseden medet ummadan bu yarışa girdiklerini belirtiyor ve Yıldırım’da oyları düşüren bir başkanın ilde bir şey yapamayacağını iddia ediyordu.
Ve Turgut Özkan’ın başkanlık dönemi boyunca hiç bu kadar sinirli ve ateşli bir konuşmasına rastlamamıştık diyebilirim.
Sıra Nihat Yeşiltaş’a geldiğinde ise;
Yeşiltaş her zamanki tavırlarıyla öncelikle emekçilerin mağduriyetinden, iktidarın yarattığı sefaletten, yerli ve yabancı sermayedarların ülkeyi nasıl sömürdüğünden, büyükşehir belediyesinin vadettiği fakat yapmadığı başta trafik ve ulaşım konularından bahsederken,
Aday olma amacının; partinin halkçı zihniyetini tüm örgütlere yaymak olduğunu ifade etti.
Ve sonrasında “Bizi birleştiren nedenler ayrıştıranlardan daha çoktur” sözleriyle bitireceğini sanarken,
Aslında rakiplerine yönelik bir konuşma düşünmediğini ama Özkan’ın atıflarına cevap verme gerekliliğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti.
“Biz 4 yıldır sokaklardayken siz neredeydiniz? Bir kez bile yanımızda olmadınız. Konuşmanızda kendi belediye başkanlarınızı ve milletvekillerinizi itibarsızlaştırdığınızın, ayrıştırdığınızın farkında mısınız?
Ön seçim istiyoruz diyorsunuz. Oğuz Kaan Salıcı geldiğinde, biz önseçim istiyoruz dediğimizde, şimdi olmaz diyen siz değil miydiniz? Üstelik Yıldırım’da bırakın oyların düşmesini yüzde 2 artırdığımızı da biliyorsunuz. İki yüzlü olmayın!”
Genelde Yeşiltaş’ın konuşmaları rakipler ve kişiler üzerinden değil, özellikle halkı ilgilendiren toplumsal konular ve ezilen insanların mağduriyeti üzerinedir.
Fakat Özkan’ın söylemlerine yanıtsız kalması hele ki bir kongre seçiminde haliyle doğru olmazdı. Ve verdiği yanıtlar da oldukça yerinde ve isimlerle teyitliydi de...
Gürhan Akdoğan’a sıra geldiğinde ise;
Değişim talepleriyle başladı ama bunun şartlarının oluşturulması gerekliliğinden de bahsetti.
Yine siyasette olduğu dönem ve sonrasında ayrı kaldığı dönemde yaptığı çalışmalardan, birleşelim diyenlerin aslında buna yanaşmadığından, gençleri sadece bayrak asmak için görevlendirmekten öte siyasete hazırlanmalarını sağlamanın gerekliliğinden söz etti.
Ama sanırım konuşmasının en dikkat çeken tarafı, duyumların doğru olduğu Turgut Özkan ve Cengiz Çelikten’in adaylıktan çekilmesi halinde yaptıkları teklifleri açıklamasıydı.
Öyle ki; sonrasında Çelikten söz isteyerek,
Bunun tekliften ziyade Yeşiltaş ve Akdoğan’ın bir araya gelmelerini sağlamak olduğunu, ikisiyle aynı ortamda görüştüklerini belirterek kürsüde cevap hakkını kullandı.
...
Aslında adaylara baktığımızda, üç adayın da öylesine sıradan adaylar olduğunu söylemek haksızlık olur.
Geçmiş siyasi tecrübesiyle tanınan, sevilen Akdoğan,
Yıllardır Yıldırım’da sahalarda başkanlık görevini bıkmadan usanmadan yerine getirmeye çalışan ve halkın içinde olmayı seven ve sevilen Yeşiltaş,
Ve belki İsmet Karaca’nın gölgesinde kaldığı düşünülerek eleştirilse de mesleki olarak oldukça başarılı olan Özkan...
Bu tablo, CHP’nin il kongresi aday profili olarak parti adına oldukça gurur verici olmalıydı.
Tabii ki bu, demokrasinin gereği ve bir kişinin kazanması gereken bir yarıştı.
Ve kazanan Nihat Yeşiltaş oldu. Günlerdir yapılan yorumlar neticesinde bu sürpriz olmadı. Kaldı ki, kongre öncesi Yeşiltaş’ın ekibinin bana söylediği 323 oyun birebir aynısını kongrede sağlayarak açık ara bir galibiyet aldı.
Yeşiltaş’la birçok kez röportaj yaptım. Oldukça duygusal ve ezilen insanlara karşı hassasiyetinde samimi olduğundan kuşkum yok.
Ve şunu da söylemem gerekir ki, başkanlık dönemi boyunca birçok kez il örgütü tarafından da ötekileştirmeye, ayrıştırmaya, bazı haklarından mahrum bırakılmaya çalışılsa da, mücadelesinden hiç vazgeçmemiş ve kısıtlı imkanlarla olsa da ilkelerinden taviz vermemiş bir ilçe başkanı olarak akıllarda kalacak.
Ve ümitler, bu karakteri ve ideolojik ilkeleriyle CHP Bursa il örgütüne de yeni bir soluk ve bakış açısı getirmesi...
Yorumlar
Kalan Karakter: