Bursa kalbi konumundaki Heykel’de yürürken Suriyeli göçmenlerden olduğu bir bakışta anlaşılan 20’li yaşlarda genç bir kadın dikkatimi çekti.
Yanındaki kişinin eşi olduğunu tahmin ettiğim genç bir erkek ve kucaklarında, önlerindeki çocuk arabasında yine annesinin eteğini tutan, bir de önlerinde yürüyen 5 çocuklu bir aile gördüm.
Şimdi, ne var bunda diyeceksiniz belki de.
Doğru, oldukça sıradan bir durum artık!
Şunu söyleyeyim…
Benim bu insanlara karşı kızgınlığım asla olmadı.
Çünkü ülkelerin yaşadığı iç savaşlar, ekonomik çıkmazlar gibi çeşitli sebeplerle mülteci akını zaman zaman olmuştur.
Ama, bu insanların bu kadar sorumsuzca davranmasını anlamak da çok güç...
Tabii bunun yanı sıra onlara bu bilincin verilmemesi de bir o kadar ciddi bir mesele...
Malum hastanelerin kadın doğum ve pediatri bölümlerine gittiğinizde hastaların yarısından çoğunun Suriyeliler olduğunu görmüşüzdür.
Peki verilen bu sağlık hizmetleri kadar, doğum kontrolüyle ilgili zorunlu eğitimler de verilse daha iyi olmaz mıydı?
“Zorunlu” dediğimizde belki kulağa çok hoş gelmeyebilir. Fakat mülteci olarak geldiğin bir ülkenin ekonomik koşulları, yaşam standardı ve kültürüne de elinden geldiğince uyum sağlamak gerekmez mi?
Türkiye’de uzun yıllardır çocuklarını daha iyi şartlarda yetiştirebilmek, bu anlamda bilinçlenme, ekonomik koşullar ve gelişen dünyanın şartları gereği doğum oranının oldukça düştüğünü bilmekteyiz.
Kaldı ki TÜİK’in Mayıs ayında açıkladı
2021 yılında Türkiye'de toplam doğurganlık hızı 1.70 çocuğa inerek nüfusun yenilenme hızı olan 2.10'un altında kaldı.
Nüfus başına doğum da son 20 yılda neredeyse yarı yarıya azaldı...
Yani neredeyse doğum değil doğurmamay
Türkiye’de Geçici Koruma Statüsü’ndeki Suriyeli nüfusun doğurganlık verileri ise şöyle:
Suriyeli kadınların yaşı ile orantılı olarak çocuk sayısı 7-8’e çıkabiliyor.
Yüzde 93’ü; doğum öncesi bir sağlık görevlisinden hizmet almış ve doğumu hastanede gerçekleştirmiş.
Yüzde 89’u da doğum sonrası 41 gün içinde bakım hizmeti almış...
Mesele şu ki, yıllardır ülkemizde mülteci olarak misafir ettiğimiz, bir kısmına vatandaşlık verdiğimiz bu insanların da yaşadıkları ülkeye ayak uydurulmaları zorunlu eğitimlerle öğretilmelidir.
Çünkü içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar ve doğurganlık hızı düşünüldüğünde bu işin keyfiyete bırakılmasının ciddi bir ekonomik külfet ve kültürel yozlaşmaya kadar gideceği de düşünülmeli.
Bu konuda, acil önlemler alınmalıdır!
Yorumlar
Kalan Karakter: